Noterliğinde 21.08.1990 tarihli 3005 yevmiye nolu mirastan feragat sözleşmesi düzenlendiğini, murisin muvafakat eden olarak yer aldığından sözleşmenin yasal şekle aykırı olduğunu, sözleşmenin baba baskısı ile düzenlendiğini, bir taraf için aşırı yararlanma sağladığını ve geçersiz olduğunu belirterek, ... Noterliğinin 21.08.1990 tarihli 3005 yevmiye No.lu mirastan feragat sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin şekil yönünden geçerli olduğunu, davacının manevi baskı ile ilgili iddialarını kabul etmediklerini, aşırı yararlanmanın da bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. III....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Türk Medeni Kanunu'nun 560 ve devamı hükümlerinde düzenleme alanı bulan tenkis davası; miras bırakanın, saklı payı ihlâl eden sağlararası veya ölüme bağlı kazandırmalarının, yasal sınıra indirilmesini sağlayan yenilik doğurucu bir dava niteliğindedir. Bu dava sonucunda verilen kararla; miras bırakanın yapmış olduğu tasarruflar, mirasın açıldığı tarihten itibaren hüküm doğurmak üzere, saklı payı aştığı ölçüde geçersiz olacaktır. 16. Tenkis davasının konusunu, miras bırakanın saklı payları ihlâl eden tasarrufları oluşturur. Tenkise tâbi tasarruflar, sağlararası ve ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılmaktadır. Belirtmek gerekir ki bu ayrımın yapılması tenkis davası bakımından oldukça önemlidir. Zira miras bırakanın tasarruf nisabını aşan tüm ölüme bağlı tasarrufları tenkise tâbi iken, sağlararası tasarrufları ise sadece 4721 sayılı Kanun'un 565 inci maddesinde sayılan gruplardan birine ait olması durumunda tenkise tâbi tutulur. 17....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mirasbırakanın düzenlediği 12.09.2017 tarihli noterde düzenlenen mirasçılıktan çıkarma ıskat belgesinin usulüne uygun olduğu, çıkarma nedenlerinin ayrıntılı olarak gösterildiğini, Mahkemece dinlenen davalı tanıkları davacı mirasçının, mirasbırakana karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmediğini doğruladıklarını, mirasbırakanın işlem tarihinde tasarruf ehliyetinin bulunması nedeniyle mirastan çıkarma işleminin iptali talebinin yerinde görülmediği, davacının tenkis talebi yönünden davacı mirastan ıskat edildiğinden artık tenkis talebinde de bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Miras bırakan tarafından sağlararası veya ölüme bağlı tasarruflarla yapılan temliklerin "tasarruf edilebilir kısım" dahilinde kalıp kalmadığının tespiti, diğer bir ifade ile "tasarruf edilebilir kısım" mirasın açıldığı andaki değerinin bilinmesiyle anlaşılabilir.(TMK.M.507/1) Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu kazandırmalar terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir. (TMK. M. 575) Şu halde, anılan yasal düzenlemeler gereğince, tasarruf edilebilir kısım saklı paya el atma olup olmadığı, terekenin bütün olarak ölüm tarihine göre tespit edilmesiyle mümkün olabilir. Mahkemece, açıklanan yönlerde inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi bilirkişi marifetiyle tasarruf nisabı ve saklı pay hesabı yaptırılmamıştır....
Noterliğinde düzenlenen 30.04.2010 tarihli mirastan feragat sözleşmesinde ise, davacının eşi ...'dan Türkiye Cumhuriyeti hudutları dahilinde kalacak miras payından, saklı payını da kapsayacak şekilde feragat ettiği, davacının 16.01.2014 tarihli dilekçesi ile, mirastan feragat sözleşmesinin hileyle yapıldığını ve mirasbırakanın ehliyete haiz olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. ./.. Hemen belirtilmelidir ki; dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur. Öte yandan, mirastan feragate ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK’nın 163. maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/454 Esas sayılı yukarıda açıklanan veraset ilamının iptali için ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1262 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, Mahkemenin görevsizlik kararı verdiği ancak bu güne kadar başkaca işlem yapılmadığı, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/70 Esas sayılı kararı ile ...'ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın ret kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/21 Esas sayılı kararı ile ...'ın, ... lehine yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebini içeren davanın ret kararı ile sonuçlandığı ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/161 Esas sayılı kararı ile ...'...
Noterliği'nin 05/01/2015 tarih ve 00235 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Mirastan Feragat Sözleşmesi ile mirasçılardan davalı T5’ın muris Yaşar Ünal’ın mirasından feragat ettiğini, bu nedenle mirasçılık sıfatının bulunmadığını ileri sürerek sözkonusu mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesinin tanzimini istemiştir. Ankara 52....