Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine yapılan ilamsız takipte ödeme emrine davalı-borçlu adına tek bir yetkili tarafından itiraz edildiğini oysa şirketin iki yetkili tarafından müştereken temsil edilmesi gerektiğini, bu geçersiz itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, HMK'nun 111. maddesi gereğince terditli bir dava açarak asıl talep olarak ödeme emrine itirazın geçersizliğinin tespitine karar verilmesini ve şayet bu talebi kabul edilmeyerek ödeme emrine itiraz geçerli sayılırsa bu kere fer'i talep olarak davalı-borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı-borçlunun % 20 icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini ve davacı-alacaklının % 40 kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulmasını istemiştir....

    un aynı zamanda takip alacaklısı şirketin münferiden yetkilisi olması nedeniyle açtığı takibe itiraz etmesinin menfaat çatışmasına sebep olacağı, diğer yetkililerin ödeme emrine itiraz etme haklarının bu şekilde kısıtlanmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, bu kapsamda ödeme emrine itiraz konusunda yetki verilmesinin istenmesinde hukuki yararın bulunduğu anlaşılmakla ödeme emrine itiraz süresi de dikkate alınarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda talebin kabulüne karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-DAVANIN KABULÜ ile Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında ödeme emrine itiraz konusunda ... yönetim kurulu başkan yardımcısı ... ve yönetim kurulu üyesi ...'...

      İcra Dairesinin 2018/6553 esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

      İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

        Ödeme emri kanuna uygun değilse, özellikle ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yanlış (noksan) gösterilmişse, ödeme emrinde ödeme (ihtar) süresi yazılı değilse veya ödeme emrinde tahliye ihtarı yok (tebliğ edilen ödeme emri 13 örnek nolu ödeme emri değil) ise, icra mahkemesi tahliye talebinin reddine karar verir. İcra mahkemesi, takip talebinin ve ödeme emrinin kanuna uygun olduğunu tespit ederse, bunun üzerine, borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz edip etmediğini araştırır. Buna göre, icra mahkemesi, borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediğini (veya itiraz etmemiş sayıldığını) tespit ederse, borçlunun ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediğini inceler (Kuru, s. 833). 18. Süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlu, ödeme (ihtar) süresi içinde kira borcunu tamamen ödememiş ise alacaklı kiraya verenin talebi üzerine icra mahkemesi, borçlu kiracının tahliyesine karar verir. 19....

          İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....

            E) Gerekçe: Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 23/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, yedi günlük ödeme emrine itiraz süresinin son gününün resmi tatil (ramazan bayramı) olan 30/07/2014 tarihine denk geldiği, itiraz süresinin tatili takip eden ilk iş günü olan 31/07/2014 tarihine uzadığı, davalının da ödeme emrine süresinde yani 31/07/2014 tarihinde usulü dairesinde itiraz ettiği, dolayısıyla davacının (alacaklının) itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmış olup, davalının (borçlunun) ödeme emrine itirazının süresinde olmadığı, bu nedenle davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönündeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

              Ödeme emri davalı ...’ya 26.01.2006, davalı ...’e ise 14.01.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı ... 04.02.2004 tarihinde ödeme emrine itirazda bulunmuş ise de bu borçlunun itirazı süresinde olmadığından bu davalı yönünden takip kesinleşmiştir. Davalı ... ise ödeme emrine 15.01.2009 tarihinde itiraz ettiğinden bu davalı yönünden itiraz süresinde olup ödeme emrine itiraz edildiğinden takip kesinleşmemiştir. Bu nedenle itiraz kaldırılmadan tahliye kararı verilmesi mümkün değildir. Davacının itirazın kaldırılmasını da istemediğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı sözlü kira aktine dayanarak takip yapmış ve takip talebinde dava dışı ... ile davalı ... borçlu olarak gösterilmiştir. Borçlular ödeme emrine itirazlarında sözlü kira aktinede karşı çıkmamışlardır. Borçlular yönünden 01.11.2006 başlangıç tarihli sözlü kira akti kesinleşmiştir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2008/14125 sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itiraz tarihi, dosya içindeki aslı gibi onaylı icra dosyasındaki belgelerden tam olarak saptanamadığından, borçlunun ödeme emrine itiraz tarihini gösterecek icra dosyasının onaylı örneğinin temin edilerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu