Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının tescil davasının hukuki dayanağının bulunmadığını, veraset ilamı uyarınca tescil isteyen davacının bunu dava konusu yapmadan gerçekleştirebilirken bu kondu dava açmasının bir anlam taşımadığını, tenkis davasında ise; mirasbırakının, saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası karşılıksız kazandırmalarının yasal sınıra çekilmesini amaçlayan yenilik doğucu bir hak olduğunu, bu davanın dinlenebilmesinin için öncelikli koşulun mirasbırakanın ölüme bağlı ve sağlararası kazandırma yapması ve bu tasarrufun saklı payı zedelemesi gerektiğini, dava konusu olayda vasiyatname yapan Sıtkıye YÜKSEK KARAER'in davacının miras bırakanı olmadığını dolayısıyla onun sağlararası ve ölüme bağlı tasarruf ile davacının saklı payının zedelenmesinin söz konusu olamayacağını, diğer yandan vasiyetçinin 2014 tarihinde vefat ettiği, söz konusu vasiyetnameyi İstanbul 14....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, davalının, mirasbırakanları ......
ın terekesinin tek varisi evlatlığı (murisin erkek kardeşinin kızı) davalıya kaldığını ancak, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğunu ileri sürerek 3296 parsel sayılı taşınmazda murisin payının iptali ve davacı adına tescilini istemiştir. Davalı, murisin ağır hasta olarak hastanede yatarken ölümünden 12 gün önce ölüme bağlı bir tasarruf yapma iradesinin bulunmadığını, davacı tarafından murisin iradesinin fesada uğratılarak tüm malvarlığının ele geçirilmeye çalışıldığını,... İlçesindeki taşınmaz yönünden... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/30 Esas sayılı dosyasının ayrıca,.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/245 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu belirterek, asıl davanın reddini savunmuş, karşılık davada ise mahfuz hissesine yapılan tasarrufun tenkisini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 3296 parsel sayılı taşınmazda muris ......'ın hissesinin iptali ile davacı adına tesciline, tenkise ilişkin karşı davanın reddine karar verilmiştir....
a bıraktığını, yapılan işlemin muvazaalı olması nedeniyle vasiyetnamenin ve tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tesciline, mümkün olmadığı takdirde davacıların saklı paylarına tecavüz oranında tenkise karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tapu iptali tescil ve tenkis davasının görülebilmesi için davacıların mirasçılıktan çıkarma işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği nedeniyle HMK 46. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmiş, bu dava mirasçılıktan çıkarma işleminin iptali olarak görülmüş ve davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir. Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer....
saklı payı ihlal ettiğini, davacının saklı payı üzerinde tasarruf ettiğini, iptal (tenkis) def'i, TMK.559/2 maddesinde düzenlendiğini ve hukuki niteliği itibariyle ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğünü sağlamaya yönelik olup, kendisinden ölüme bağlı tasarruf nedeniyle hak talep eden kişiye karşı ileri sürülebilen karşı bir hak olduğunu, ölüme bağlı tasarrufların geçersizliğini ileri sürme defi'ini TMK.nın 558 maddesinde belirtilen kişiler yani mirasçılar, vasiyet alacaklıları ile bu tasarrufların iptalinde hukuki yararı olanlar ileri sürebileceklerini, iptal def'i, iptali gereken nedenleri bulunan bir vasiyetin vasiyet edileni tarafından, vasiyet edilen malı mirasçılardan dava yolu ile istemesi veya vasiyetin tenfizini istemesi halinde söz konusu olduğunu, iptal davası için zamanaşımı süreleri geçmiş olsa bile, iptal davası açmaya hakkı olan kimsenin, bir süre sınırlaması olmadan iptal def'inde bulunabileceğini, bir başka hususun ise, yerel mahkemenin gerekçeli kararının 2....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının oğlunu mirasından ıskat etmek istiyorsa ölüme bağlı tasarruf yapabileceği, mahkemeler nezdinde bu işlemi yapmaya zorlayan bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Iskatını istediği oğlunun borç içinde olduğunu, aleyhine açılmış pek çok ceza dosyası olduğunu, iki yıldır görüşmediklerini, mağduriyetinin dikkate alınmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ölüme bağlı tasarruf ile ıskat mümkün olduğundan bu davanın açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK'nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin saklı payı zedeleme kastı ile yapıldığının ispat külfeti davacı tarafa aittir. Somut olayda; temlik tarihine göre mirasbırakanın dava dışı oğlu ...'e yaptığı temliklerin mutlak tenkise tabi olmadığı, mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastı ile temlik yaptığının ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....