Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.10.1984 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir. Bu nedenle, 01.04.1967 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 01.04.1985 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise, yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereğinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 2-Dava, Fransız Sigorta Rejimine giriş tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkin olup, mahkemenin 03.10.2017 tarihli kararı, Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malüllük, Yaşlılık ve Ölüm (aylıkları) sigortalarına ait müşterek hükümler” başlıklı dördüncü kısmında düzenlenen 30. maddenin 1. bendinde, “...Türk mevzuatının uygulanmasında, “(1) Bir işçi Türk mevzuatına tabi olmadan önce Fransız Sosyal Güvenlik rejimlerinden birine tabi olmuşsa Fransız mevzuatına ilk tabi olduğu tarih, malüllük, yaşlılık, ve ölüm sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edilir hükmü gereği Fransa'da geçen yurtdışı çalışma sürelerinden zorunlu prim ödemeye tabi ilk işe giriş tarihi 01.01.1992 olduğundan, davacının 01.01.1992 tarihinin sigortalılık başlangıcı sayılmasına ilişkin isteminin...

      Sayısı ile kamulaştırma bedellerinin tespiti ve tescil davası açıldığını, tapu maliklerinden Ömer Horzum'ın ölü olması ve mirasçılarının tespiti ile aynı zamanda miras hisselerinin belirlenmesi ve veraset ilamı için Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/1037 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, murisin ölüm hanesinde "bilinmeyen" kaydının bulunduğunu, ölüm tarihinin bilinmediğini ve nüfus kaydındaki ölüm araştırması gereğince, nüfus kaydının düzeltilmesi için taraflarına dava açılmak üzere yetki ve süre verildiğini beyanla Ömer Horzum'un ölüm tarihinin nüfus kaydına işlenerek düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı davaya karşı cevap vermemiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Alaşehir 1....

      Dava nüfus kaydındaki ölüm tarihinin iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ...'ın 05.03.1957 doğumlu olarak nüfusta kayıtlı olup evli ve üç çocuklu olduğu, oğlu ...'ın babasının nüfusuna ölüm kaydının düşülmesini istemi üzerine, jandarma tarafından yapılan araştırmada, bilgisine başvurulan ... ve ...'un beyanı da dikkate alınarak ...'ın 16.10.2000 tarihinde öldüğüne dair bilginin nüfus kaydına işlendiği anlaşılmaktadır. Ölüm araştırması sırasında bilgisine başvurulan ..., ...'ın 16.10.2000 tarihinde öldüğünü bildirmesine rağmen duruşmada ablasının eşi olan ...'ın halen sağ olduğunu söylemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Türkiye'ye gelerek DNA örneklerinin alınması açısından öncelikle müvekkilinin davaya iştirakının sağlanması gerektiğini açıklamıştır. Mahkemece Dışişleri Bakanlığına yazılan müzekkerede, ...'...

        İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Veraset ilamı istenen T3 ait UYAP sisteminden alınan nüfus kaydında ölüm kaydında "BİLİNMEYEN" olarak görüldüğü anlaşılmakla ölüm kaydının işlenip işlenilmediği, ölüm tarihinin ne olduğu hususunda Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, yazılan yazıya verilen cevapta ; bahsi geçen şahsın ölü olduğu halde aile kütüklerinde kayden sağ görülenlerin kayıtları uzun süre işlem görmediğinden 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 33. maddesi ve anılan Kanunun uygulama yönetmeliğinin 37. maddeleri uyarınca tedbir amaçlı olarak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 29.03.2018 gün ve 38850 sayılı onayları ile ölüm tespiti ile T3 adlı şahsın nüfus kaydının kapatıldığının bildirildiği, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verildiği, T3 kayıtlı olduğu eski nüfus aile kütüklerinin tetkikinde , şahsa ait herhangi bir vukuatın bulunmadığı ve ilgili hanenin yenilenerek Mernis veri tabanına aktarıldığı yönünde...

        (TMK.m.29/1) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK. m.30/1) Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir. (TMK. m.30/2) Ölüme bağlı hakların kullanılabilmesi için; kişinin öldüğünün veya belirli bir zamanda ölü olduğunun tespitini talep etmekte davacının hukuki yararı mevcuttur. Aksi ispat edilinceye kadar resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir.(TMK m.7). Davanın belirlenen niteliğine göre, Yargıtay 18 HD'nin 17.01.2013 tarih ve 2012/13361- 2013/415 sayılı kararında "…Davada, davacıların murisi Besim’in ölüm araştırması nedeni ile kapalı olan nüfus kaydında yazılı olmayan ölüm tarihinin tespiti ve nüfus kaydına işlenmesi istenmektedir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Öldüğünün ve Ölüm Tarihinin Tespiti ve Tescili istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, mahkemece sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen, yaşı itibari ile ölüm olayını bilebilecek tanıkları araştırıp dinleyerek ölüm tarihinin gün ve ay olarak tespiti gerekir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2018/320 Esas, 2019/6261 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı vekili tarafından Mersin 3....

        "İçtihat Metni"İş Mahkemesi Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti ve fazla ödenen borçlanma bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Davacı, işe giriş tarihinin 01/05/1981 olduğunun, davalılardan işverene ait işyerinde 01/05/1981-01/08/1981 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01/08/1984 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu