Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

    Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

      Mahkemece zamanaşımı sürelerinin dolduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin kararı yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

        Şahıs yönünden menfi tespit davası imkanını kabul etmemek hak kayıplarına neden olabilecektir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.1.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 19/10/2011 tarihli takip talebi ile icra takibinde bulunulduğu ödeme emrinin davacıya 14/11/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından senetlerin iptaline karar verildiği ileri sürülerek takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından ödeme emrinin iptaline ve para cezasına karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Takibin kesinleşmesinden sonra borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında senetlerin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Takibin kesinleşmesinden sonra takibe konu senetlerin menfi tespit davası sonucu iptaline karar verilmesi halinde icra mahkemesinden ayrıca bu konuda karar alınmasına gerek bulunmaz....

        Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı ...gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinde; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının (asıl kamu alacağının) %... zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir....

          ın bakiyesi bulunmayan hesabının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı idarece gönderilen 24.11.2011 tarihli haciz ihbarnamesi ve 26.12.2011 tarihli ödeme emri ile davalı kurum borçulusu ... Turizm İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. ünvanlı ...'a borçlu olmadığının tespitine, davacının ödemeemrinin iptali talebi hakkında karar verilmesine yerolmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79/3. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre; 5510 Yasanın 88. maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği, aynı yasanın 101.maddesinde de bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmektedir....

            Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.04.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.03.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

              Alacaklı şirket, borçlu hakkında 30.06.2012 keşide tarihli 25.000 TL’lik çeke ve 06.04.2011 tarihli bayilik sözleşmesine dayanarak 26.06.2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, çekte borçlunun keşideci, alacaklının lehtar konumunda olduğu, 06.04.2011 tarihli bayilik sözleşmesinin taraflarının, takip tarafları ile aynı bulunduğu, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürede 16.07.2015 tarihinde diğer itirazlarının yanında takibe konu çekin teminat çeki olup bedelsiz olduğu ve bu konuda menfi tespit davası açtığını beyan ederek icra mahkemesinde takibin ve ödeme emrinin iptali talebinde bulunduğu görülmektedir....

                TC Kimlik numaralı ... olduğunu davalıya gönderilen ödeme emrinden feragat edileceğini, takibin değil ödeme emrinin iptali gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde .... TC kimlik numaralı ...'un davalı tarafa icra takip dosyasındaki alacak ile ilgili olarak borçlu olmadığının belirlenmesine, % 40 kötüniyet ödencesi isteğinin reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 3.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu