GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından, müvekkili hakkında Ortaköy İcra Müdürlüğü'nün 2011/194 Esas, 2011/594 Esas, 2011/597 Esas sayılı dosyalarıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipler yapıldığını, müvekkilinin takiplerden 15/03/2019 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emirlerinin doğrudan müvekkilinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, öncelikle borçlunun bilinen son adresine tebligat gönderilmesi gerektiğini, tebligatın yapılamaması halinde ise Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılması gerektiğini, ancak müvekkili aleyhine davalı tarafından yürütülen icra takiplerinde ödeme emrinin tebliğ işlemlerinin tamamının doğrudan Tebligat Kanunun 21/2 maddesi uyarınca gerçekleştirildiğini, açıklanan sebeplerle dosya kapsamında müvekkiline yapılan tüm tebligatlar usulsüz olduğundan; öncelikle ödeme emirlerinin iptali ile tüm hacizlerin...
Tebligat Kanununun 32.maddesine göre tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Tebligat usulsüzlüğü şikayeti İİK.nın 16/1.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yasal yedi günlük süreye tabidir. Davacı taraf söz konusu icra dosyasından adına çıkartılan ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürmekte ise de; 06/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile takip dosyasına itirazda bulunduğu, en geç bu tarih itibariyle tebligat usulsüzlüğünden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, bu şekilde usulsüz tebligattan haberdar olunduğu halde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin 06/05/2022 öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra 01/06/2022 tarihinde yapıldığı görülmüş, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde ileri sürülmediği anlaşılmıştır....
ilişkin olan dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmesi ve bu belgelerin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerekirken somut olayda müvekkili şirketi yetkilisinin yerleşim yeri adresine usulsüz bir tebliğ yapıldığını, bu tebliğin ekinde dayanak belgeler olmadan sadece ödeme emrinin gönderilmiş olması iptal gerektireceğini belirterek, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu nedenle borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/07/2020 tarihi olarak düzeltilerek 27/07/2020 tarihinde yapılmış olan itiraz doğrultusunda icra takibinin durdurulmasına karar vermek gerekmiş ve davacının davasının kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle 1- Davacının şikayetinin KABULÜNE 2- Borçka İcra Müdürlüğünün 2020/127 Esas sayılı dosyasında, davacı- icra dosyası borçlusuna ödeme emrinin tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile davacının ödeme emrine 27/07/2020 tarihinde muttali olduğunun tespitine karar verilmiştir....
tebliğ mazbatasının resmi evrak olduğundan aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, ayrıca iş bu davanın usulsüz tebligat şikayeti olup tebligatı yapan kişinin posta memuru olduğunu, bu nedenle müvekkili aleyhinde usulsüz tebligat nedeniyle mahkeme masrafı ve yargılama giderine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ödeme emrinin iptali talebi yönünden yapılan incelemede; Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayete dair hiçbir karar verilmediği ileri sürülmüş ise de, mahkemece talepler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın davanın süre yönünden reddine karar verildiği görüldüğünden, gerek ödeme emrinin iptali, gerekse meskeniyet şikayetine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu nedenle ödeme emrinin iptali talebi yönünden hiçbir karar verilmediğine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı görülmüştür. Davacı tarafça her ne kadar ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülerek ödeme emrinin iptali talep edilmiş ise de, davacının İİK'nın 103 maddesi uyarınca gönderilen davet kağıdı ile takipten haberdar olduğu açıktır. Davacı tarafça buna ilişkin tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. Bursa 1. İcra Müdürlüğü'nün 2021/5581 esas sayılı dosyası ile, davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı-borçluya 15/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Tebligat Yasası’nın 19 maddesi gereğince, “tutuklu ve hükümlülere ait cezaevi adresine çıkarılan tebligat bizzat kendilerine yapılır. Bu tebliği, hükümlü veya tutuklunun bulunduğu cezaevi veya müessese müdürü, bunlar da yoksa orayı idare eden memur temin eder. Tebligat bu kişilere yapılamaz. Tebligat hiçbir zaman hükümlü veya tutukludan başkasına yapılamaz”....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1079 KARAR NO : 2021/590 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞARKIŞLA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2019 NUMARASI : 2018/55 ESAS - 2019/2 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat Şikayeti) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine alacaklı vekili tarafından icra takibi başlatıldığını, ancak tebligatın usulsüz bir şekilde yapıldığını, ödeme emrinin posta memuru tarafından 10/12/2018 tarihinde adreste kimse olmadığı sebebiyle tebligat evrakının mahalle muhtarlığına bırakıldığını, iş bu tebligatın usulsüz olduğunu, adres dış kapısı kapalı gerekçesi ile tebligat evrakını mahalle muhtarına bıraktığını, bina dış kapısını açtırıp bina içesine girip binanın...
Dava İİK'nun 16. ve T.K'nun16. maddeleri uyarınca yapılmış usulsüz tebligat şikayetidir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” denilmekte olup Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin “Tebliğ evrakı muhatap işte olduğundan çalışanı Cuma Doğan imzasına tebliğ edilmiştir....
Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmü yer almaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali gerekmekte ise de yukarıda belirtilen HMK'nın 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak sonuca gidilmelidir....