ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2023 NUMARASI : 2022/807 Esas - 2023/266 Karar DAVA KONUSU : Ölüme Bağlı Tasarruf (Mirasçılıktan Çıkarma) KARAR : DAVA :Ölüme Bağlı Tasarruf (Mirasçılıktan Çıkarma) İSTİNAF KARAR TARİHİ :07/09/2023 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :07/09/2023 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı dava dilekçesinde özetle; kızı Ebrar Tuana Atik’in, eski eşi ile boşanma süreçlerinde annesi ile yaşamayı tercih ettiğini, boşanma sürecindeki ifadeleri ile kendisini yalan ifadelerle suçladığını, kendisine ağır hakaretlerde bulunduğunu, yaşına ve aile hukukuna uymayan yaşam tarzı benimsediğini, haksız suç isnadı ve yalan tanıklıkta bulunduğunu, 4721 sayılı TMK’nın 510. maddesi gereğince mirastan saklı pay oranında çıkardığını belirterek TMK’nın 532. Maddesi gereğince mirastan ıskat içeren resmi vasiyetnamenin düzenlenerek kendisine verilmesini talep etmiştir. Antalya 6....
Ölüme bağlı tasarruflar, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar ve maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılır. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşmesini ümit ettiği son arzularını kanunda öngörülen belli şekil şartlarına uygun olarak meydana getirmesidir. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflarda sınırlı sayı söz konusu olduğundan yalnızca vasiyetname ve miras sözleşmeleri şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf niteliği taşır. Bunların dışında herhangi bir işlem, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf olarak kabul edilmez (Serozan /Engin, s.277). 23. Vasiyetname ise, bir kimsenin (gerçek kişi) bizzat yapacağı ölüme bağlı bir tasarruf olup, amacı bütün mamelekini veya muayyen bir malını gerçek veya tüzel bir şahsa mülkiyetinin devrinin yapılmasını sağlayan tek taraflı bir hukuksal işlemdir. 24. Somut olayda muris Şevket ... tarafından düzenlenen Isparta 2....
Noterliğin'de 24/11/1995 tarih ve 96 yevmiye no’lu vasiyetname düzenlediğini, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 86 yaşında olduğunu, tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, murisin Türkçe bilmediğini, vasiyetname düzenlendiğinde tercüman bulundurulması gerektiği halde bulundurulmadığını, vasiyetnamede davalı lehine vasiyet edilen taşınmazlar ile ilgili olarak da açık bir bilgi bulunmadığını,bu şekliyle vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, aksi takdirde mahfuz hissesini aşan vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin zorunlu olmadığı halde noterden akli melekelerinin yerinde olduğunu gösterir doktor raporunun istenildiğini ve söz konusu raporun notere sunulduğunu,davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir....
Buna göre verilen bir aylık süre içerisinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığı takdirde vasiyetnameyi açan mahkeme, atanmış mirasçının talebi üzerine kendisine atanmış mirasçılık belgesi, belirli mal bırakma şeklindeki vasiyetnamelerde ise lehine mal bırakılan kişinin talebi üzerine vasiyet alacaklısı belgesi verecektir. Vasiyetnamenin iptali davası açılmış ise istem bulunsa dahi atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı belgesi verilmeyecek, bu belgenin verilebilmesi için vasiyetnamenin iptali davasının kesinleşmesi beklenecektir. Öte yandan atanmış mirasçılık belgesi veya vasiyet alacaklısı belgesinin, öncelikle vasiyetnamenin açıldığı dosyadan verilmesi gerekmekle birlikte, vasiyetname açıldıktan sonra aradan uzun zaman geçmiş, vasiyetnameyi açan mahkemenin kapanmış olması vb. durumlarda ilgilinin sulh hukuk mahkemesinde yeni bir dava açarak bu belgeleri istemesi de mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.06.2013 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptali, terditli olarak tenkis talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis talebinin kabulüne dair verilen 21.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, vasiyetnamenin iptali terditli olarak tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde; mirasbırakan ...'a ait, ......
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulü ile 6.666,17 TL’nin tercih tarihi olan 17/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile 6.666,17 TL’nin tercih tarihi olan 17/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm gerekçesinde "...asıl ve birleşen davada davacılar vasiyetnamenin iptali, aksi takdirde tenkis talebinde bulundukları, murise ait 1994 ve 2001 yılında alınmış tasarruf ehliyetinin bulunduğuna ilişkin raporlar bulunduğundan vasiyetnamenin iptali talebinin yerinde olmadığı..." belirtilmiştir. 1- Dava; vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemlerine ilişkindir. Somut olayda; davacı taraf, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte tasarruf ehliyeti olmadığı ve murisin yanıltıldığını belirterek; vasiyetnamenin iptalini talep etmektedir....
-2- Ancak, M.K. 505. maddesine göre; "Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan mirasbırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir." TMK.'nun 560.maddesine göre; "Saklı payını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler." Vasiyetnameler, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabidir. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma ( temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
HMK’nun 190. maddeleri gereğince usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, yine vasiyetnamenin usulüne uygun tanzim edildiği gerekçesiyle davacının vasiyetnamenin iptali davasının esastan reddine karar verilmiş olup, 4721 s. TMK'nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. 4721 s. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak almanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tenkis, saklı payın yaptırımıdır ve saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır. (TMK md. 570) Somut olayda; davacıların dava dilekçelerinde beyanlarında, vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda; mahkemece, TMK.nun tenkise ilişkin hükümleri doğrultusunda da inceleme ve araştırma yapılarak ve ilgili .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/188 Esas sayılı dosyanın da incelenerek, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tenkis talebi hakkında yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....