WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamından, ölüme bağlı tasarruf olan mirastan feragat sözleşmesinin murisin ölümü ile hüküm ifade etmesi, borçlu davalının mirasından feragat ettiği murislerinin halen sağ olmasına göre, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülmemiştir....

Somut olayda, Türk Medeni Kanunu madde 598’e göre mirasçılık belgesi verilmesi görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait iken mahkemece ölüme bağlı tasarruf olarak yapılan çıkarma da gözetilmek suretiyle irs ilişkisini gösteren mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Davalı, ....’nın ölüme bağlı tasarruf işlemi ile davalıyı ön mirasçı olarak atadığını, .... ve ....’nın tek mirasçısı olduğunu, davacıların dayandığı mirasçılık belgesinin iptali için dava açtığını, davacıların saklı payları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, miras payının iadesi veya tenkis istemlerine ilişkindir. Davacıların 29.05.2011 tarihinde vefat eden ...’in mirasçıları olduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 506/3. maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle davacıların saklı payı bulunmamakta ise de muris ....’nın vefatı anında TMK’nın 506/2. madde uyarınca saklı pay sahibi annesi .... sağ olup .....’nın mirasçısı olduğundan davacılar bu pay nedeniyle saklı paya sahiptirler. Bunun yanında, .... ve .... tarafından .... Noterliği’nde 04.02.1994 günü düzenlenen ölüme bağlı tasarrufun iptali için davacılar tarafından .......

      Mahkemece; kanunda sayılan iptal sebeplerinden hiç birisinin varlığı iddia edilmediğinden ve mirasçıların saklı payları için tenkis davası açma hakları bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tenkis davası, TMK'nın 560-562. maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle, tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir....

        Noterliğinde yaptığı 27.11.1998 tarihli ve 40410 yevmiye sayılı ölüme bağlı tasarrufun satış bedelinin dağıtılmasında dikkate alınmasına" ibaresinin yazılmasına hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasbırakan, terekesi üzerinde Türk Medeni Kanunun göstermiş olduğu sınırlar içerisinde ölüme bağlı tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğunu, kanunun göstermiş olduğu gerekli ehliyete sahip olan mirasbırakan, TMK 505'e göre "mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir", mirasbırakan T9 taşınmazı mirasçılarına devretmesi ölüme bağlı bir tasarruf olmakla birlikte, miras bırakanın tasarrufta bulunduğu anda ehliyeti mevcut olup, bu işlem usulen ve esasen tamamen hukuka uygun olduğunu, taşınmazın Sivas 1....

          (4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. (5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” hükmüne yer verilmiştir. Ölüme bağlı tasarruflarda şekil konusu menkul miras, gayrimenkul miras ayrımı yapılmadan düzenlenmiştir. (Nomer/Şanlı Devletler Hususi Hukuku, s.288). Bu kapsamda 5718 sayılı MÖHUK’un 20 nci maddesine göre, ölüme bağlı tasarrufun şekli, tasarrufun yapıldığı yer hukukuna veya işlemin esasına uygulanan hukuka veya ölenin milli hukukuna tabidir. Bu üç seçimli şekil kuralından amaç, ölenin son arzularının sonucu olan işlemin geçerliliğini sağlamaktır. (Milletler Arası Özel Hukuk Aysel Çelikel s.294) Diğer taraftan, vasiyetnamelerin geçerliliğini sağlamak amacı ile 05/10/1961 tarihli Vasiyet Tasarruflarının Şekli Konusunda İhtilafına Dair La Haye Sözleşmesi’ne Türkiye'de 1983 yılında taraf olmuştur....

            Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. 3. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565 inci maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570 nci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561 inci maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

              Asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine dair verilen kararın asıl davanın davacıları tarafından temyizi üzerine Dairece ".. miras bırakanın yaptığı işlem satış olup, sağlararası veya ölüme bağlı bir tasarruf bulunmadığından, tenkis hükümlerinin uygulanma olanağının olmadığı, hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulmasının isabetsiz.."olduğu gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar (karşı davalılar) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların (karşı davalıların) temyiz itirazı yerinde değildir....

                Davalılar, her iki talebin de zamanaşımına uğradığını, dava konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını, mirasbırakanın tüm mal varlığını ölüme bağlı tasarruf ile ...’a bıraktığını, ...'ın annesine 42 yıl baktığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescili talebi yönünden davanın kabulüne, ecrimisil talebi yönünden şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

                  UYAP Entegrasyonu