Kanun koyucu, miras bırakanın irade özgürlüğüne büyük önem verdiğinden, miras bırakanın iradesinin öldükten sonra da ayakta tutulmasını ve değer taşımasını, yapacağı ölüme bağlı tasarrufların hukuk düzenince korunmasına bağlamıştır. Bu tür hukukî işlemlerin, ölüme bağlı tasarruf olarak adlandırılmalarının sebebi, bu işlemlerin miras bırakanın terekesine ilişkin olmalarıdır. Ölüme bağlı tasarruflar, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar ve maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılır. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra gerçekleşmesini ümit ettiği son arzularını kanunda öngörülen belli şekil şartlarına uygun olarak meydana getirmesidir. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflarda sınırlı sayı söz konusu olduğundan yalnızca vasiyetname ve miras sözleşmeleri şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf niteliği taşır. Bunların dışında herhangi bir işlem, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf olarak kabul edilmez....
Mirasçılardan Dilek YETİM'in 25.01.2012 tarihinde düzenleme şeklinde Mirastan Feragat Sözleşmesi yaptığı görülmektedir. Mahkemece mirasın reddi göz önünde bulundurularak mirasçılık belgesi düzenlenmiş, davacı tarafça mirastan feragat sözleşmesi sunulması üzerine ek karar ile mirastan feragat sözleşmesinin terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetilmesine karar verilerek yeni bir hüküm oluşturulmuştur. Mahkemece ek karar ile asıl karar üzerinde değişiklik yapılması mümkün değildir. Bu nedenle istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılması gerekir....
Davalı ..., dava konusu taşınmazın öncesinde murisleri babasına ...’e ait olduğunu, ölümünden önce 18.12.2002 tarihinde noterden düzenlenen miras taksim sözleşmesi ile taşınmazların kardeşler arasında paylaştırdığını, aynı gün davalı kardeşinin mirastan feragat sözleşmesi le kendisine verdiği borç paraya karşılık mirastan feragat ettiğini, 19.10.2011 tarihinde babasının ölümü üzerine tapuda devir işleminin yapıldığını, kredi sözleşmesinin 30.03.2003 tarihinde bu işlemlerden sonra yapıldığını bu nedenle muvazaanın söz konusu olmadığını belirtmiştir. Davalı borçlu Birol, aynı yönde savunma yapmıştır....
Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6100 sayılı Kanun’un “Mirastan doğan davalarda yetki” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının a bendi şöyledir: “Aşağıdaki davalarda, ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir: a) Terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar.” 3. 4721 sayılı Kanun'un “Tenkis Davası " başlıklı 560 ıncı maddesinin birinci...
Öte yandan; TMK’nın “Vasiyetten dönme” başlığı altında düzenlenen 544 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe , mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar.” şeklinde düzenleme yapılmış olup; vasiyetçinin vasiyetinden dönmesi halinde ölüme bağlı tasarruf kendiliğinden hükümsüzdür. Ancak; ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğü, ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp, vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebilecektir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/3558 E. Ve 2021/7483 K. Sayılı ilamı) TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak vasiyetnamenin iptali istenilemez....
O halde mahkemece yapılacak iş; TMK’nın 512/3. maddesi gereğince, mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun; murisin tasarruf nisabı oranında geçerli olduğu göz önünde bulundurularak, davaya tenkis davası olarak devam etmek, murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin belirlenmesinden sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır. Mahkemenin bu yönü gözardı etmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Ancak; Medenî Kanunumuzun 557. maddesinde, şu sebeplerin bulunması durumunda bir ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açılabileceği belirtilmiştir; tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. Bu iptal sebepleri dışında başka bir sebepten ölüme bağlı tasarrufun iptaline karar verilebilmesi mümkün değildir. Bunun yanında; hâkim iptal sebebiyle bağlı olup, örneğin sadece esasa ilişkin sebeplere dayanılarak iptal davası açılmışsa, şekle ilişkin iptal sebeplerini inceleyemez....
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mirastan feragat sözleşmesi vasiyetname gibi mahkemece açılıp okunması zorunluluğu olmayan bir ölüme bağlı tasarruf olduğu, Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/785 esas sayılı dosyası da mirasçılık belgesi istemine yönelik açılan bir dava olup bu dosya üzerinden mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunmasının söz konusu olmadığı, mirasçılardan Mustafa Şen Erdemli 1. Noterliği 13.07.2010 tarih ve 7122 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi(EK-1) ile murisin mülkiyetinde olan Mersin ili Erdemli İlçesi Koyuncu Mah. Kuyubelen mevkiinde kain 21 pafta,76 ada,7 parsel, Mersin ili Erdemli İlçesi Koyuncu Mah. Osmansekisi mevkiinde kain 21 pafta,73 ada,4 parsel, Mersin ili Erdemli İlçesi Koyuncu Mah....
Hakkında mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri gerçekleşen veya mirası reddeden ya da mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tümden kesilmiş sayılmaz. Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması, ilgili kişinin mirasçılık belgesi istemesine engel bir neden olmadığı gibi, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını da ortadan kaldırmaz....
Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğunu, davacının mirastan feragat sözleşmenin iptaline yönelik davasının reddedildiğini, böylelikle mirastan feragat sözleşmesinin geçerliliğinin kesinleştiğini, mirastan feragat sözleşmesi karşısında bir miras ... kalmayan davacıya, "hakları verilsin" deyimine dayanarak atanmış mirasçılık belgesi verilemeyeceğini, davacının talebinin mirasçılık belgesi verilmesine yönelik olduğu halde mahkemece talep aşılarak atanmış mirasçılık belgesi verildiğini, davacının miras hak ve hisselerinin tamamından ivazlı olarak feragat ettiğini, diğer yandan davacı, murisin vefatından bu yana kötü niyetli davrandığını, yapmış olduğu mirastan feragat sözleşmesine rağmen, sanki mirastan feragat etmemiş gibi bu durumu gizleyerek, Beyoğlu 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/354 Esas sayılı veraset ilamını aldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....