WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ödeme emrinin gönderilmesiyle birlikte yeni bir borca itiraz süresi başlar ve borçlu tarafından takip türünün genel haciz yoluyla ilamsız takip olması sebebiyle yasal 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı borçlu yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin yetkili icra müdürlüğünde devam ettiğini ileri sürmüş ise de, bu husus sadece takibin başlatılmasına ilişkindir. Yoksa yetkisiz icra dairesinde yapılan icra işlemleri geçerliliğini korumaz. Bu sebeple, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan borca itiraz yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takipte geçerli olmayıp, yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi sonrasında takibe devam edilerek haciz işlemlerinin yapılması usul ve yasaya uygundur....

borcunun olmadığını, ödemeler düşülmeden açılan takibin haksız ve yasaya aykırı olduğunu, tüm müvekkilleri yönünden takibin iptali talebi yerinde görülmez ise alacaklı bankanın asıl borçlu şirket aleyhine icra yoluna gitmeden kefil sıfatıyla müvekkilleri T2 T1 ve T4 ve Hüseyin Özkan aleyhine icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline, alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkeme; alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği, İİK'nın 62/1. maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere, takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasını istemiştir....

Mahkeme; borca itiraz üzerine takibin durdurulmuş olmasının davacının İİK'nın 58/3 ve 61.maddelerine göre alacaklının, hareket etmediği yönündeki şikayetine engel teşkil etmediği, icra takibi bir belgeye dayanmakta ise belirtilen yasa maddeleri uyarınca bu belgenin aslı veya tasdikli örneğinin takip talebine ve ödeme emrine eklenmesinin zorunlu olduğu, dayanak belgelerin eklenmemesi halinde takibin veya ödeme emrinin iptali gerekeceğinden borçlunun bu yönde şikayette bulunmakta hukuki yararının bulunduğu, İİK'nın 58. maddesi gereğince, takip belgeye dayandığı takdirde, belge aslı veya örneğinin takip talebine ve ayrıca aynı Kanun'un 61. maddesi uyarınca da ödeme emrine eklenmesi gerektiği, alacaklı tarafından belgeye dayanmaksızın da ilamsız icra takibi yapılabileceği, bu durumda itirazın kaldırılması davasında takipte gösterilmeyen belgeye dayanılamayacağı, takip talebinde alacağın "10/07/2004 tarihli Fatura 280,89 TL , 14/08/2004 tarihli Fatura 405,69 TL , 15/05/2004 tarihli Fatura...

talep olunan % 36 oranındaki faize itiraz ettiğini belirterek, takibin/ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

(HMK 115/2) Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali talebinden kaynaklandığı, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin davalıya 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan tarafça 7 günlük itiraz süresinden sonra 19/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinin anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK'nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır....

    Alacaklı vekilinin 07/05/2019 tarihli dilekçesi ile borçluya ödeme emrinin ve yenileme emrinin tebliğini talep ettiği, bunun üzerine yenileme ve ödeme emrinin borçluya 10/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 16/05/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, bu durumda borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşacağından yapılan itiraz usulüne uygun olmakla icra müdürlüğünce de takip durdurulduğundan borçlunun 11/06/2007 tarihli tebligatın usulsüz olduğundan bahisle ıttıla tarihinin 10/05/2019 tarihi olarak düzeltilmesini istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....

    bir örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmediği anlaşılmış olmakla bu durumun borçlunun şikayet ve itiraz hakkını kısıtlar nitelikte bir eylem olduğu ve yukarıda anılan kanun maddesi hükümlerine de aykırı olduğu ödeme emri tebliğ işleminin iptali isteminde haklı olduğu, bilirkişi tarafından yapılan faiz ve faiz oranı hesaplamalarında fazlalık bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile davacı T4 Şti....

    Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....

    Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte, borçlu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğundan tebligatı öğrenme tarihinin 07/11/2017 tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini, işlemiş faiz oranının ödeme emrinde belirtilmediğini, dayanak sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek ödeme emrinin ve takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin ve borca itirazın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi......

      UYAP Entegrasyonu