Somut olayda borçlunun ödeme emri tebligatı olmadan haricen öğrenme üzerine 06.05.2010 tarihinde icra dairesine başvurarak borca itiraz dilekçesi verdiği, bu tarihten sonra 10.11.2010 tarihinde yenileme emrinin, 28.07.2011 tarihinde de iş bu dava açıldıktan sonra ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir. Görüldüğü üzere mahkemeye müracaat tarihinden önce borçluya herhangi bir ödeme emri gönderilmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, itirazın süresinde olduğu kabul edilerek, itiraz nedenlerinin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu sebeple, yetkili icra dairesince yapılan ödeme emri tebliği üzerine ,davalı-borçlu /vekili tarafından usulüne uygun şekilde borca yönelik itiraz edilmedi ise, ilamsız takibin duruduğundan söz edilemez. Bu durumda, geçerli bir borca itiraz bulunmadığından, davacı tarafça itirazın iptaline ilişkin dava açılmasında, hukuki yarar bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Bu nedenle ,davalı tarafın istinaf talebinin kabulü ile, kararın HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından örnek 13 nolu ödeme emri ile başlatılan takipte, borçlunun, aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece aidat alacağının örnek 13 nolu ödeme emri ile istenemeyeceği, ilamsız takip yapılması gerektiği, gönderilen ödeme emrinin takip dosyasına uygun olmadığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun iddiası borca itiraz niteliğinde olup, takibinin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir....
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir. İstanbul Anadolu 5.İcra Dairesi'nin 2021/12462 esas sayılı dosya ile davalı/lehdar alacaklı tarafından davacı keşideci borçlu şirket aleyhine 60.000,00 TL Miktarlı 01/06/2016 Tanzim Tarihli,30/12/2019 vade tarihli bonoya dayalı olarak icra takibine geçildiği, borçlunun ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde yetkiye borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacının istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2022/23059 Esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu aleyhine davalı alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya örnek 10 ödeme emri ve dayanak belgelerinin tebliğ edildiği, borçlu tarafından borca itiraz edilerek iş bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı borçlu borca ve borca itirazın yanı sıra "benim imzalamış olduğum senet bu değildir, senet benim tarafımdan doldurulmamıştır" şeklinde itirazda bulunmuş ise de İİK'nın 168/4 maddesi uyarınca kambiyo senedindeki imzanın ayrıca ve açıkça kendisine ait olmadığına ilişkin bir itirazının bulunmadığı bu nedenle imza incelemesinin yapılmasına gerek olmadığı, senedin kendisi tarafından doldurulmadığına ilişkin iddianın ise anlaşmaya aykırı olarak doldurulan senedin yazılı belge ile ispat edilmesi gerekmektedir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak senet örneğinin ödeme emri ekinde davacıya gönderildiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu ve davacının borçtan sorumlu olduğunu, borca itirazlarını ispata yönelik delil sunmadığını beyanla davanın reddine karar vermiştir. Mahkeme; şikayet ve borca itirazın süresinde olduğu, ödeme emri tebliğ evrakına dayanak belgelerin gönderildiğinin şerh edildiği, bunun aksinin ispat edilemediği, bu nedenle şikayetin reddi gerektiği, davacının borca itirazlarını ispata yönelik İİK'nun 169/a/1 maddesinde belirtilen resmi veya imzası ikrar edilmiş herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı, ayrıca icra dosyasında talep edilen işlenmiş faizin de usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile borca itirazların da reddine karar vermiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde senedin kambiyo vasfına yönelik şikayet ile imzaya, borca, faiz ve ferileri ile ödeme emrine itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair itiraz ve şikayetlerin yanında ciro silsilesinde kopukluk olduğu, senedin tanzim ve vade tarihlerinde tahrifat olduğu ve kambiyo vasfına haiz olmadığı, faiz ve ferilere itiraz ile kanuna aykırı olarak vekil adına ödeme emri çıkartılmış olması sebebiyle ödeme emrine yönelik de şikayette bulunulduğu halde, mahkemece bu hususlarda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....
Bu durumda davacı alacaklı icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı kabul ettiğinden ve talebi doğrultusunda takip dosyasının yetkili ...İcra müdürlüğüne gönderilerek takip borçlusuna bu icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri düzenlenerek borçluya tebliğe çıkarılması gerekir. Halbuki yetkili icra müdürlüğü olan ...14. İcra Müdürlüğü ise yeniden bir ödeme emri tanzim etmeksizin yetkisiz icra Müdürlüğü tarafından tanzim edilen ödeme emrini borçlu vekiline göndermiştir. Yetkili icra müdürlüğünce takip borçlusuna usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediğinden borçluların yetkili icra müdürlüğünde yapılan takibe usulüne uygun itirazlarından ve takibin durmasından söz edilemeyeceğinden eldeki itirazın iptali davasının görülmesine olanak bulunmamaktadır. Bu sebeple, usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
haciz koydurduğunu, senet üzerinde bulunan imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, müvekkilinin imzasına benzetilmeye çalışıldığını, müvekkilinin imza örnekleri bilirkişi marifetiyle incelendiğinde sonucun lehlerine olacağını, bonodaki imzaya açıkça itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebligata ilişkin şikayetlerinin kabulü ile tefhim tarihinin 20/09/2021 tarihi olarak tespitine, yetki, borç ve ferileri ve imzaya itirazlarının kabulü ile Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2021/98762 esas sayılı dosyasındaki ödeme emri ve takibin iptaline, alacaklı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Dairesi'ne yazılan müzekkere ile ödeme emrinin tebliğine dair tebliğ mazbatasının gönderilmesi istenilmiş ise de İcra Dairesi'nden alınan 03/12/2020 tarihli yazıda ödeme emri tebliğ mazbata aslının bulunamadığı belirtilmiştir. 11/12/2020 tarihli duruşmada, Davacı vekili tarafından "davacının icra dosyasına süresi içerisinde yapılan itirazı üzerine itirazın iptali davasını açtık, rapor doğrultusunda davamızın kabulüne karar verilsin...", Davalı vekili tarafından "beyanlarımızı tekrar ediyoruz, icra dosyasından usulüne uygun bir ödeme emri çıkartılmamış ve tarafımıza ödeme emri tebliğ edilmemiştir, ancak biz icra dosyaları sorgulaması sırasında icra takibinden bilgi edindik ve borca itiraz ettik, davanın reddini talep ederiz" şeklinde beyanda bulunmuşlardır....