Birleştirilen davada davalı ..., vasiyetnamenin tenfiz edilmeden saklı pay ihlalinden söz edilemeyeceğini belirterek tenkis istekli birleştirilen davanın reddini savunmuştur. Asıl davada davalı ... davaya cevap vermemiş, herhangi bir savunma getirmemiştir. İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine, buna göre vasiyetnameye konu iki parça taşınmazın mirasbırakan adına olan tapu kayıtlarının iptali ile asıl davada davacı ... adına tesciline, mirasbırakanın saklı payı ihlal kastıyla hareket etmediği gerekçesiyle tenkis istekli birleştirilen davanın reddine karar verilmiş; anılan kararın davalı/birleştirilen davada davacı ... tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Davalı ... vd. vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın mahkemenin 2016/566 Esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin iptali, aksi halde tenkis talebinde bulunduğunu, mahkemece tefrik kararı verilerek vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının 2019/243 sayısı ile yeni esasa kaydedilip yargılamaya devam olunduğunu, davanın reddine karar verildiğini, bu halde davacı tarafın tüm taleplerinin reddedildiğini, ancak gerekçede tenkis ile ilgili karar verilmediğinin anlaşıldığını, kısa kararla gerekçeli kararın çeliştiğini, vasiyetnamenin geçerli olup murisin vasiyetname ile oğlu ...' i mirastan ıskat ederken eşi ve çocuklarını mirasçı nasp ederek ...'...
Davalı, ....’nın ölüme bağlı tasarruf işlemi ile davalıyı ön mirasçı olarak atadığını, .... ve ....’nın tek mirasçısı olduğunu, davacıların dayandığı mirasçılık belgesinin iptali için dava açtığını, davacıların saklı payları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aktif husumet yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, miras payının iadesi veya tenkis istemlerine ilişkindir. Davacıların 29.05.2011 tarihinde vefat eden ...’in mirasçıları olduğu anlaşılmaktadır. TMK’nın 506/3. maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle davacıların saklı payı bulunmamakta ise de muris ....’nın vefatı anında TMK’nın 506/2. madde uyarınca saklı pay sahibi annesi .... sağ olup .....’nın mirasçısı olduğundan davacılar bu pay nedeniyle saklı paya sahiptirler. Bunun yanında, .... ve .... tarafından .... Noterliği’nde 04.02.1994 günü düzenlenen ölüme bağlı tasarrufun iptali için davacılar tarafından .......
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, davada vasiyetnamenin iptali, tenkis ve alacak talep edildiğini, iptali istenen vasiyetnamenin kanuni usul ve şekil şartlarına uygun olduğunu, vasiyet edenin temyiz kudretinin yerinde olduğunu, hür iradesi ile vasiyetnameyi tanzim ettiğini, herhangi bir mal kaçırma gayesinin olmadığını, ayrıca yapılan satışın muvazaalı olmadığını, bahsedilen Bakırköy 1 SHM 2017/214 esas sayılı dosyasına konu vasiyetnamenin farklı bir taşınmaza ait olduğunu, davayla ilgisinin bulunmadığını, saklı payın ihlal edilmediğini, tenkis istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "Davanın bedel yönünden kabulü ile, 95.000,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleycek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara eşit olarak ödenmesine, diğer taleplerin reddine," karar verilmiştir....
Ölüme bağlı tasarruf; vasiyet ve miras mukavelesi gibi, gerçek kişilerin hukuki etki ve hükümlerini ölümlerinden sonra doğuran hukuki işlemleridir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ise sözleşmecilerden birinin ötekine, ölünceye değin bakma ve kendisini görüp gözetme koşuluyla bir malvarlığını veya bir takım mallarını intikal ettirmesi borcunu doğuran sözleşmedir. Yani, ölünceye kadar bakma sözleşmesi sağlar arası ve çift taraflı borç yükleyen bir sözleşme olup, etkisini ölüme bağlı tasarruf gibi ölümden sonra değil imzalanmasıyla birlikte gösterir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, ölüme bağlı bir tasarruf değildir. 2. Dava konusu edilen ölünceye kadar bakım sözleşmesinin Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1100 Esas ve 2021/136 Karar sayılı dosyasında ölünceye kadar bakım sözleşmesi hakkında uygulama yeri bulunmadığı hâlde vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verilmesi, dava konusu sözleşmeye vasiyetname niteliği vermeyecektir. 3....
Dava dilekçesinde, vasiyet yapıldığı tarihte murisin tasarruf ehliyetinin bulunmadığı nedeniyle de iptal istendiğine göre, murisin sağlığına ilişkin tüm belge ve kayıtlar toplandıktan sonra Adli Tıp Kurumundan tasarruf ehliyeti konusunda rapor alınması gerekirken, mahkemece eksik incelemeyle davanın reddedilmesi bozma nedenidir.Öte yandan, dava dilekçesindeki açıklamalardan mirastan mahrum bırakıldığı ileri sürülerek saklı payın yok edildiği iddiası amaçlandığına göre davada tenkis istemi de bulunmaktadır. Adli Tıp Kurumu raporu sonucuna göre ve tenkis istemi de değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çervesinde bir karar verilmesi gerekirken, tenkis istemi gözetilmeden karar verilmesi ayrıca bozmayı gerektirmiştir....
Dava, 13.04.2001 tarihinde davalı ... yönünden muris muvazaası nedeniyle tapu iptali tescil, davalılar ... yönünden ise vasiyetnamenin iptali olmassa tenkis istemleriyle açılmış olup, davalılar Adil ve Gülsüm’ün dava açılış tarihinde yaşlarının küçük olması nedeniyle diğer davalı ...’in yaşı küçükleri vasiyetnamenin iptali olmassa tenkis davasında yasal temsilci sıfatıyla velayeten temsil ettiği, davalı ... aleyhindeki murisin ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devrettiği taşımazlara yönelik açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının sürüncemede kalmaması amacıyla yargılama sırasında davalılar ... aleyhinde açılan vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemlerine ilişkin davanın tefrikine karar verilerek, ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/374 esasına kayıt edildiği, sonrasında dava dosyasının yargılamasına Milas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/180 esas üzerinden devam olunduğu anlaşılmıştır....
Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez ise de , koşullarının varlığı durumunda tenkis talebine konu edilebililir ( TMK: m. 560- 562)....
Davalı; murisin bakımıyla ilgilendiğini, murisin tasarruf ehliyetine haiz olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının ve asli müdahilin vasiyetnamenin iptali davasının reddine, davacının ve asli müdahilin davasının tenkis yönünden kabulü ile saklı paylarına yönelik tecavüzün tenkisine, tenkis nedeniyle davacı ... yönünden 2.283,67 TL, asli müdahil ... yönünden 2.283,67 TL'nin 27/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ve asli müdahile verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptal- tescil ve tenkis istemine ilişkindir. Davaya konu taşınmazların, muris tarafından davalıya 28.10.2011 tarihinde bağış olarak tapuda devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı ve asli müdahil, bu devrin muvazaalı olduğunu ve saklı paylarına tecevüz ettiği iddiasıyla tapu iptal tescil ve tenkis talebinde bulunmuşlardır....
Hukuk Dairesince 2020/118 Esas, 2021/284 Karar sayılı karar ile mirastan ıskat sebebi davalı tarafından ispat edilemediğinden, TMK’nın 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı ve mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, murisin tasarruf nisabı oranında geçerli olduğu göz önünde bulundurularak, davaya tenkis davası olarak devam edileceğinden bahisle kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verildiği, yargılamaya devam olunduğu ve kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. 6.3.2. (IV./6.2.3.) no.lu paragrafta yer verildiği üzere, bozmaya uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapma, bozma kapsamında araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. 6.3.3....