Mahallesi 52 Pafta, 241 Ada, 23 nolu parselde kayıtlı” 4 numaralı dükkanı davacılara bıraktığını; davalı tarafça açılan vasiyetnamenin iptali davasının redle sonuçlanıp kesinleştiğini; vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren, taraflarına ait olan taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını iddia ederek; davalı tarafından yapılan müdahalenin men'i ile haksız işgal sebebiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1000 TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....
in akıl sağlığının yerinde olmadığını belirterek...Noterliğinde düzenlenen 15.10.2010 tarih ve 9597 yevmiye sayılı vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, eldeki vasiyetnamenin iptali davasının, vasiyetnamenin tenfizine ilişkin olarak açılmış olan davayı sürüncemede bırakmak için açıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; vasiyetnamenin düzenlendiği 15.10.2010 tarihinde ...'in fiil ehliyetini haiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Dava, vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; vasiyetnamenin düzenlendiği sırada miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece; bu hususta Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, Adli Tıp Kurumu 27.10.2014 havale tarihli raporda; 28.01.1950 doğumlu ...'...
Bilindiği üzere, TMK.nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....
Noterliği' nin 04271 yevmiye numarası ve 18/03/2002 tarihli vasiyetnamesi ile ve resmi senet ile davalı kuruma bağışladığını, müvekkilinin bu tasarruflardan vasiyetnamenin kendisine tebliğ edilmemiş olması nedeni ile bihaber olmakla yapılan incelemede vasiyetnamenin açılması dosyası olan Kayseri 2....
Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK.nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....
(4) Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. (5) Ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı andaki millî hukukuna tâbidir.” hükmüne yer verilmiştir. Ölüme bağlı tasarruflarda şekil konusu menkul miras, gayrimenkul miras ayrımı yapılmadan düzenlenmiştir. (Nomer/Şanlı Devletler Hususi Hukuku, s.288). Bu kapsamda 5718 sayılı MÖHUK’un 20 nci maddesine göre, ölüme bağlı tasarrufun şekli, tasarrufun yapıldığı yer hukukuna veya işlemin esasına uygulanan hukuka veya ölenin milli hukukuna tabidir. Bu üç seçimli şekil kuralından amaç, ölenin son arzularının sonucu olan işlemin geçerliliğini sağlamaktır. (Milletler Arası Özel Hukuk Aysel Çelikel s.294) Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s....
Mirasbırakan, ancak tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Vasiyetnamenin yorumunda ''irade teorisinden'' yararlanılmaktadır. Vasiyetnamenin yorumunda uygulanacak olan genel kurallar ise; "vasiyetnamenin metnine bağlılık", "mirasbırakanın iradesine bağlılık" ve "dış etmenlerle bağlılık" olmak üzere üç başlık altında toplanmaktadır. Ölüme bağlı tasarrufun yorumlanmasında genel olarak uygulanacak ilk kural, ölüme bağlı tasarrufun metnine bağlı kalınmasıdır. Vasiyetnamenin metninde yer almayan bir olgu ise; vasiyetnamenin yorumu ile var kabul edilemez. Tasarrufun yorumlanmasında uygulanacak bir diğer kural ise; mirasbırakanın iradesine göre yorum yapmaktır. Kural olarak vasiyetnamenin yorumunda, murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmeli, azami biçimde murisin iradesinin açığa çıkarılmasına gayret gösterilmeli ve vasiyetnamenin tenfizine imkan sağlanmalıdır....
dan birinin vefatı halinde ölenin terekesine dahil olan her türlü taşınır ve taşınmaz mallar, paralar, tahviller, ticari değer taşıyan her türlü haklar, malzeme ve eşyalar doğrudan doğruya sağ kalan eşe; her ikisinin vefatı halinde de hiçbir merasim ve muamele yapılmasına lüzum olmaksızın doğrudan doğruya, kurulmuş bulunan vakfa intikal edeceği ve tescil işlemlerinin ifa ve ikmal edileceği belirtilmiş olup, vakfa özgülenen malvarlığı ölüme bağlı tasarruf şeklinde düzenlenmiştir. Yani vakfedenlerin terekesine dahil olan malvarlığı ilk önce sağ kalan eşe, onun da ölümü ile vakfa intikal edecektir. Ölüme bağlı tasarruf kavramı, kısaca, mirasbırakanın ölümünden sonra sonuç doğurmak üzere yaptığı hukuki işlemleri ifade eder. Ölüme bağlı tasarruf, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan, iradi veya yasal temsilci tarafından bu tip tasarruflarda bulunulamaz; bu hak doğrudan doğruya kişinin kendisi tarafından kullanılmalıdır....
Bölge Adliye Mahkemesince "her ne kadar İlk Derece Mahkemesi davacının saklı payı yönünden vasiyetnamenin iptaline karar vermiş ise de; dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarına göre vasiyete konu taşınmazlar ... öldüğü tarihte ... adına kayıtlı olmayıp, üçüncü kişiler adına kayıtlıdır. ... tarafından anılan taşınmazlar ... sağlığında üçüncü kişilere satılmış olmakla ... yapmış olduğu vasiyetnameden rücu etmiştir. Bu husus dosya içerisindeki satış senetlerinden anlaşıldığı gibi tapu kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davacının bir tenkis talebi de bulunmamasına rağmen, terekenin aktif pasifi belirlenmeden ve davacının saklı payının ihlal edilip edilmediği hususu da açıklığa kavuşturulmadan davacının saklı payı yönünden vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....