WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği ve Türk Borçlar Kanununun 370. maddesinde hükme bağlandığı üzere ödünç(ariyet) sözleşmesi ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakması ve ödünç alanında o şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir. Her ne kadar davalı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesi başlıklı belgeyle 01.09.2007 ila 01.09.2017 tarihleri arasında davaya konu taşınmazların davacı tarafından kendisine kiraya verildiği iddia edilmiş ise de belge üzerinde bedelsiz yazdığı için sunulan sözleşme kira sözleşmesi değil ödünç sözleşmesidir. Menkul bir mal ödünç sözleşmesine konu olabileceği gibi gayri menkul bir malda ödünç sözleşmesine konu olabilir. Türk Borçlar Kanunu 383. maddesine göre ödünç sözleşmesi, ödünç konusunun sözleşmeye aykırı kullanılması ile, sözleşmede bir süre öngürülmüş ise sürenin sona ermesi ile ve ödünç verenin ivedi gereksinimi ortaya çıkarsa ödünç veren sözleşmeyi sona erdirebilir. Ödünç sözleşmesi süreye tabi değilse her zaman sona erdirebilir....

    Sonuca katılmalı ödünç sözleşmesinde ise; ödünç veren, ödünç verdiği kuruluşa ortak olmaksızın, faiz yerine bu kuruluşun kârından belirli bir pay alır. Bu sözleşme ile ödünç veren, bir miktar paranın veya diğer bir misli şeyin mülkiyetini belirli bir amaçla kullanılmak üzere ödünç alana devretmeyi; ödünç alanda ödünç verene bu kullanımdan elde edeceği kazanımdan bir pay vermeyi ve süre sonunda aynı nevi ve miktardaki şeyi geri vermeyi yüklenirler. Ödünç alanın, karşılık olarak sonuçtan pay vermeyi yüklenmiş olması, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesinin karakteristik bir özelliğidir. Sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi; niteliği gereği karma bir sözleşme değil, ödünç sözleşmesinin özel bir türüdür. Bu sözleşmeyi diğer ödünç sözleşmelerinden ayırt eden temel esaslardan ilki, amaç unsurudur. Yani, bu işlemde ödünç alan aldığı parayı işletmek, yani kâr getiren bir faaliyette kullanmakla yükümlüdür. Oysa, ödünçte böyle bir zorunluluk yoktur. İkinci farklılık ise, kârdan pay alma unsurudur....

      sözleşmesi bulunmasa da Kanun'da şekil şartı aranmadığı da göz önüne alınarak yerleşik Yargıtay içtihadları gereğince "ödünç" veya "ödünç verilen" şeklinde şerh düşülerek gönderilen borç para taraflar arasında ödünç ilişkisi kurmaya yeterli olduğunun kabul edildiğini, dava dilekçesine ek banka dekont suretlerinde de görüldüğü üzere müvekkilinin davalıya havale yolu borç gönderirken dekontun açıklama kısmında "ödünç verilen" yazıldığını, dolayısıyla taraflar arasında ödünç sözleşmesinin kurulduğu ve müvekkil tarafından davalının hesabına gönderilen her bedelin bu ilişkinin devamı olup ödünç para ilişkisi kapsamında bulunduğunu, banka dekontlarında paranın ödünç olarak gönderildiğine dair açıklama bulunması halinde bu açıklamaların esas alınacağını, aksini iddia edenin ispat etmesi gerekeceğini belirtmiş olduğunu, müvekkilin söz konusu hesaplarının üçünden de davalıya 2014 senesinden bu yana defalarca 'ödünç' veya 'ödünç verilen' açıklaması altında borç para vermiş olup kendilerince tespit...

      Diğer taraftan, eldeki davanın konusunu davacı borçlular ile davalı ikrazatçı arasında yazılı olarak düzenlenen 22.02.2008 tarihli ödünç sözleşmesi oluşturmakla, uyuşmazlığın çözümüne yönelik olarak "ödünç sözleşmesi" ve "ikrazatçıl ık faaliyeti"nin yasal dayanakları üzerinde durulmasında da yarar vardır: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "Karz akdi" başlıklı 306. maddesinde yer alan "Karz, bir akittir ki onunla ödünç veren, bir miktar paranın yahut diğer bir misli şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimse dahi buna karşı miktar ve vasıfta müsavi aynı neviden şeyleri geri vermekle mükellef olur." hükmü ile ödünç sözleşmesinin genel tanımı yapılmıştır....

        Hukuk Dairesi dosyayı aidiyet kararıyla dairemize göndermiş, karar gerekçesinde taraflar arasında ödünç sözleşmesinin bulunduğu ve uyuşmazlığın da bundan kaynaklandığını ileri sürmüştür. Ödünç sözleşmesi, TBK 386.maddesinde düzenlenmiş olup, kanundaki tarifi "tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir " şeklinde yapılmıştır. Yani ödünç sözleşmesinde ödünç alınan şeyin aynı nitelik ve miktarda geri verilmesi söz konusudur. Oysa olayımızda davacının iddiasına göre verilen paranın işletilip elde edilecek karın paylaşımı söz konusudur. Davacı ödünç adı altında para (sermaye) davalı ise onu işletme emeğini ortaya koymuştur....

        Örneğin, binek otomobili ödünç alan kimse bu otomobil ile buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ağır eşyaları taşıma işinde kullanamaz. Bu kurala uyulmadığı takdirde ödünç alan ödünç verenin uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Ödünç verenin ihtarına rağmen ödünç alan sözleşmeye aykırı hareketlerine devam ederse, ödünç veren ödünç verdiği şeyi geri isteyebilir. Ödünç veren, sözleşmede belirlenen sürenin sonunda ödünç verdiği şeyi geri istemek hakkına sahiptir. Ayrıca ödünç alanın sözleşmeye aykırı kullanımını tespit ettiği takdirde de sözleşmeden dönmek ve teslim ettiği şeyi geri istemek hakkına sahiptir. Borçlar Kanununa göre ödünç alan, ödünç aldığı şeyi sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde kullanacaktır. Bunu yaparken de ödünç aldığı şeyi özenle kullanacak ve şeyin muhafaza masraflarına katlanacaktır. Özenle kullanmanın ölçüsü de kendi malını nasıl kullanıyorsa ve kendi malını nasıl muhafaza ediyorsa ödünç aldığı şeye de aynı özeni gösterecektir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava konusu uyumazlığa ilişkin olarak; Dairemizin 19.06.2017 tarih 2016/1165 E - 2017/10476 K sayılı ilamında uyuşmazlığın hukuki niteliği ödünç sözleşmesi (borç verme) olarak nitelendirilmiş olup, mahkemece bozmaya uyularak hüküm kurulmuş olmasına göre, ödünç sözleşmesi ile ilgili temyiz incelmesi yapma görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 17/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Yapı Ticaret arasında farklı boya renkleri oluşturabilmeleri adına renklendirme ve karıştırma makineleri ve bu makinelerin kullanılmasını sağlayan bilgisayar ve ekipmanlarını gerekli yazılımları ile birlikte ödünç vermeye ilişkin kapsamda "... A.Ş. Renklendirme Sistemi Kira Sözleşmesi" başlığı kira sözleşmesidir....

            Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının talebi, taraflar arasında akdedilen ödünç sözleşmesi hükümleri uyarınca davalılar tarafından 15.07.2008 ila 15.02.2009 tarihleri arası ödenmeyen kredi tutarının kredi taksitleri vade tarihlerinden itibaren genel kredi sözleşmesi şartlarındaki gecikme faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki protokolün 3. maddesi “...ödünç alan .... kredi veren ...... kredi sözleşmesi koşulları uyarınca ödünç aldığı 1.000.000,00 TL'yi geri ödeyecektir. Kredinin geri ödenmesinde ilk 6 ay ödemesiz olacaktır. Kredi borcu 15.09.2007 tarihinden itibaren ödenmeye başlayacak, her ayın 15. günü eşit taksitler halinde ödenecektir” hükmünü, 5. maddesi ise “...ödünç alan..., ödeme taksitlerinden bir tanesini ödemede temerrüde düşerse ödünç veren......

              Bu nedenle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Adi ortaklık sözleşmesini, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesinden ayırmak oldukça güçtür. Sonuca katılmalı ödünçte; münferit tacire veya bir ticaret ortaklığına bir miktar ödünç verilir, faiz yerine işletmenin kârından pay alınır. Bu sözleşme niteliği gereği karma bir sözleşme değil, ödünç sözleşmesinin bir türüdür. Bu sözleşmeyi diğer ödünç sözleşmelerinden ayırt eden temel esaslardan ilki, amaç unsurudur. Yani, bu işlemde ödünç alan aldığı parayı işletmek, yani kâr getiren bir faaliyette kullanmakla yükümlüdür. Oysa, ödünçte böyle bir zorunluluk yoktur. İkinci farklılık ise, kârdan pay alma unsurudur. Yani, ödünç alan giriştiği faaliyetten elde ettiği kârın bir kısmını ödünç verene vermelidir. Sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi ile adi ortaklığı özellikle müşterek amaç unsuru birbirinden ayırt eder....

                UYAP Entegrasyonu