Bir ölüme bağlı tasarrufun meydana gelmesine tesir edecek her türlü ikrah, bir iptal sebebi teşkil eder. Ancak, her iki türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır. Öte yandan; TMK’nın 504 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; “ Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.”...
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. 4. Mutlak olarak tenkise tâbi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 565 inci maddesinin 1, 2 ve 3 üncü bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlâl kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanun'un 570 inci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561 inci maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yersizdir. 1-) Yerel mahkeme, 1 nolu hüküm fıkrasında vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığından TMK 557 maddesi uyarınca iptal davasının reddine karar vermiş; 2. bent de ise vasiyetnamenin saklı pay gözetilmeksizin düzenlendiğinden bahisle; davacının saklı pay oranı olan 1/10 bakımından vasiyetnamenin iptaline karar vermiş; bir anlamda hüküm fıkrasında kendi içinde çelişkiye düşmüştür. 2-)TMK.nun 505.maddesine göre; "Mirasçı olarak alt soyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir....
Davada, asıl olarak vasiyetnamenin iptali istenilmekle birlikte, davacı dilekçesinde ve aşamalarda sürekli, diğer mirasçılara fazla mal bırakıldığı iddiasında bulunmaktadır. Davacının bu ifadelerinden, aynı zamanda tenkis talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava, sadece vasiyetnamenin iptali olarak nitelendirilmiş, tenkise ilişkin bir inceleme ve araştırma yapılmamış, bu hususta bir değerlendirmede de bulunulmamıştır. TMK.nun 560/1.maddesine göre; “Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.” Aynı Kanunun 561/1 maddesine göre ise; “Saklı pay sahibi mirasçılara, ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların, onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur” hükmüne amirdir. Tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemez....
Muris tarafından bizzat ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 03/12/2001 tarihinde davacı aleyhine, kendisine bakmadığı gerekçesiyle ölünceye kadar bakma vadiyle bıraktığı bu taşınmazın tapusunun iptal edilerek adına tescili için dava açmış, muris yargılama aşamasında (21/08/2002) vefat etmiş, davaya diğer mirasçılar devam etmiş, yargılama sonunda da, davalının (eldeki davanın davacısı) ölünceye kadar bakma aktinin yerine getirmediği gerekçesiyle davalı adına olan tapunun iptali ile davaya devam eden mirasçıların miras hisseleri oranında iptali ile bu mirasçılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden geçerek 28/11/2007'de kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Vasiyetname, ölüme bağlı bir tasarruf olup, ölüm halinde hukuki sonucu doğurur. Türk Medeni Kanunun 542.maddesinde; miras bırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir....
Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. Buna bağlı olarak davada, vasiyet edilen taşınmazlar üzerinde ½ hak iddia eden ...'ün talep hakkı, taşınmazların vasiyet alacaklısı davacı ... adına tescil edilmesinden sonra şahsi bir hak ve ayrı bir dava olarak ortaya çıkacaktır....
"İçtihat Metni"Daire : SEKİZİNCİ DAİRE Karar Yılı : 1992 Karar No : 322 Esas Yılı : 1991 Esas No : 1695 Karar Tarihi : 25/02/992 AYNI İLE BAĞLI İLÇEYE GİDİLMESİNİN, İL SINIRLARININ TERKEDİLMİŞ SAYILMASI ANLAMINA GELMEYECEĞİ HK. Davacının 1/15 oranında aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; hastalık nedeniyle alınan 10 günlük raporun … İli … İlçesinde geçirilmiş olması nedeniyle 657/C-g maddesi uyarınca, Memurların Hastalık Raporlarını Verecek Hekim ve Sağlık Kurulları Yönetmeliğinin 5.maddesine göre davacının amirinden izin almaksızın, hastalık iznini görev yerinden başka yerde geçirmiş olduğu gerekçesiyle reddeden … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının; iznini geçirdiği yerin aynı ile bağlı … İlçesi olduğu, İl hudutlarını terketmediği ileri sürülerek 2577 sayılı yasanın 49.maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir....
Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli (kesirli) bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. TMK.'nun 598/1.maddesi kapsamında mirasçılık belgesi istemek, maddi bir olayın varlığını ikrar ile kişiler arasındaki soybağı ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. TMK.'...
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. 2. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565 inci maddesinin 1, 2 ve 3 üncü bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570 inci maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561 inci maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....