TMK'nun 495 ile 501. maddelerinde yasal mirasçılar, izleyen maddelerde de mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu sonucu oluşan mirasçılık gösterilmiştir (TMK m. 516, 520, 521, 522). Bu yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak TMK'nun 598. maddesine göre düzenlenen mirasçılık belgeleri, aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturur. Bu belge; miras bırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında, mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahiptir. Tüm bu nedenlerle; mirastan feragat eden (TMK m. 528) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir....
Yine aynı Yasa’nın 528. maddesine göre, “ Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder. Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin alt soyu için de sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531- 544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanunu'nun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibarıyla bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/176 Esas, 2016/173 Karar sayılı veraset ilamında mirasçı gözükmediğini, ilamda belirtilen mirastan feragat sözleşmesinin ... 23. Noterliğinin 15.12.2006 tarihli ve 77449 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi rücu senedi ile bozulduğunu, davalıların feragat sözleşmesinin iptal edildiğinden haberdar oldukları halde kötüniyetli olarak müracaat esnasında sadece feragat sözleşmesi varmış gibi talepte bulunduklarını ve hatalı veraset ilamı çıkarılarak, kendisini mirastan mahrum bırakmak istediklerini, davalıların eksik olan bu veraset ilamına dayanarak dava konusu 8796 ada 13 parsel, 7625 ada 1, 9 ve 10 parsel ve 8633 ada 5 parsel sayılı taşınmazların intikallerini yaptırdıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline ve bu şekilde yeni payların düzenlenmesine karar verilmesini istemiştir. II....
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisinin 08.03.2018 tarihinde öldüğünü, mirastan feragat sözleşmesinin muris tarafından tüm mal varlığının erkek çocukları olan davalılara bırakma amacıyla davacılarla hile ile yapıldığını, sözleşmenin şekil kurallarından noksan olduğunu, sözleşmenin bir örneğinin davacılara verilmediğini, davacılar tarafından sözleşmenin okunmadığını, noterde imzalanacak evrakların tümünün hazırlanmış olduğunu, tanıklar huzurda olmadan sözleşmenin imzalattırıldığını, davacılarından ...'nin sözleşme tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığını belirterek mirastan ivazlı feragat sözleşmesinin iptaline, bu talep yerinde görülmezse tenkise veya feragat karşılığı olarak alınmış olduğu yazılan 20.000,00 TL'nin davalılara geri verilerek davacıların miras paylaşımına katılmalarına karar verilmesini talep etmiştir. II....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasçılık belgesinin mirastan feragat nedeniyle iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 598 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünde, başvuru üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği açıklanmıştır. 2. Mirasçılık belgesi istemek, maddi bir olayın varlığını ikrar ile kişiler arasındaki soybağı ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. Hakkında mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri gerçekleşen veya mirası reddeden ya da mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisi tümden kesilmiş sayılmaz. Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması, ilgili kişinin mirasçılık belgesi istemesine engel bir neden olmadığı gibi, ilgili kişinin mirasçılık sıfatını da ortadan kaldırmaz....
Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), mirasbırakanın tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Mirasbırakan, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısının mahfuz hisse üzerindeki haklarını tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir. Türk Medeni Kanunun'da, cezai (alelade) çıkarma ve koruyucu (aciz sebebiyle) çıkarma olarak iki çeşit ıskat düzenlenmiştir. Cezai çıkarma sebepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde, genel bir hüküm içinde ifade olunmuştur. Buna göre, mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse ya da mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse, mirasbırakan ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirastan feragat sözleşmesinin açılıp okunması talebine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, ortada bir vasiyetnamenin açılması değil mirastan feragat sözleşmesi bulunduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... tarafından 12/03/2013 tarihinde düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi imzalanmış olup, ... 16/04/2016 tarihinde vefat etmiştir....
nun 181. maddesine göre; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” Somut olayda, iptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak ta, davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibi oğul ...'ın mirasın tamamından mahrum edildiği ileri sürülmektedir. Vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir (TMK.519.md.). Bu durumda tenkis isteminin bulunduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, mirastan feragat sözleşmesinin iptali ..... ile ..... ve ..... aralarındaki tapu iptali ve tescil, mirastan feragat sözleşmesinin iptali davalarının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.06.2014 gün ve 650/263 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davalı-karşı davacılar ..... vekili ve ..... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.04.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ..... ve karşı taraftan davalı..... vekili Av. ...., davalı ..... vekili Av. ..... geldiler....
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Davacı vekili ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mirastan iskat, mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirastan uzaklaştırma olanağını miras bırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetci mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Normal koşullarda vasiyetci mahfuz hisse üzerinde tasarruf edemez, etse bile bu tenkis yolu ile iskat olunan mirasçılara dönebilir. Ancak iskat yoluyla ve iskat sebeplerinin gerçekleşmesi halinde mahfuz hisseden yoksun kalma konusu gündeme gelir. Vasiyetci her zaman ve dilediği taktirde mahfuz hisse dışında kalan hisseler üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir....