Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre; bir yıllık hak düşürücü süre, vasiyetnamenin iptali davalarında; mirasçının (davacının) tasarrufu (vasiyetnameyi), iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise; saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten başlar. Diğer taraftan, ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali veya tenkisi istemiyle açılacak davalar için kanunda belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş olduğundan, yargılama aşamasında hakim tarafından, temyiz aşamasında ise Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır....

    Davada, asıl olarak vasiyetnamenin iptali istenilmekle birlikte, davacı dilekçesinde ve aşamalarda sürekli, diğer mirasçılara fazla mal bırakıldığı iddiasında bulunmaktadır. Davacının bu ifadelerinden, aynı zamanda tenkis talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava, sadece vasiyetnamenin iptali olarak nitelendirilmiş, tenkise ilişkin bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu hususta bir değerlendirmede de bulunulmamıştır. TMK.nun 560/1.maddesine göre; “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Aynı Kanunun 561/1 maddesine göre ise; “Saklı pay sahibi mirasçılara, ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların, onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur” hükmüne amirdir. Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemez....

      Kural olarak, muris, ölüme bağlı tasarruf ile mirasçı atayabilir veya muayyen mal vasiyetinde bulunabilir (TMK m. 516-517-519). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 598/2. maddesinde "Mirasçı atamaya ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunulan kimseye Sulh Mahkemesince atanmış mirasçı olduğunu gösteren bir belge verilir", 598/4. maddesinde "ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır" hükümleri yazılır. TMK'nın 599. maddesi uyarınca atanmış mirasçılar da mirası miras-bırakanın ölümü ile kazanırlar. Bu kişiler Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından kendilerine mirasçılık belgesi verilmesi ile vasiyetname konusu hakkın kendi adlarına geçirilmesini sağlayabilecektir (Tapu Tüzüğü m. 21). Somut olayda, davacının dayandığı vasiyetnamenin açılması işlemi tamamlanmış ve uyuşmazlık Yargıtay'dan geçerek sonuçlanmıştır....

        İhtisas Kurulunun raporuna göre murisin işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun kabul edildiği anlaşılmakla vasiyetnamenin iptali açısından davacıların davalarını ispatlayamadığı, tenkis talebine gelindiğinde ise, miras bırakanın mal varlığının tamamına ilişkin teker teker tespit yapılarak alınan rapor doğrultusunda seçimlik tercih hakkı para olarak kullanıldığı ve ipotek açısından muvazaa iddiası kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; davacıların, davalılar ... ve ...'a yönelik vasiyetnamenin iptali ve iptale bağlı tapu iptali ve tescile yönelik asli taleplerinin reddine, vasiyetnamenin tenkisi yönündeki feri taleplerinin kabulü ile, 29.166,31 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, davacıların davalı ...'a yönelik muvazaa nedeniyle ipoteğin fekki taleplerinin reddine karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

          Bilindiği üzere, ölüme bağlı tasarrufun iptali Türk Medeni Kanunu'nun 557- 559.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için aşağıdaki sebeplerle dava açılabilir: 1- Tasarruf miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2- Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3- Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka ve ahlaka aykırı ise, 4- Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa. Ölüme bağlı tasarrufun iptal sebepleri esasa ilişkin iptal sebepleri ve şekle ilişkin iptal sebepleri olmak üzere iki bölümde incelenebilir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka aykırılık ve ahlaka aykırılıktır. Şekle ilişkin iptal sebeplerine gelince; ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa iptal davasına konu olabilir....

          Bu durumda mahkemece, TMK'nın 512/3. maddesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun, davacı mirasçının saklı payları dışında (mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında) yerine getirileceği, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle TMK.nun 557.maddesi gereğince, vasiyetnamenin iptali koşullarının bulunmadığını, murisin vasiyetname yapmak suretiyle malvarlığı üzerinde tasarruf hakkını kullandığını, murisin yasal mirasçılarının bir nevi mirastan ıskat edildiklerini, vasiyetnamenin iptali şartlarının bulunmadığını, bu nedenle vasiyetnamenin iptali isteminin reddinin gerektiğini, tenkis talebi yönünden ise murisin vefat tarihi itibariyle terekesinin aktif ve pasifinin tespitinin gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; asıl dava yönünden, Adli Tıp Kurumu raporuna göre murisin vasiyetnamenin düzenlenme tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu, murisin dava tarihi itibariyle tenkise tabi mal varlığının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleşen davada davacıların davayı takip etmemeleri nedeniyle HMK'nun 150/5.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

              Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi - vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar - k.davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak hüküm verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkemece; vasiyetnamenin tenfizi talebinin davalı ...'nın .../... saklı payının dışındaki kısmı ile ilgili olarak davanın kabulü ile vasiyetnamenin tenfizine karar verilmiş ise de; tarafların vasiyetnameye konu mallardaki miras payı oranları belirtilmemiştir....

                Davalı; davaya konu vasiyetnamenin fotokopisinin tesadüfen eline geçtiğini, ilgili mahkemeye vasiyetnamenin açılması talebinde bulunduğunu, ancak vasiyetname henüz açılmadan eldeki davanın açıldığını öğrendiğini, vasiyetnamenin varlığından davacıların haberdar olduklarını, davanın zamanaşımına uğradığını, vasiyetnamenin iptali koşullarının oluşmadığını, saklı payların ihlal edildiğine ilişkin iddianın da gerçeği yansıtmadığını, terekeye ait bir kısım taşınmazların bedeli ödenmek suretiyle tarafınca satın alındığını, davacılar ile aralarında yapılmış herhangi bir yazılı miras taksim sözleşmesinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK’nun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) tenkis uygulanırken TMK’nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu