K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 5510 sayılı Yasa'nın 20/3. maddesi uyarınca davacıya murisi nedeniyle iş kazası meslek hastalığı sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....
Dosyanın incelenmesinden; davacı sigortalının hastalığının meslek hastalığı olup olmadığının Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespitinin uygun olacağının SGK İnceleme Raporunda belirtildiği halde Kurumun bu yönde bir tespitine ve davacıda meslek hastalığı sonucu oluşan iş gücü kaybı oranının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tespit edildiğine dair bir bilgi ya da belgeye rastlanmadığı belirgin olduğundan; mahkemece yapılacak iş; a-)Davacıya meslek hastalığını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “meslek hastalığının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre; b-)Olayın Kurumca meslek hastalığı olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek meslek hastalığı sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri...
Somut olayda meslek hastalığı olduğu iddia olunan hastalığın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği ve dolayısı ile kurum içi prosedürler izlenerek meslek hastalığı ve sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti yapılmadığı anlaşılmış olup, söz konusu hüküm bu yönü ile usul ve yasaya aykırıdır....
Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 20/3 maddesi, “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir....
Yapılacak iş; davacıya meslek hastalığını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “meslek hastalığının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca meslek hastalığı olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kuruma müracaat ederek iş kazası/meslek hastalığı sigorta kolundan gelir bağlanması için önel vermek ve ayrıca davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının tespit edilip edilmediğini Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan sormak, Kurumdan gelecek belgelere göre sürekli iş göremezlik oranına ilişkin çelişki oluşması halinde yukarıda açıklanan usüle göre resen tespit etmek ve sürekli iş göremezlik oranı kesinleştikten sonra dosyadaki tüm delilleri bir bütün halinde değerlendirerek bir karar verilmekten ibarettir....
Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın meslek hastalığı niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. Meslek hastalığının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak iş; davacıya meslek hastalığını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca meslek hastalığı olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumunu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “meslek hastalığının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca meslek hastalığı olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek meslek hastalığı sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....
Davanın yasal dayanaklarından olan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 20/3. maddesinde, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması durumunda, sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, 34. madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanacağı belirtilmiş, 34/1. maddede, sigortalının bu Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklarından yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanacağı açıklanmış, diğer taraftan 97/1. maddede, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, iş kazası, meslek hastalığı, görev malûllüğü...
Davacı Kurum ;sigortalı Mustafa Balcı'nın davalıya ait iş yerinde çalışmaları nedeni ile meslek hastalığına yakalanmış olduğunu ve 16/10/2014 tarihinde vefat ettiğini, sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı işverenin kusurlu olduğunu ve sigortalının malul kalması nedeni ile davacı kurumca sigortalının hak sahibi Elmas Balcı'ya 20.824,02 TL ilk peşin sermaye değerli sürekli iş göremezlik geliri, hak sahibi Sertinaz Balcı'ya 22.427,78 TL, ilk peşin sermaye değerli sürekli iş göremezlik geliri bağlandığını belirterek meslek hastalığı sonucu malul kalan sigortalı Mustafa Balcı'nın hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri yönünden rücu alacağının tespiti ile şimdilik 100,00 TL gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacağın gelirin onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin 07.09.2001 tarihli raporuna göre davacıda Siderozis meslek hastalığı olduğunun ve maluliyet oranının %10 olarak tespit edilmesi üzerine SGK tarafından %10 maluliyet üzerinden davacıya gelir bağlandığı, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada ise, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 13/11/2013 tarihli raporda davacının maluliyetinin fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiği belirtilirken, aynı kuruldan alınan 01/12/2014 tarihli raporda meslek hastalığı tespit edilmediğinin belirtildiği, Adli Tıp Genel Kurulundan alınan 13/08/2015 tarihli raporda ise davacıda pnömokonyoz meslek hastalığı tespit edilmediği, maluliyet tayinine mahal olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 20/3. maddesinde, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması durumunda, sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, 34. madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanacağı açıklanmış, diğer taraftan anılan Kanunun 97/1. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, iş kazası, meslek hastalığı, görev malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı günden itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı belirtilerek her bir gelir ve aylık için 5 yıllık zamanaşımı süresi benimsenmiştir....