Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 15.6.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı 19.6.2009 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 15.6.2009-15.12.2009 arası altı aylık kira bedeli toplamı 4.200 TL'nin tahsilini istemiş, davalı borçlu gönderilen ödeme emrine yasal süresinde itiraz etmediğinden takip İİK.nun 269/a maddesi gereğince kesinleşmiştir. Bu durumda davalı borçlu kira ilişkisini ve kira miktarını kabul etmiş olup, borçlu kira bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlüdür....

    Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve %40 icra tazminatı isteminde bulunmuştur....

      Bu yolla yapılan takipte ödeme emrine borçlu veya ipoteği tesis etmiş olan üçüncü şahıs itiraz edebilir (İc. İf. K. md. 150). Borçlu ile rehin maliki üçüncü kişi dışındakilerin ödeme emrine itiraz hakkı bulunmamaktadır. Borçlu tarafından açılmış bir menfi tespit davası bulunmadıkça da takibin iptaline karar verilemez. Davacı icra takibinin tarafı ve rehin maliki değildir. Bu yön gözetilmeden "takibin davacı yönünden iptaline" karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        Bu yolla yapılan takipte ödeme emrine borçlu veya ipoteği tesis etmiş olan üçüncü şahıs itiraz edebilir (İc.İf. K.md.150). Borçlu ile rehin maliki üçüncü kişi dışındakilerin ödeme emrine itiraz hakkı bulunmamaktadır. Borçlu tarafından açılmış bir menfî tespit davası bulunmadıkça da takibin iptaline karar verilemez. Davacı icra takibinin tarafı ve rehin maliki değildir. Bu yön gözetilmeden "ipoteğe bağlı icra işlemlerinin davalı ... yönünden iptaline" karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden; a-) Davacıya 1663889 sicil sayılı işyerinin prim borcunu ödemesi için gönderilen 2004/11366 takip sayılı ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat belgesinin, b-) Davacının öedeme emrine karşı verdiği itiraz dilekçesinin ve Kurum cevabının, itiraz dilekçesinin verildiği tarih sorulmak suretiyle, onaylı ve okunaklı örneklerinin istenerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği ve yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen örnek 7 ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin, vekil yerine asile tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptalini, tebliğ tarihinin 03.02.2015 olarak düzeltilmesini ve yetkili icra dairesine yapılan itiraz gereğince takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece; yetkisiz icra dairesine süresinde yapılmış itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun kabulü gerekeceği ve vekil yerine asile tebliğin usulsüz olduğu gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunun tespitine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; mahkemenin takibin durdurulmasına ilişkin kararının yerinde olmadığı ve usulsüz tebligat şikayetinin de, ödeme emrine muttali olunduğu bildirilen tarihe göre sürede yapılmadığından süreden reddi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu...

              (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. İİK’nın 269/b-1 maddesinde kira sözleşmesine itiraz ve sonuçları düzenlenmiştir....

              Anonim Şirketinin vadesinde ödenmeyen 1987, 1988, 1989 ve 1990 dönemlerine ilişkin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi borçlarının tahsili amacıyla şirket adına düzenlenen ödeme emri, yönetim kurulu başkanı olan davacıya tebliğ edilmiştir. Ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi ödeme emrini iptal etmiştir....

                -K.) 6183 sayılı Kanunun 55. maddesinde, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağı öngörülmüştür. İdari para cezası da 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde öngörülen prosedür çerçevesinde kesinleşirse Kurumca ödeme emrine konu yapılabilir. Kesinleşip Kurum alacağına dönüşerek ödeme emrine konu olan idari para cezalarına karşı itirazlarda görevli mahkeme iş mahkemesidir. Somut uyuşmazlıkta; davalı kurum tarafından davacıya tahakkuk ettirilen idari para cezası üzerine davacı tarafça komisyona itiraz edilmiş ve itiraz komisyon tarafından reddedilmiştir....

                İtirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartlardan biri borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren (7) gün içinde itiraz etmiş olmasıdır. Süresi içinde yapılan geçerli itiraz ile icra takibi durur. Şayet itiraz süresinde değilse takip durmamış olacağından alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. İcra dosyasında, borçlu-davalıya ödeme emrinin, 11.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu -davalı şirketin icra takibine 21.10.2005 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda davalı-borçlunun ödeme emrine süresinden sonra itiraz ettiği nazara alınmadan yazılı şekilde davanın esasının incelenip karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu