Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece; Ali yönünden; ödeme emrinin Ali'ye 18/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, İİK 168. maddesinin 4. ve 5. bentlerine göre kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde imzaya borca itiraz edebilir, davacının süresinden sonra itiraz ettiği anlaşıldığından bu davacı yönünden borca itiraz taleplerinin reddine, ödeme emrinin iptali talebi, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde yapılması gerektiği, davacının ödeme emrine yönelik şikayet süresi de geçtiği anlaşıldığından ödeme emrinin iptali talebinin de reddine karar verilmiştir. Gülsüm yönünden; ödeme emrinin Gülsüm'e 21/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacıya gönderilen tebliğ mazbatası incelendiğinde takip dayanağı bono örneğinin borçluya gönderildiğine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, davalının icra takibine dayanak belgenin gönderildiğini ispat edemediğinden Gülsüm'e gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
Ancak Mahkemece davanın sadece borca itiraz olarak değerlendirilip, inceleme yapıldığı ve hüküm kurulduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen ödeme emri ekinde dayanak belgelerin gönderilmediği iddiası ile ödeme emrinin iptali ve takibin iptali taleplerine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığı, bu durumun 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olduğu görülmektedir. Sonuç olarak Mahkemece davacının ileri sürdüğü ödeme emri ekinde takip dayanağı belgelerin gönderilmediği iddiasına dayalı ödeme emrinin ve takibin iptali taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilip hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu tarafından ödeme emrinin haricen öğrenilmesi üzerine 26/08/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, icra memurluğunca "tebligat parçası döndüğünde itirazın süresinde olması halinde itiraz süresinde ise takibin durdurulmasına, süresinde değil ise takibin devamına" şeklinde karar verildiğini, icra dosyasında takibin durdurulması yönünde bir işlem bulunmadığını, itirazın iptali davası açmalarında hukuki yarar bulunmadığını, itirazın iptali davasının görülebilmesi için ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmasının şart olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin kısmen kabulü ile, Bodrum 1....
Ancak borçlu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takipten haberdar olduğu düzeltilen tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük itiraz süresi içerisinde takibe ve borca itiraz sunmamış ise 7 günlük sürenin dolmasıyla borçlu hakkında takip işlemlerine devam edilir, bu kapsamda borçlu hakkında haciz uygulanabilir. Eğer icra mahkemesince ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğine kanaat getirilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ise, takibin kesinleşmesi; ödeme emrinin borçluya yeniden ve usulüne uygun tebliğini gerektirdiğinden ve ödeme emrinin iptali kararı ile birlikte takip kesinleşmemiş sayılacağından, İİK.nun 78. Maddesi uyarınca alacaklının henüz haciz isteme hakkı doğmamış kabul edileceğinden, bu sebeple hacizler usulsüz hale geleceğinden, icra mahkemesinin özellikle iptale yönelik kararının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine kira alacağından dolayı tahliye talepli icra takibine gidildiği davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu ayrıca kefaletin geçersiz olduğu iddiası ile takibin iptalini istediği ve takibe dayanak belgelerin eksik olduğu iddası ile ödeme emrinin iptalini istediği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde TK21/1 maddesine göre ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, ancak beyanı alınan kişinin kim olduğunun tebligat parçasına yazılmadığı, ödeme emrinin davacıya usulsüz tebliğ edildiği, davacının 10/10/2018 tarihinde itirazını içerir dilekçe verdiği, yasal süre içerisinde 17/10/2018 tarihinde de davayı açtığı, bu nedenle davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddi gerektiği, her ne kadar davacı taraf katılma yolu ile vermiş olduğu istinaf dilekçesinde takibin iptali ve ödeme emrinin iptaline yönelik talepleri hakkında bir karar verilmediğini beyan...
Somut olayda; borçlunun ödeme emrine ilişkin şikayetinin incelemesinde, Bölge Adliye Mahkemesince de tespit edildiği üzere ödeme emrinin usulüne uygun düzenlenmediği, takip talebinde her bir bono için asıl alacak miktarı ve işlemiş faiz gösterilerek takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile tahsili talep edilmesine rağmen, ödeme emrinde tüm alacak kalemlerinin toplamı olan 87.637,87 TL 'nin asıl alacak olarak gösterildiği ve içerisinde işlemiş faiz de olan bu miktara takip tarihinden itibaren faiz talep edildiği, dolayısıyla ödeme emri takip talebiyle uyumlu olmayıp usulüne uygun düzenlenmediği açık olmakla Bölge Adliye Mahkemesinin bu husustaki değerlendirmesi ve ödeme emrini iptal etmesi yerindedir. Ancak; ödeme emrinin iptali ile borçluya yeniden usulüne uygun düzenlenmiş bir ödeme emri çıkarılacağı tabi olup, borçlunun süresinde borca itiraz edebileceği ve ancak o vakit borca itirazın değerlendirilebileceği de tabidir....
İcra Dairesinin ... sayılı takip dosyası ile toplam 28.305,70-TL alacağın tahsili için takibe girişildiği, ödeme emrinin 18/02/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu davalı vekilinin 19/02/2020 tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli talebi üzerine dosyanın Bakırköy ... İcra Dairesine gönderildiği ve ... esas dosya numarasını aldığı, 08/03/2020 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 24/06/2022 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği ve 25/06/2022 tarihinde borca itiraz edildiği, eldeki davanın ise yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliği ve borca itiraz yapılmadan, 10/02/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 14/12/2017 keşide tarihli 1 adet çekten dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacıların takibin ve ödeme emrinin iptali istemiyle dava açtıkları, borca ve faize itiraz ettikleri, ayrıca çek tazminatından keşidecinin sorumlu olduğundan bahisle çek tazminatına yönelik itirazları ile birlikte çek aslının kasaya alınmadığından bahisle şikayette bulundukları görülmüş olup, her ne kadar ödeme emri davacıların vekili yerine asile tebliğ edilmiş ise de davacılar vekilinin borca yönelik itiraz ve takibe yönelik şikayete ilişkin süresi içinde davasını açtıklarından, takibin esasına yönelik itiraz ve şikayetlerini bildirdiklerinden bu nedenle ödeme emri tebliğ işleminin iptalinin bu aşamada gerekmediği, ayrıca borca yönelik itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında kesin delille ispatlanamadığı, faize yönelik itirazla ile ilgili alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi...
nun 62. maddesi uyarınca her türlü borca itirazın İcra Müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir . İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkilinin talebinin ve başvurma gerekçesinin ödeme emrinin iptaline yönelik olduğunu , ödeme emrinin iptali istenmesine rağmen yerel mahkemenin bu talebi borca itiraz olarak değerlendirmiş olduğunu , davanın borca itiraz değil, şikayet niteliğindeki ödeme emrinin iptali davası olduğunu , İcra Dairesine ait banka adının ve hesap bilgilerinin ödeme emrinde belirtilmemesi halinde bu konudaki şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....