Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında tebligatın, ödeme emrinin iptali ve 17/03/2021 tarihli kesinleştirme işleminin iptaline ilişkindir. Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2020/2863 Esas sayılı takip dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı - borçluya 11/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının vekili aracılığıyla 20/02/2020 (dilekçede sehven 20/02/2019 yazılı olduğu) tarihinde takibe, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra dairesince davacı - borçlu yönünden 16/03/2021 tarihinde takibin kesinleştirilmesine karar verildiği görülmektedir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır....
İtirazın iptali davası açılabilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borca itiraz edilmesidir.Yetki itirazı ve alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın geldiği İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'nce davalı borçluya davadan önce ödeme emri çıkarılması talebinin red edildiği anlaşılmakta ise de ,yetkisiz icra dairesinde tebliğ edilen ödeme emrine borca itirazda bulunmanın bir hükmü bulunmamaktadır.Yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borca itiraz edilmesi gerekir. Davanın açıldığı aşamada iptaline karar verilecek bir itirazın da mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.Borçlunun ,borca itiraz edip etmeyeceği belli olmayan bir evrede itirazın iptali davası açılması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.Zira ,borçlunun borca itiraz etmemesi de ihtimal olarak mevcuttur. Ancak geçerli bir itirazın varlığı halinde itirazın iptali istenebilir. Bu dava şartı sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı değildir....
Mahkemece her ne kadar yetkili icra müdürlüğünce davalı borçlulara ödeme emri tebliğ edilmediği, ödeme emri bulunmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 21.05.2015 tarihli yazısında "..UYAP kayıtlarına göre borçlulara ödeme emrinin gönderildiği, 31.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 13.08.2014 tarihinde borca ve faize itiraz dilekçesinin sisteme kaydedildiği tespit edilmiş olup tebligata ilişkin yapılan UYAP sorguları ile borçlu vekilinin itiraz dilekçesi de ekte gönderilmiştir" denilmek suretiyle borçlulara ödeme emrinin gönderildiği ve tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, icra dosyasının aslı getirtilerek icra müdürlüğünün yazısında belirtildiği üzere yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmiş ve ödeme emrine itiraz var ise işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Mahkemece, borçluya ödeme emri gönderilmeden önce henüz itiraz hakkı doğmayacağından yapılan borca itirazın hukuki sonuç doğurmayacağı, alacaklının yeniden tebligat yaptırmaması sebebiyle takibi ve anlaşmazlığı sürdürme iradesi bulunmadığı gerekçesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; alacaklı, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden verilen borca itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına ilişkin olarak verilen karara yönelik olarak söz konusu kararın kaldırılması için icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla bu işlemin iptali cihetine gitmeyerek itirazın iptali davası açmıştır ve takibi sürdürme iradesini göstermiştir....
İİK 'nın 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi kararında Dairemizin bazı içtihatlarına atıfta bulunulmuş ise de, bahsi geçen içtihatlar her somut olayın niteliğine göre oluşturulmuş olup, Dairemizin usul ekonomisine de uygun olan uygulamalarına göre; borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerlidir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Espiye İcra Dairesinin 2021/49 Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkile tebliğ edildiğini, takibe konu kambiyo senedi üzerinde müvekkilin bilgisi dışında değişiklikler yapıldığını, müvekkilin davalıya borcu olmadığını ve takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını beyan ederek icra takibinin durdurulmasına, ödeme emrinin ve takibin iptali ile takip miktarının %20'sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda ödeme emri borçluya 25/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olmaktadır. Ayrıca borçlunun vekili aracılığıyla 20/10/2020 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüş, Her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmamaktadır....
Davacılar her ne kadar ödeme emrinde takip konusu alacağın anaparası, işlemiş faizi, faiz oranı, faizin işlemeye başladığı gün, takip dayanağı belgelerin tarih ve tutarının ödeme emrinde yer almadığını, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini iddia etmiş ise de; ödeme emrinin incelenmesinde 244.000,00 TL asıl alacak, 11.015,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 255.015,10 TL'nin %19,50 avans faizi ile birlikte ödenmesinin emredildiği, takip dayanağı senetlerin vade ve miktarlarının "10.03.2019 122.000,00 TL; 10.04.2019 122.000,00 TL 2 adet senet" biçiminde açıkça yazılı olduğu, işlemiş faizin başlangıç tarihinin vade tarihi olduğunun ödeme emrinden açıkça anlaşılabildiği, bu halde ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin de reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Borca itiraz incelenmesinde; İ.İ.K. md. 169/a gereği borca itirazın, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı zorunludur. Davacılar, bu mahiyette herhangi bir belge sunamamıştır....
İcra Müdürlüğü'nce borçluya ödeme emri çıkartıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, borcun sebebi belirli olmadığından, ödeme emrinin İİK'nun 58. maddesine aykırı düzenlendiği şikayeti ve sair şikayetler ile ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, durmuş olan icra takibinde yeniden ödeme emri çıkarılmasının usulüne uygun olmadığı, itiraz edilerek durmuş olan bir takibin, itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden yeniden bir ödeme emrinin gönderilmesinin mümkün olamayacağı gerekçeleri ile şikayetin kabulüne ve yeniden ödeme emri gönderilemeyeceğinden ... İcra Müdürlüğü'nün göndermiş olduğu ikinci ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir. Yetkisiz ... İcra Müdürlüğü'nce borçluya tebliğ edilen örnek 7 ödeme emri üzerine, borçlunun yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü ile artık bu ödeme emri ve borçlunun yetki itirazı dışındaki itirazları geçersiz hale gelmiştir....
Davacı, 17/02/2016 tarihli takip sonrası 19/02/2016 tarihinde 2.485 EUR ve 1.915.90 USD'nin davalı tarafça haricen ödendiğini, ancak takibe ilişkin icra masrafları ve vekalet ücretinin ödenmediğini, ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde takibe konu alacak ve fer’ileri yönünden borca itiraz edilerek takibin durdurulmasına sebebiyet verildiğini, borçlu-davalı tarafından yapılan ödeme tutarının takip tarihindeki kur üzerinden TL cinsinden değerinin 13.891,38 TL olup tarife gereğince karşı yan ücretinin 1.666,00 TL olduğunu ve bunun ödenmesi gerektiğini iddia etmekte, davalı yan ise ödeme emrinin tebliği üzerine 19/02/2016 tarihinde alacaklı-davacıya 2.485 EUR ve 1915.90 USD ödeme yapıldığını, yetkili Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyası kapsamında gönderilen ödeme emrine karşı da borca itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, masraflar ve vekalet ücreti talep edilebilmesi için itirazın iptali davası açılması ve takibe devam edilmesi gerektiğini, alacak davasıyla icra vekalet...