Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 22/01/2009 tarih ve 2009/39 sayılı ödeme emrinin 02/03/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 14/07/2009 tarihinde açılmıştır....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, takipten sonra açılan menfi tespit talebi ile takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçeler ile, davanın kabulü ile davacıya ödeme emri tebliğ edilmediği , dolayısıyla kesinleşen bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle İcra memurunun ödeme emri tebliğ edilmeden yapmış olduğu haciz işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına, icra inkar tazminatı talebi davalının konumu itibari ile yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İcra İflas Kanununun 62. maddesine göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmeyen icra takibi kesinleşir....

      Dava, ödeme emrinin iptali ile gayrimenkul ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin davanın, 7 günlük hak düşürücü sürede açılabileceğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki " menfi tespit ve ödeme emrinin iptali " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.09.2012 gün ve 2012/188 E., 2012/766 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 06.05.2014 gün ve 2014/7458 E., 2014/10080 K. sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, Özel Dairece davacı ......'...

          Davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresinde böyle bir itirazda bulunmadığı böylece takiben kesinleştiği ve duruma görede davacının Kurumca talep edilen borcunun mevcut olduğu ve üzerinde bir uyuşmazlık bulunmadığı ortadadır. İcra İflas Kanununun 72. maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açılabileceği, menfi tespit davası devam ederken tedbir kararı alınmamış ve borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği, takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yönünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın süresinde dava açması gerektiği öngörülmüştür. Menfi tesbit davası borçlu olmadığının ispatı, istirdat davası ise borçlu olmadığı bir paranın ödenmesi nedeniyle açılabilir....

            Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

              Bundan başka menfi tespit davasının konusu borç (alacak davası) bir özel mahkemenin görevine girmekte ise, menfi tespit davası da o özel mahkemede görülür (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Kanunu, Ankara, 2017, s. 136 vd.). 2004 s....

              Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, eldeki davanın ödeme emrinin iptali talebine ilişkin olduğu ve davanın açılabilmesi için kanun koyucu tarafından 15 günlük hak düşürücü sürenin düzenlendiği, bu süre geçirildikten sonra 3. kişi konumunda olmayan davacının başkaca menfi tespit ya da istirdat davası açamayacağı, süresi içerisinde dava açılmadığı takdirde borcun kesinleşeceği, daha önce açılan Viranşehir 1....

              A.Ş., borçlusunun ... olduğu, takip çıkışının 5.101,60-TL olan ilamsız takip olduğu düzenlenen örnek 7 nolu ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yapılan itiraz ile takibin durdurulmasına karar verildiği ve yasal süre içerisinde mahkememizde menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. Antalya Genel İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasının Uyap Çıktılarının incelenmesinde; alacaklısının ... ... A.Ş., borçlusunun ... olduğu, takip çıkışının 13.548,27-TL olan ilamsız takip olduğu, düzenlenen örnek 7 nolu ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yapılan itiraz ile takibin durdurulmasına karar verildiği ve yasal süre içerisinde mahkememizde menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. Antalya ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasının Uyap Çıktılarının incelenmesinde; alacaklısının ... ......

                UYAP Entegrasyonu