Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

    nin prim borcundan dolayı borç dönemi 2014/5 olan asıl ve gecikme zammı borç toplamı 1.604.00,00 TL olan ödeme emrinin yönetim Kurlu üyesi ve telsim ve ilzama yetkili kişi olmasından dolayı müteselsil sorumluluğundan dolayı davacı adına ödeme emri düzenlendiği, davacı tarafından; 2014/5 döneminde şirketin prim borcunun ödeme emrinde belirtilen kadar olmadığı, ödeme emrinin 6183 sayılı Kanunun 55'nci maddesinde düzenlenen unsurları taşımadığı,bu sebeple ödeme emrinin iptaline ilişkin işbu davanın açıldığı, Dairemiz geri çevirme kararı sonrasında Kurum tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda; davacı hakkında yapılan takibin ve ödeme emrinin bulunmadığı,prim borçlusu şirket tarafından prim borçlarına ilişkin yapılandırma yapıldığı,borçların ödenmemesi üzerine yapılandırmanın bozulduğu, bozulma neticesinde prim borçlusu şirket hakkında yapılan takiplerdeki borçların birleştirilerek takip kartı numarası yazılmak suretiyle borç miktarının ödenmek üzere davacıya tebliğe çıkarıldığı, tebligat...

      Prim borçlusu olan limited şirket takip edilip alacağın tahsil edilip edilmeyeceği tespit edilmeden şirket ortağının sorumluluğu doğmaz. O hâlde açılan davanın takip öncesi açılmış menfi tespit davası olduğu bir an için düşünülse dâhi bu aşamada borçlu ortağa karşı bir icra tehdidi olmadığından menfi tespit davası açılmasında güncel ve korunmaya değer bir hukuki yarar bulunmamaktadır. Kaldı ki davacının dava dilekçesinde talebi menfi tespit olmayıp ödeme emirlerinin iptalidir. Davacı 13.7.2015 tarihli temyiz dilekçesinde açtığı davanın menfi tespit olmayıp ödeme emrinin iptali davası olduğunu açıkça belirtmiştir. Ancak davacının borçlu olarak yer almadığı ödeme emri tebligatların kendisine yapılması nedeniyle açılan davanın menfi tespit değil ödeme emri tebligatının iptali olarak nitelendirilmesi bu istem süreye bağlı olmadığından işin esasına girilerek tebligatların iptali ile yetinilmesi gerekmektedir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde yetkisizlik nedeniyle dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilâmına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 06.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve menfi tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/04/2016 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati tedbir talebinin, takip konusu bedelin davacı tarafça icra veznesine yatırılması karşılığında kabulüne dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, menfi tespit, ödeme emrinin iptali ve takibin durdurulması ile ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece ara karar ile takip konusu asıl alacağın davacı tarafça icra veznesine yatırılması şartıyla ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              Ne var ki takipten vazgeçme iradesi bizzat ilgili kurum olan icra müdürlüğüne bildirilmediğinden, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu sonucuna varılabilir ise de, ödeme emrinin icra mahkemesince iptalini müteakip yeni bir ödeme emrinin tebliğe çıkartılmamış olması karşısında, alacaklının kötü niyetinden bahsetmek hakkaniyete uygun düşmeyeceğinden usul ve kanuna uygun olan mahkeme kararının bu yönden de onanması gerektiği kanaatiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

                  Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, zira vergi dairesinin düzenlediği ödeme emrinin iptali davasına bakma görevinin idari yargının (Vergi Mahkemesi) görev alanında olduğu, davacının ödeme emirlerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Edirne Vergi Mahkemesi'nde 2016/465 esas numarasıyla dava açtığı, Edirne Vergi Mahkemesi'ne açılan bu davanın sonucunun bekletici mesele sayılıp sayılmayacağı hususu üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı, 14.01.2019 tarihli bilirkişi raporunun yeterli olmaması nedeniyle buna dayanılarak verilen kararın hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir....

                  ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/323 Esas - 2019/596 Karar DAVA KONUSU : Ödeme Emrinin İptali KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından başlatılan 2004/231 ve 2004/232 esas nolu takiplerin müvekkilinin banka hesabına uygulanan haciz sonrası müvekkilinin bizzat kuruma başvurusuyla öğrenildiğini, ödeme emirlerinin müvekkiline 09/08/2019 tarihinde elden tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde ödeme emirlerinin iptali ve menfi tespit için iş bu davayı açtıklarını, ödeme emirlerinin İsmail Sim varisi olarak müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin müteveffa İsmail Sim'in oğlu olduğunu, İsmail Sim'in 2004 tarihinde vefat ettiğinde üzerine kayıtlı hiçbir menkul ve gayrimenkulü olmayıp nakit parasının da olmadığını, müteveffanın ölümü tarihinde borca batık olduğunu, müteveffanın oğlu olan müvekkilinin Türk Medeni Kanunu'nun 605.Maddesi gereğince ("......

                  UYAP Entegrasyonu