Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira, tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin ..., ... ve ... bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlararası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Maddesinde Ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için aşağıdaki sebeplerle dava açılabileceği düzenlenmiştir; 1- Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka ve ahlaka aykırı ise, 4- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin iptal sebepleri ve şekle ilişkin iptal sebepleri olmak üzere iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebeplerine gelince; ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli ve 2018/209 Esas, 2019/707 Karar sayılı kararında belirtilen "...iptale konu vasiyetname metninin ve miras bırakanın kimlik bilgilerinin bilgisayarda yazılarak hazırlandığı, yalnızca 'vasiyetnameyi hazırlattım, okudum ve imzaladım' yazısı ile tarih ve miras bırakanın isminin muris tarafından kendi el yazısı ile yazıldığı ve imza atıldığı, vasiyetnamenin imzalandığı tarihte murisin hastanede olduğu ancak yazı yazmasına engel olacak fiziksel bir rahatsızlığının bulunmadığı, bu haliyle 19.04.2017 tarihli vasiyetnamenin TMK'nın 538 inci maddesinde düzenlenen emredici kanun hükmüne uygun şekil şartlarını haiz olarak düzenlenmediği..." şeklindeki gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile muris ... ... tarafından düzenlenen 19.04.2017 tarihli "vasiyetname (mirasçılıktan çıkarma)" başlıklı el yazılı vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Öte yandan mahkemece muris tüm malvarlığını davacı dışındaki mirasçılarına bıraktığından bahisle yapılan vasiyetin davacı yönünden mirasçılıktan çıkarma mahiyetinde olduğunu belirtmiş ise de mirasçılıktan çıkarma TMK'nın 510 ve devamı maddelerinde düzenlenmekte olup davacının mirasçılıktan çıkarılması gibi bir durum söz konusu değildir. Vasiyetin içeriğinde böyle bir husustan bahsedilmemiştir. Yorum yoluyla dahi böyle bir kanaate ulaşılması yerinde değildir. Bunun yanında hüküm infazında da tereddüte yol açacak şekilde düzenlenmiştir. Mahkemece tenkis kararı verildiği halde buna uygun bir yargılama da yapılmamıştır. Neye hükmedildiği de açık değildir. Bu durum karşısında davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması hususu da gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; A)Davalı Adalet Yıldırım vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Sakarya 4....
Ancak bu sağlar arası tasarruflar, TMK’nın 565’inci maddesi kapsamındaki tasarruflar kapsamında ise, bu durumda ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tabi olacaklardır. Miras bırakanın saklı payı ihlal eden bir tek tasarrufu varsa, ihlal edilen saklı pay miktarı bulunur ve bu oranda tenkis yapılır. Ancak tenkise tabi birden fazla kazandırma varsa, tenkiste sırayı düzenleyen TMK’nın 570’inci maddesi hükmü gereğince tenkis yapılacaktır. Buna göre tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eski tarihlisine doğru geriye gidilmek suretiyle sağlar arası kazandırmalardan yapılır. Ölüme bağlı kazandırmaların aksine, miras bırakanın yaptığı sağlar arası kazandırıcı hukuki işlemler kayıtsız, koşulsuz tenkise tabi tutulmamıştır. Burada işlemin tenkise tabi tutulabilmesi için ön koşul; saklı paya el atma, tasarruf edilebilirlik sınırının aşılmasıdır. Ancak bu da yeterli değildir....
Bir kişinin mirasın tamamını veya belirli bir oranını almasını içeren her ölüme bağlı tasarruf mirasçı atanması sayılır. Bu şekilde belirlenmiş olan mirasçıya da atanmış mirasçı denilir. Mirasbırakan ölüme bağlı tasarruf ile bir kimseye, onu mirasçı atamaksızın, belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmuşsa buna muayyen mal vasiyeti, lehine vasiyet edilen kişiye de vasiyet alacaklısı denir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesinin birinci fıkrası hükmünde, başvuru üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, aynı maddenin ikinci fıkrası hükmünde de mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacakları tarafından bir ay içinde itiraz edilmediği takdirde lehine tasarrufta bulunulan kimseye de atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilmesinin gerektiği açıklanmıştır....
Türk Medeni Kanununda ölüme bağlı tasarrufların tanımı yapılmamışsa da doktirinde ölüme bağlı tasarruflar “… bir kişinin terekesinin geleceğine ve yapılmasını arzu ettiği hususlara ilişkin ve hukuki sonuçlarını kendisinin ölümü anında meydana getiren hukuki işlemler..” şeklinde tanımlanmaktadır. Somut olayda; davacılar vasiyet borçlusu ... ... tarafından düzenlenen 19.06.1985 tarihli resmi vasiyetnameye dayanmıştır. Gerçekten, bu vasiyetnameye dayanılarak açılan Sivaslı Tereke Hakimliğinin 1987/1 esasındaki dava 07.03.1990 tarihinde karara bağlanmış ve kesinleşmiştir. Vasiyetnamenin tenfizine ilişkin anılan hükmün iptali doğrultusunda dava açıldığı savunulmadığı gibi dosya kapsamından da bu konuda bir kanıt olmadığı görülmektedir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığını objektif ve subjektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunu'nun 565. maddesinin 1, 2 ve 3.bentlerinde gösterilenler ) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunu nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hissesinden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunan kimseye, Sulh Mahkemesi'nce atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği herzaman ileri sürebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır" hükmü mevcut olup, anılan madde gereğince yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarruflara 1 ay içinde itiraz edilmediği takdirde lehine tasarrufta bulunulan kimseye atanmış mirasçılık belgesi verilmesi gerekmektedir. Somut olayda; mirasbırakanın, 04/10/2011 tarihinde ...'de yaptığı vasiyetname ile davacı eşini tek mirasçı olarak atadığı; vasiyetnamenin Adalet Yüksek Mahkemesi ......
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 560 ila 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davası, murisin bağış gibi sağlar arası, miras mukavelesi veya vasiyet gibi ölüme bağlı tasarruflarının söz konusu olduğu durumlarda dinlenebilir. Oysa, eldeki davada, murisin yaptığı temlik ne sağlar arası tasarruf ne de ölüme bağlı tasarruf olmadığına göre tenkis davasının dinlenmesine olanak yoktur. O halde, yerel mahkemenin davanın reddine dair kurduğu hüküm bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur. Davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.75.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....