WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle, 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Bu zararlardan da TMK 1007. Maddesi gereği Devlet (Maliye Hazinesi) sorumlu olduğundan, davalı Maliye Hazinesi vekilinin zarardan sorumlu olmadıklarına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin bilirkişi raporunun hatalı olduğuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

gibi, başlangıçtan beri geçersiz olan kaydın bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılacak dava ile iptal edilebileceğine (H.G.K. 30.02.2001 gün 2001/1-464-470 ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 ve 03.12.2008 gün 2008/7-717-722 S.K.)...

    gibi, başlangıçtan beri geçersiz olan kaydın bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılacak dava ile iptal edilebileceğine (H.G.K. 30.02.2001 gün 2001/1-464-470 ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 ve 03.12.2008 gün 2008/7-717-722 S.K.)...

      gibi, başlangıçtan beri geçersiz olan kaydın bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılacak dava ile iptal edilebileceğine (H.G.K. 30.02.2001 gün 2001/1-464-470 ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 ve 03.12.2008 gün 2008/7-717-722 S.K.)...

        gibi, başlangıçtan beri geçersiz olan kaydın bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılacak dava ile iptal edilebileceğine (H.G.K. 30.02.2001 gün 2001/1-464-470 ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 ve 03.12.2008 gün 2008/7-717-722 S.K.)...

          Mahallesi 131 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tescili ve davalının elatmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde hazine adına tapuya tesciline, davalının elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesine ilişkindir....

            -KARAR- Davacı ..., idare tarafından yapılan imar işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleştiğini, böylece idari karara dayalı olarak oluşan sicil kayıtlarının TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek iptal ve ihyaya karar verilmesini istemiş olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de; idari işlemin iptal edilerek kesinleştiği ve sicilinde yolsuz tescil durumuna düştüğü sabit ise de; ...'nin davasının kabul edilebilmesi bakımından taşınmazda imar öncesinde ...'nin mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının var olması gerekir. Oysa çekişmeli yerin öncesinde Hazinenin mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, kapanmış yolların Tapu Kanunu'nun 21. maddesi, 3194 Sayılı İmar Yasası'nın 11. maddesi hükmü uyarınca içinde bulunduğu tüzel kişilik adına tescil edileceğinden mahkemece işin esası bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur....

              İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre çekişmeli taşınmazın 1943 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Çırçır ve Şablan Bayırı Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, daha sonra 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığı anlaşıldığına, 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu orman dışına çıkartılan yerlerde tapu kaydına değer verilebilmesi için dayanılan tapu kaydının orman kadastrosunun kesinleşmesinden önce oluşması, orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmesi ve tapu kaydının 4785 Sayılı Yasa karşısında geçerliliğini sürdürmesinin gerekli olduğu, somut olayda; davacının tutunduğu tapu kaydının, çekişmeli yerin kesinleşen orman kadastrosu içinde iken başka bir anlatımla, orman olan yer için oluşturulduğuna göre, 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uygulamasında bu tapu kaydına değer verilemeyeceğine...

                Davacı ... ; 353 ada 20 parsel sayılı taşınmazı 19.04.1993 tarihinde noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, ancak 1999 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edildiği ve zilyet olarak önceki ... ...’in adının beyanlar hanesine yazıldığı, çekişmeli taşınmaza ilişkin 2510 Sayılı Yasa uyarıca oluşan iskan tapusunun bulunduğu, taşınmazın tahdit içinde iken makiye ayrıldığı, daha sonra 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca orman rejimi dışına çıkarıldığı, taşınmazın eski tarihli tapu kaydı bulunduğundan tapu sahiplerine intikal edeceğini, bu sebeple tapu kaydının iptal edilerek adına tapuya tescili ve taşınmazda zilyet olduğunun kütüğün beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman olduğu, ormanların alım ve satıma konu olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                  Ayrıca; kapanmış yollar bakımından da, 3194 sayılı Yasa'nın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescilin öngörüldüğü ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 21. maddesi hükmünün de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlediği bilinmektedir. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın ve de alınan bilirkişi heyeti raporu ile krokisinin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu