ın 20.08.2020 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın Merzifon Noterliği'nin 17.01.2019 tarih 152 yevmiye No.lu Düzenleme Şeklinde Vasiyetname yaptığını, ölüme bağlı tasarrufun Merzifon Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/520 Esas ... dosyası ile 20.10.2020 tarihinde açılıp okunduğunu, ölüme bağlı tasarruf ile müvekkilinin mahfuz hissesinin aşıldığını, bu durumun müvekkilinin miras haklarına zarar verdiğini yapılan ölüme bağlı tasarruf sonucunda müvekkilinin mahfuz hissesini aşan kısmın tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının vasiyetnamenin açılması davasının 20.10.2020 tarihli duruşmasına katılarak vasiyetnameyi kabul ettiğini, vasiyetnamenin tenfizi davasına da itiraz etmediğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, saklı paya tecavüz bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur III....
İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 557 nci maddesinde; "Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: 1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, 4....
Noterliği’nin 08247 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin bu parsel yönünden iptaline; saklı paya tecavüz bulunmadığından tenkis talebinin reddine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dava; vasiyetnamenin iptali, olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. TMK'nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez....
-2- Ancak, M.K. 505. maddesine göre; "Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan mirasbırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir." TMK.'nun 560.maddesine göre; "Saklı payını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler." Vasiyetnameler, hiçbir şart aranmaksızın tenkise tabidir. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma ( temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır....
Bu kararlara konu olan olaylarda, mirasbırakanın ölümünden sonra, mirasçılar tarafından muris muvaazası nedeniyle tapu iptal davası açılmış ve murise bağlı nedenle tasarruf iptal edilmiş ve böylece muvaaza nedeniyle sonraki tasarruf yapıldığı tarihten itibaren geçersiz hale gelmiştir. Olayımızda ise, karşılığı olan (ivazlı) şekilde iki tarafa borç yükleyen ve geçerli olan ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan tasarruf ile muris vasiyetten dönmüştür. Kısaca, muayyen mal vasiyetini ivazlı hale getirmiştir. Muris tarafından açılan dava sonucunda yapıldığı sırada geçerli olan tasarruf, davacının bakma edimini yerine getirmediği gerekçesi ile iptal edilmiştir. Tapunun iptal nedeni, muvazaa olmadığından, yukarıda yazılı... Kararlarına konu olan olaylarda olduğu gibi, geçersiz bir sözleşmeden (tasarruftan) bahsedilemez. Vasiyetnameden sonra yapılan bu tasarruf geçerlidir. Vasiyetname ve sonra yapılan tasarrufta asıl olan murisin iradesine saygı ve iradesinin yaşatılmasıdır....
Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali talebi yönünden, davaya konu vasiyetnamenin kanunda sınırlı olarak sayılan iptal şartlarını taşımadığı, geçerlilik şartlarına haiz olduğu bu nedenle vasiyetnamenin iptali isteminin reddine dair verilen yerel mahkeme kararının yerinde olduğu, tenkis talebi yönünden ise, yerel mahkemece mirasçıların saklı paylarına göre tenkis edilecek miktarın bilirkişi aracılığı ile hesaplandığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava; terditli şekilde açılan vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, terditli tenkis talebi yönünden davalı ... Kızılay Derneği aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı ... Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı TSK Mehmetçik Vakfı Genel Müdürlüğü ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davacıların vasiyetnamenin iptali taleplerinin reddine, tenkis talepleri yönünden davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı TSK Mehmetçik Vakfı Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Dairesi ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen raporlar ile mirasbırakanın tasarruf tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun belirlendiğini, ancak 3 sayfadan ibaret olan vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekillere uyulmadan düzenlendiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, resmi vasiyetnamenin; hem ehliyetsizlik, şekle ait noksanlık ve irade sakatlığı, hem de mirasçılıktan çıkarma sebebinin bulunmaması sebebiyle iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin şekile ait noksanlık nedeniyle iptali ileri sürüldüğünde; inceleme, vasiyetnamenin aslı üzerinde yapılmalıdır. Hükmün tefhiminden sonra, davalı tarafça dosyaya onaylı örneği sunulan vasiyetnamenin, 4 sayfa olarak düzenlenmiş olduğu görülmektedir....
Mahkemece; davanın ölüme bağlı tasarrufa bağlı tapu iptali ve tescil davası olup ortada iptale muhtaç bir tapu kaydı bulunmadığı yani ölüme bağlı tasarrufa konu taşınmazın mülkiyetinin nakli henüz gerçekleşmediği, bunun yanında henüz saklı payı zedeleyen bir kazandırmanın varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın tapu iptali ve tescil ile tenkis talepleri yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK'na göre; olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir....