Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile ...’nın ölüm tarihinin ''05.10.1962''olduğunun tespiti ile, nüfus kayıtlarında ''00.00.1943'' olan ölüm tarihinin ''05.10.1962'' olarak düzeltilmesine karar verilmiş, davalıların istinaf etmesi üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile ...’nın idarece 00.00.1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptaline, adı geçenin ölüm tarihinin ''05.10.1962'' olduğunun tespitine karar verilmiş, bu karar nüfus müdürlüğü dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, ölüm araştırmasındaki tanık ifadelerinde ve davalılar tarafından muris Ahmet’in 1940-1942 yıllarında askere gittiğinin, bir daha dönmediğinin ve şehit haberini duyduklarının beyan edilmesi nedeniyle Savunma Bakanlığına müzekkere yazılmış olup cevabına dosya arasında rastlanmadığı gibi mahkemece akıbeti sorulmamıştır....

    eşi olarak sürdürdüğü, bu arada ...’ın bildirimi ile ...’ın ölüm tutanağının düzenlendiği ve ölüm tarihinin 29.12.2007 olarak gösterildiği bildirilerek, ...'ın gerçeği yansıtmayan 29.12.2007 tarihi itibariyle yapılan ölüm işleminin iptali ile ...’ın ölümünün tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece, istemin özü itibari ile kişilerin başkalarının kayıtlarını kullanması ile ilgili olduğu ve bu taleplerin bakanlıkça incelenip sonuçlandırılacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece 01/01/2005 olan ölüm tarihinin 15/11/2005 olarak tespiti ile tesciline karar verilmiştir. Dava, ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. Ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Mahkemece bu kapsamda tarafların bildireceği ve mahkemece tespit edilecek tanıkların dinlenmesi ve olayı aydınlatacak diğer kanıtların temini ile oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken aynı zamanda ölüm tarihinin düzeltilmesi istenilen ...'in mirasçıları olan tarafların beyanı ile yetinilip karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, resen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek varsa ölüm tarihinin tespiti istenen kişinin ölüm tarihinin gün ve ay olarak da tespiti gerektiği dikkate alınmalıdır. (Yargıtay 8. HD 2018/320E- 2019/6261K sayılı ilamı) Yukarıda yazılı nedenlerle; ölümün tespiti istenilen T17 yaşı itibariyle tanıyabilecek kişilerin kolluk marifetiyle tanık olarak araştırılmak ve tespiti halinde dinlenilmek suretiyle sonuca gidilmesi aksi halde ölümün tespiti istenilen kişinin 100 yaşını geçtiği gözetilerek gaiplik davası açma imkanı da bulunduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

        olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ....k Mahkemesi tarafından ise ölüm tarihinin tespiti istenilen kişi ....nüfusuna kayıtlı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, davacı babaannes... ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydına işlenmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin halası ve murisi ....1934 yılında vefat ettiğini, nüfus kayıt örneğinde adı geçenin ölüm tarihinin yazılı olmadığını, ....Mahkemesinin 2016/27 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen veraset davasında murisin ölüm tarihinin tespiti hususunda dava açmaları yönünde kesin süre verildiğini belirterek muris ...'...

          "İçtihat Metni" Dava, muris adına hizmet tespiti ve ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ölüm Tarihinin Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi Hamo Basmacı'nın 2001 yılında ölmesine rağmen nüfus kayıtlarında sağ göründüğünü bildirerek öldüğünün tespiti ile ölüm tarihinin nüfus kayıtlarına işlenmesini talep etmiş, yargılama sırasında gelen nüfus kaydında Hamo Basmacı'nın 15.12.2004 olan ölüm tarihinin nüfus kaydına işlendiğinin anlaşılması üzerine, ....'nın 15.12.2004 olan ölüm tarihinin 20.10.2001 olarak düzeltilmesini istemiştir....

              Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; ...'ın nüfus kayıtlarında ölüm tarihinin 01.05.2010 olarak görüldüğünden, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Hakkında Kanunun 35. ve diğer ilgili maddeleri uyarınca nüfus kütüklerinin resmi belge niteliğinde olup, kesinleşmiş mahkeme hükmüyle aksi sabit oluncaya dek geçerli kabul edilmek zorunluluğu olduğundan bahisle davanın reddi cihetine gidilmiştir. Davacı vekili; ilgilinin ölüm tarihinin nüfusa geç bildirildiğine dair iddialarının yeterince araştırılmadan davanın reddi cihetine gidildiğinden bahisle hükmü temyiz etmiştir. Mevcut yargılama dosyasında Mahkemece; fiili ölüm tarihinin davacı vekilinin iddiası doğrultusunda araştırılması cihetine gidilmemiştir. Bu itibarla; bakım alacaklısı ...'ın ölüm tarihini tespite yönelik; bakım alacaklısı müteveffa ...'ın son ikametgah adresinde taraflarla akrabalık ve husumeti bulunmayan kişilerden sorulmak suretiyle ...'...

                Nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen kişilerin ölüm tarihlerinin nüfus kayıtlarına göre işletilmesi veya ölüm tarihinin tespiti için açılan davalar uzun bir zaman alabileceğinden davacıya ölüm tarihlerinin işletilmesi için kesin süre verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece davacıya nüfus kayıtlarında "ölü" olduğu belirtilen muris ve mirasçıların ölüm tarihinin işlenmesi için nüfus müdürlüğüne başvurması veya ölüm tarihinin tespiti için dava açmak üzere yetki ve makul bir süre verilmesi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  nun 1999 yılında öldüğünün tespiti ile ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydına da 1999 yılında öldüğünün tescili istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine 18. Hukuk Dairesince onanmasına karar verilmiş,davacılar vekili kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava, ölüm tarihinin tespiti ve anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir Dava sonucu itibariyle miras hukukunu yakından ilgilendirdiğinden; ölüm tarihinin tespiti istenilen ve gerçek anne olduğu iddia edilen ...'...

                    UYAP Entegrasyonu