"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya tasarrufa konu olan şeyin belirtilmesinde açık yanılma halinde miras bırakının gerçek arzusunun kesin olarak tespit edilebilirse, tasarrufun bu arzuya göre düzeltileceği, davanın vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkise yönelik olduğu, ortada vasiyetnamenin tenfizine ilişkin bir dava bulunmadığı, vasiyetnamenin yorumunun ancak vasiyetnamenin tenfizi davasında tartışılabileceği belirtilerek mahkemece davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının tenkis yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamelerin iptali talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), mirasbırakanın tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Mirasbırakan, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısının mahfuz hisse üzerindeki haklarını tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir. Türk Medeni Kanunun'da, cezai (alelade) çıkarma ve koruyucu (aciz sebebiyle) çıkarma olarak iki çeşit ıskat düzenlenmiştir. Cezai çıkarma sebepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde, genel bir hüküm içinde ifade olunmuştur....
Bunlar; 1-Ehliyetsizlik, 2-Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Muris vasiyetnameye konu taşınmazı 27.04.2009 tarihinde davalıya satmış, daha sonra da 10.08.2011 tarihinde bu taşınmazı davalıya vasiyet etmiştir, murisin ölümünden sonra ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/5 esas, 2015/177 karar sayılı ilamı ile de 27.04.2009 tarihli satış işleminin muvazaalı olduğu kabul edilerek vasiyetnameye konu taşınmazın tapusunun iptaline karar verilmiş, karar 08.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince; davanın, vasiyetnamenin iptali hususunda açıldığı, bu davadan ayrı olarak açılmış mirastan ıskatın iptali ve tenkise ilişkin bir dava bulunmadığından, davanın vasiyetnamenin iptali davası olduğunun kabulü gerektiği, vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmesi, işlem tarihinde murisin fiil ehliyetinin tam olduğunun Adli Tıp Kurumu tarafından rapor edilmesi, vasiyetnamenin alt soyu da kapsamasının vasiyetnamenin iptali nedeni olamayacağı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir....
Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, 4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. ‘’ vasiyetnamenin iptali için dava açılabilir. Somut olayda; Davacılar, dava dilekçesinde, vasiyetnamenin yasal şekilde yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini ve murisin baskı ve tehdit altında tutularak vasiyetnamenin yazıldığını iddia ederek vasiyetnamenin iptalini, davalı yararına olan ve diğer mirasçıların miras haklarının zedelendiğini iddia ederek de vasiyetnamenin tenkisini talep ederek terditli dava açmışlardır....
Buna göre vasiyetnamenin iptali davasını açmaya hakkı olan kişiler, tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa ölüme bağlı tasarrufun iptalini isteyebilecek, aksi halde vasiyetname ayakta kalmaya devam edecektir. Görüldüğü üzere özel hukuktaki diğer tasarrufları kesin hükümsüz hale getiren birtakım durumlar vasiyetname bakımından doğrudan kesin hükümsüzlük değil, iptal sebebi teşkil etmektedir. Bu durum artık hayatta olmayan mirasbırakanın son arzularını ayakta tutmak bakımından favor testemanti ilkesinin doğal bir sonucudur. Yani vasiyetnamenin iptali sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmakla bunların dışında bir sebebe dayanarak vasiyetnamenin iptaline karar vermek mümkün değildir....
Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. On yıllık hak düşürücü süre ise vasiyetnamenin açılma tarihinden başlar. Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ve temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır.(Yargıtay 3....
Ancak, davacının dava dilekçesinde, davaya konu vasiyetnamenin iptali bu talep kabul edilmediği takdirde mahfuz hissesine tekabül eden kısım yönünden tenkisine karar verilmesi istemi terditli bir talep olup; mahkemece, iptal istemi reddedilmiş olduğu halde tenkis istemi hakkında herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
CEVAP Davalı ... vekili, vasiyetnamenin usul ve yasaya uygun olduğunu, işlemin iptali şartlarının bulunmadığını, diğer davalı ...'nin vasiyet alacaklısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
Mevkiindeki tarla olduğu ve vasiyetname içeriğine göre, bu taşınmazın tamamının davacıya vasiyet edildiği, muris tarafından düzenlenen vasiyetnamenin usulüne uygun düzenlendiği, vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleştiği ve vasiyetnamenin iptali yönünden davada açılmadığı ve vasiyetnamenin tenfizi davasını mirasçıların birlikte açma zorunluluğu bulunmamasına göre, davacı talebinin kabulü ile 186 Ada, 77 parselin davalı adına kayıtlı olan 1/4 hissesinin davalı Sıddık istemiyle adına tesbit ve tescilinin sağlandığı anlaşılmakla davanın kabulüne, Çankırı 1.Noterliğince düzenlenen İ.. Ş..e ait 13/02/2004 tarih ve 943 yevmiye nolu vasiyetnamenin tenfizi ile murisin davacıya vasiyet ettiği K, 186 Ada, 77 Parselin S.. Ş.. adına kayıtlı olan 1/4 hissesinin iptali ile bu hissenin davacı H.. K.. adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan S.. Ş.. vekili temyiz etmektedir....