Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Keşan İcra Dairesinin 2022/2743 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu T3 03/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borçlunun ödeme emrini tebliğ almadan önce 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine 22/07/2022 tarihinde takibin durduğunu, borçlunun itirazının İİK.62/a hükmüne ve kamu düzenine aykırı olduğunu ve takibin kaldığı yerden devamını gerektiğini, ödeme emri tebliğ edilmeden henüz itiraz hakkının doğmadığı için itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeyeceğini, borçlunun haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesinin yasanın emredici hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan, borçluların nereye ve hangi sürede itiraz edebileceğinin ödeme emrinde bulunması gerekir. Anayasanın 40/2. maddesinde “(Ek fıkra: 03/10/2001 - 4709 S.K./16. md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” düzenlemesine göre bu husus zorunludur....

      Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Ankara 25.İcra Müdürlüğünün 2019/16253 Esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade döndüğünü, borçlu tarafın ödeme emrinin tebliğinden önce borca itiraz ettiğini, İİK'nın 62.maddesi uyarınca borca itiraz süresinin ödeme emrinin tebliğinden başladığını, borçlu tarafça sunulan itiraz dilekçesinin hukuki sonuç doğurmayacağını, 03/12/2020 tarihinde 7 örnek ödeme emrinin hem asile hem vekile tebliğ edilmesinin istenildiğini, bu istem üzerine tebligat yapıldığını ve usulüne uygun tebligatlarla itiraz süresinin başladığını, ödeme emrinin tebliğinden sonra süresi içinde itiraz edilmemesi üzerine 21/12/2020 tarihinde takibin kesinleştirilmesi talebinde bulunulduğunu, icra müdürlüğünün aynı tarihte verdiği karar ile borçlunun itirazı nedeniyle takibin durması gerektiğinden bahisle talebin reddine karar verildiğini, bu karara karşı şikayet yoluna gidildiğini, Ankara...

      İİK’nın 269. maddesinin 2. fıkrasında ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür. Ödeme emri kiracılardan ...’a tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup, belirtilen maddedeki itiraz ve ödeme süreleri işlemez. Ödeme emri ile ihtar tebliğ edilmediğinden kiracının temerrüdünden de söz edilemez. İhtar yapılmadığı için kira akdi sona ermeyeceğinden tahliye kararı verilemez. Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi Kanunun emredici hükümleri karşısında hukukî sonuç doğurmaz. 21....

        Ödeme emri kanuna uygun değilse, özellikle ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yanlış (noksan) gösterilmişse, ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yazılı değilse veya ödeme emrinde tahliye ihtarı yok (tebliğ edilen ödeme emri 13 örnek nolu ödeme emri değil) ise, icra mahkemesi tahliye talebinin reddine karar verir. İcra mahkemesi, takip talebinin ve ödeme emrinin kanuna uygun olduğunu tespit ederse, bunun üzerine, borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz edip etmediğini araştırır. Buna göre, icra mahkemesi, borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini (veya itiraz etmemiş sayıldığını) tespit ederse, borçlunun ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediğini inceler (Kuru, s. 833). 18. Süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlu, ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu tamamen ödememiş ise alacaklı kiraya verenin talebi üzerine icra mahkemesi, borçlu kiracının tahliyesine karar verir. 19....

          İcra müdürlüğünün 2012/26667 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, borççulardan aliye ödeme emrinin 04/01/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun henüz kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden 20/12/2012 tarihinde usulsüz bir itiraz dilekçesi sunduğunu, bu dilekçenin itiraz dilekçesi mahiyetinde olmadığını, itiraz etmek isteyen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dosyasına itirazını bildirmeye mecbur olduğunu, henüz ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itiraz sonuç doğurmayacağını, icra müdürlüğünün kararına dayanak olan yargıtay kararlarının müdürlüğe sunmuş olduğu taleple bir ilgisinin olmadığını, eğer itiraz geçerli bir itiraz olsaydı müdürlükçe yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkartılamayacağını, 2012 açılmış bir takibin 9 yıl sonra haksız olarak durdurulamayacağını, ayrıca itiraz dilekçesi üzerindeki kaşe de imzada mevcut bulunmadığını, tarihin net olarak anlaşılamadığını belirterek, müdürlüğün 05/08/2021 tarihli kararının kaldırılmasını ve takibin...

          , icra müdürlüğünce 17/08/2022 tarihinde borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiğinden takibin durdurulduğu, icra müdürlüğünce itirazın ödeme emri tebliğinden önce veya sonra yapılmasının değerlendirilemeyeceğinden talebin reddine karar verildiği, davacı alacaklı tarafından bu işlem şikayet edilmiş ise de; davalı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden ancak icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlendikten sonra itiraz ettiği İİK'nun 62/1 maddesinde " itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde borçlunun takipten haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazı geçerli olup icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi...

          Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ödeme emrinin usulsüz tebliği üzerine alacaklının talebi ile ikinci kez ödeme emri tebliğ edildiğinde süresinde verilen itiraz dilekçesi üzerine icra müdürlüğü tarafından itiraz talebinin reddine karar verilmesi durumunda takibin kesinleşip kesinleşmediği, varılacak sonuca göre kesinleşen takibe dayalı tahliye kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre borçluya ikinci kez ödeme emri gönderilmesi ona yeni bir itiraz hakkı ve süresi verildiği anlamına gelmektedir. Bu durumda ikinci ödeme emri esas alınarak sonuca gidilmesi gerekir ( Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2009 gün ve E:2009/12-417, K:2009/511, 20.03.2013 gün ve E:2012/12-1129, K:2013/380 ). Somut olayda bu hususta bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır....

            Mahkemece; borçlunun ilamsız icra takibine yedi günlük itiraz süresi içinde itiraz etmediği bu nedenle alacaklı davacının itirazın iptali davası açmasında menfaati bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İlamsız icra takiplerinde ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 30.11.2010 tarihinde davalının işçisine tebliğ edilmiş, davalı 08.12.2010 günü, ödeme emrinin tebliğini izleyen 8. gün itirazını yapmıştır. Davalı itirazını yedi günlük itiraz süresi içinde yapmamıştır. Ancak davalıya yapılan ödeme emri tebliği usulsüzdür....

              UYAP Entegrasyonu