WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr....

    Somut olayda, murisin takipten önce 09.03.2015 tarihinde öldüğü, mirasçılar hakkında mirası ret süresi geçtikten sonra 29.06.2015 tarihinde takibe girişildiği, borçlulardan Meryem'e ödeme emrinin 08.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlular ..., ..., ... 'e ise ödeme emri tebligatının 07.07.2015 tarihinde yapıldığı, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce 15.05.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK.'nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır. Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....

      Mahkemece; itiraza uğrayan ödeme emrinin iptali ile itirazın askıda kaldığı, sonradan davalıya tebliğ edilen yeni bir ödeme emri ve borca itiraz bulunmadığı davalının yeni ödeme emrine karşı itiraz edip etmemesine göre işlem yapılması gerektiği, itirazın iptali davasına konu edilebilecek geçerli bir ödeme emri ve dolayısıyla davalının da bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı şirket yetkilisi istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin borca itirazlarını ve dayanak belgenin tebliğ edilmediği itirazlarını reddettiğini, red kararının hukuka uygun olmadığını, takibe dayanak belgenin icra dairesine İİK 58/3.maddesi kapsamında verilmesi ve ödeme emriyle birlikte tebliğ edilmesi gerektiğini, dayanak çekin onaylı örneğinin takip talebine eklenmemesi nedeni ile takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, borca yönelik itirazlarının reddedilmesinin yasaya uygun olmadığını, çek bedelinin malen ödendiğini, söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından örnek 13 nolu ödeme emri ile başlatılan takipte, borçlunun, aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceği, ilamsız takip yapılması gerektiği, gönderilen ödeme emrinin takip dosyasına uygun olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun iddiası borca itiraz niteliğinde olup, takibinin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....

          Davacı tarafından borca itiraz ile birlikte ödeme emri ile birlikte borcun sebebi olarak gösterilen bononun fotokopisinin ödeme emrine eklenmediği iddiası ile şikayette bulunulmuş ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, ancak gerekçe kısmında borca itiraza ilişkin davanın reddi gerekçesinin yer aldığı, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin gerekçenin yer almadığı anlaşılmıştır. İİK 61. Maddesi uyarınca ödeme emrine takibe konu belgenin tasdikli suretinin eklenmesi gerekir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....

          Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra-ödeme emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; icra dosyasına ilk tebliğ edilen ödeme emrinden sonra sunulan borca itiraz dilekçesinde ve ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda davacı borçlunun vekil ile temsil edildiği, vekili varken iptal kararından sonra ödeme emrinin yine 21/01/2022 tarihinde davacı asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olup dava, ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü iddiası ile açılmıştır. Bu durum sonradan tamamlanması mümkün eksiklik niteliğinde olduğundan ve açılan davada ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü vakıasına dayanıldığından davanın kabulü ile ödeme emrinin vekile de tebliği sureti ile eksikliğin giderilmesine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır....

          Davalı borçluların ödeme emrine tebliğ tarihinden önceki itirazları ihtiyati haciz kararı sonrasında yapılan hacizlere ilişkin olup İİK'nın 61. maddesi kapsamında düzenlenen ödeme emrinin tebliği ile neticesinde gerçekleştirilen aynı yasanın 62. maddesindeki itiraz söz konusu değildir. İcra müdürlüğü tarafından verilen durdurma kararı ise konkordatoya bakan mahkemenin ara kararına ilişkindir. Alacaklı banka tarafından gerçek kişi borçlular yönünden konkordato talebinin reddi ile tedbirlerin kaldırılması kararı üzerine icra müdürlüğüne başvurarak borçlulara ödeme emrinin tebliğ edilmesi talebi ve ödeme emrinin icra müdürlüğü tarafından borçlulara tebliğ edilmesine rağmen davacı alacaklı vekilinin ödeme emrinin tebliğini ve sonucu beklemeksizin iş bu davayı açmış olması İİK'nın 67 maddesi ve ilgili yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesi isabetli olup davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2020/28081 Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, 11/01/2021 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldıklarını, müvekkiline yalnızca ödeme emri gönderildiğini, takip dayağı çekin onaylı örneğinin gönderilmediğini, bu nedenle ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiğini, ayrıca imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini söyleyerek takibin durdurulmasına, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin tebliğ işleminin iptalini şikayet yolu ile ileri sürülebilecek taleplerden olduğunu, imzaya ve borca itiraz davasında ileri sürülemeyeceğini, ayrıca dayanak belgenin ödeme emri ile birlikte gönderildiğini, açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddini, imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde davacı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu