Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dosyası incelendiğinde, borç dönemi olan 2004/9 döneminde limited şirkette müdür ve ortak olan davacı hakkında 6183 sayılı Yasaya dayalı olarak takip yapıldığı, 24.07.2015 düzenleme tarihli ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, dosya kapsamında bulunan tebligat alındısında el yazısı ile 03.08.2015 tarihinin yazıldığı, teslim alan ve teslim eden kişilerin isim ve imzalarının olmadığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir....

    İİK'nun 58/3. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise, belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun 02.02.2000 tarih ve 2000/12- 50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere, İİK'nun 61/l. maddesi (2). cümlesi gereğince de belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "faturaların" gösterildiği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, “Örnek 7 ödeme emri ihtiva eder” ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Davacının yukarıda gerekçesi anlatıldığı şekilde şikayetinde haklı olduğu anlaşılmakla davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetlidir....

    tebligatın yapılması gerektiği, ayrıca iş yerinde bulunulmadığı takdirde açık ve ayrıntılı olarak iş yerinde bulunulmama nedeninin açıkça yazılması gerektiğinden, yukarıda belirtilen nedenlerle ödeme emri tebliği usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden açılan davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 31/01/2020 olarak kabulüne " dair karar verildiği görülmüştür....

    kapalı olması nedeniyle kesinleştiğinden, ortada ödeme emri ile takibi gerektirecek bir kamu alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden, Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir....

      İLGİLİ MEVZUAT: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği ya da zamanaşımına uğradığı hakkında yedi gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İlgililere usulüne uygun olarak tebliğ edilen ihbarnameler üzerine dava açılmaması veya açılan davanın kısmen veya tamamen reddedilmesi sonucu ilgililer adına ödeme emri düzenlenebilecek olup 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde de bu yüzden, ödeme emrine karşı ileri sürülebilecek itiraz sebepleri sınırlandırılmıştır....

        bahsedilemeyeceğinden söz konusu ödeme emrinin belirtilen kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ...sayılı ödeme emrine gelince; ödeme emri içeriği amme alacaklarının üç farklı vergi borcundan kaynaklandığı, bunlardan birisinin beyanname üzerinden tahakkuk eden damga vergisine ilişkin olduğu, beyanname üzerinden alınması gereken ancak ödenmeyen damga vergisinin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinin yerinde olduğu, ödeme emrine konu borcun ikinci kaynağının ise yargı harcına ilişkin olduğu, davacı tarafından .......

          Aynı Kanunun 60. maddesinde ise; ödeme emrinin, alacaklı veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lâzım gelen kayıtları ihtiva edeceği, 61. maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca da; takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine bağlanacağı, hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda, her iki takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak, " kredi üyelik sözleşmeleri, ihtarname ve hesap özeti" gösterildiği ve bu belgelerin takip talebi ekinde icra müdürlüğüne tevdi edilmediği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, “Örnek 7 Ödeme Emri vardır” ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....

          borç miktarını ve detaylarını içeren bir ödeme emri düzenleyerek usulüne uygun olarak borçluya tebliğ edeceğini, bu hususun İcra ve İflas Kanununun 60’ncı maddesinde şöyle düzenlenmiştir: “İcra müdürü takip talebinin bu Kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenler....

          Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. Somut olayda ise 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacılardan ... adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp, borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            Dosyanın incelenmesinden; davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği amme alacağının, davacı tarafından tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmiş olduğu ve davalı idare tarafından iptali gerektiği, söz konusu durumun "borcum yoktur" kapsamında incelenmesi suretiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Olayda; yukarıda değinilen mevzuat uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ edilen kimse için, söz konusu borcunu ödemekle beraber ayrıca dava açabileceği açıktır, davacının dava dilekçesinde belirttiği şekliyle, söz konusu ödemeyi yapmasına neden olarak cebri takip işlemlerinden ve gecikme faizinden kaçınmak olduğu da açıklanmıştır. Nitekim işbu dava, söz konusu ödeme işleminden daha sonra açılmış ve ödeme emri içeriğine karşı itirazlar içermektedir. Buna göre, işin esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1....

              UYAP Entegrasyonu