Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket adına tescilli bila tarihli … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamuya geçirilmesine dair … tarih ve … sayılı kararın kesinleştiğinden bahisle tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ödeme emrine konu alacağın itiraz ve dava yoluna başvurulmayarak kesinleştiği, davacının, mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararının gözetim uygulamasından kaynaklandığı yolundaki iddiasının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesinde belirtilen itiraz sebeplerinden hiç birisine girmediği, bu nedenle kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    - K A R A R - Dava, iflas yolu ile gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ive iflas kararı verilmesine ilişkindir. Davalı vekili, faturaların davacı tarafında tek taraflı olarak düzenlendiği, sehven alınıp defterlere kaydedildiği, mal teslimi yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....

      İtirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesinde girişilmiş bir ilamsız icra takibi bulunması ve bu takip sebebiyle gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından süresi içinde itiraz edilmiş, olması gerekir. Somut olayda borçlunun yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü üzerine yetkili icra dairesinde yeniden ödeme emri çıkartıldığı, ancak henüz bu ödeme emrine itiraz vaki olmadan iş bu davanın açılmış olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece dava tarihi itibariyle dava koşularının oluşmamış bulunduğu gözetilmeden işin esasına girilerek yazılışı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı tarafın tüm davalı tarafın öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece yapılan yargılama , toplanan deliller doğrultusunda, huzurdaki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, bu davalarda borçlunun mutlaka korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının gerektiğini, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği durumlarda borçlunun dava açmakta hukuki yararının olduğu, huzurdaki davada ödeme emrine itiraz süresi geçmeden menfi tespit davası açan davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, davacının 5 günlük itiraz süresi içinde İcra Hukuk Mahkemesine itiraz hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı veklince temyiz edilmiştir....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan, borçluların nereye ve hangi sürede itiraz edebileceğinin ödeme emrinde bulunması gerekir. Anayasanın 40/2. maddesinde “(Ek fıkra: 03/10/2001- 4709 S.K./16. md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır” düzenlemesine göre bu husus zorunludur....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten inşaat malzemesi aldığını, bakiye borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için yapılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, ancak davacının iddia ettiği şekilde bir alacağın varlığından haberdar olmadıklarını beyan ederek davanın reddini savunmuş, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece Kütahya 2.İcra Müdürlüğünün 2002/1565 sayılı dosyasında ödeme emrine itiraz eden Avukat ...'nun kendisine yetki veren Avukat ...'...

            A.Ş.’nin prim borcu nedeniyle, anılan şirketin ortağı olmasından kaynaklı ödeme emri tebliğ edildiği, davacının bir dönem ortaklığının bulunduğu ancak uzun bir süre önce sonlandığı gerekçesiyle sorumlu olmadığını beyanla, zamanaşımı nedeniyle de ödeme emrinin iptalini talep ettiği davada, Mahkemece, davacının kurum borçlusu şirketin, ödeme emrine konu borca ait 2005/4-2006/9 arası döneminde, temsil ve ilzama yetkili, yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğundan bahisle davaya konu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 haksız çıkma tazminatıyla birlikte...

              Sulama Birliğinin kuruma olan prim borcu nedeniyle, anılan birliğin başkanı olmasından dolayı ödeme emri tebliğ edildiği, davacının asıl borçlu hakkında takibe geçilmediğinden bahisle, kişisel sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptalini talep ettiği, Mahkemece, davacının kurum borçlusu sulama birliğinin ödeme emrine konu borca ait, 2013/4-2016/2 arası döneminde başkan sıfatıyla, mali ve idari konularda tek başına emir ve tasarruf yetkisine haiz olduğu ve bu suretle sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 haksız çıkma tazminatıyla birlikte...

                Bu yolla yapılan takipte ödeme emrine borçlu veya ipoteği tesis etmiş olan üçüncü şahıs itiraz edebilir (İc.İf. K.md.150). Borçlu ile rehin maliki üçüncü kişi dışındakilerin ödeme emrine itiraz hakkı bulunmamaktadır. Borçlu tarafından açılmış bir menfî tespit davası bulunmadıkça da takibin iptaline karar verilemez. Davacı icra takibinin tarafı ve rehin maliki değildir. Bu yön gözetilmeden "ipoteğe bağlı icra işlemlerinin iptaline" karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ, ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalının Keşan İcra Müdürlüğü'nün 2013/454 Esas sayılı dosyasıda tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğunu, üç parça tarla için ecrimisil talebini içeren ödeme emrine davalının 'söz konusu tarlaların 10 yıl önce annesi Firdevs'e haricen satıldığı, parasının ödendiği' beyanı ile itiraz ettiği, davacılar tarafından davalıya müteaddit defalar iletilen el atmadan vazgeçilmesi ve geçmiş dönemler için ecrimisil ödenmesi taleplerinin karşılıksız kaldığını, davalıya bu yılın ürünü için Keşan Noterliğinin 25.01.2013 tarihli ihtarnamesi gönderildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesini takibe vakii itirazın iptalini %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı haricen satın alan annesi nam ve hesabına ektiğini bildirmiş, davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu