WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Taldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı 05.06.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 10.06.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 1.000,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 15.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 08.07.2015 tarihinde takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

    S.3 bulunmaması, borçlunun iflas ödeme emrine karşı itiraz veya şikayet yoluna gitmeyerek iflas ödeme emrini kesinleştirmiş olması ve iflas isteme koşullarının oluşmasına rağmen; yerel mahkemenin, müesseseye ve somut olaya uygun olmayan ilave koşullar ileri sürerek “davanın reddine” dair kararının bozulması gerekirken onanmasına yönelik Sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım....

      Davalı borçlu tarafından 28.04.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmiş ise de, 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra itiraz dilekçesi verildiğinden, Ezine İcra Dairesi’nin 30.04.2014 tarihli kararı ile süresi içerisinde yapılmayan itirazın reddine ve takibin devamına karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve 30 günlük yasal süre içerisinde kira borcunu ödemediğini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise davacının dosyaya kira ilişkisini ispatlayan kira sözleşmesi sunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

        Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı borçluya takibe dayanak icra dosyasından gönderilen ödeme emri 03.....2012 tarihinde Tebligat Kanunu’nun ....maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun yapılmadığından bahisle, usulsüz tebligatın iptali için ... .... İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/589 esasında dava açmış ve Mahkemece ....05.2015 tarihli karar ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Dairemizce 03.05.2018 tarihli geri çevirme kararı ile ödeme emrinin iptaline ilişkin ... .......

          İlk derece mahkemesi tarafından, somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta örnek 10 ödeme emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görüldüğü belirtilerek ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiği görülmüş olup, ödeme emri tebliğ işlemi mahkemece iptal edildiğinden ve bu karara göre davacı borçluya yeninden ödeme tebliğinin gerektiği ve borca itiraz haklarının da bu ödeme emri tebliğ ile başlaması gerektiği gözetilerek, davacı tarafın teminat iddiasına dayalı borca itirazları hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu yönde inceleme yapılarak karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, bu nedenlerle HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılması karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir....

          Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uygulanan faiz istendiği halde ödeme emrinde faiz miktarının yıllık %53,82 olarak istendiğini ve faizin çok yüksek olduğunu belirterek, şikayet ve davalarının kabulü ile, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa gönderilen zarfta "takip talebi ve ekleri vardır" ibaresi bulunduğunu, sözkonusu işlemin İcra Müdürlüğü tarafından yapılan bir işlem olup takibe konu ödeme emri ve eklerini gönderme mesuliyetinin İcra Müdürlüğüne ait olduğunu ve taraflarına dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, faize itiraz yönünden taraflar arasında imzalanan sözleşme ile belirlenen faiz oranının açık olduğunu ve sözleşme gereği faiz istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          İİK'nın 168. maddesinde borçluya gönderilecek ödeme emri ile bu sürenin ihtar edileceği düzenlendiğinden, sürenin başlangıcı ödeme emrinin tebliğidir. Ancak borçluya ödeme emri tebliğ edilmese bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, onun şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Somut olayda da her ne kadar borçluya itiraz tarihinde ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de itiraz tarihinden sonra ödeme emrinin tebliğ edildiği, bu nedenle alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun hukuki menfaati olduğu kabul edilerek işin esası incelenip, itiraz tarihinde adresi Karşıyaka olan borçlu Oluşum şirketi yönünden takibin kesinleşmemiş olduğu da nazara alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          talepli iş bu takibe konu edilemeyeceğini öne sürerek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          İİK'nın 62. maddesi hükmüne göre; genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Anılan yasal düzenleme uyarınca, itiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlar. Her ne kadar İİK’nın 62. maddesi gereğince borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de, bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir. Ödeme emrinin tebliğe çıkarılmış olması veya alacaklının takibe devam iradesini gösterdiği hallerde borçlunun itiraz tarihi itibariyle ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa dahi itiraz etme hakkının bulunduğu ve itirazının geçerli olduğu açıktır....

          İcra Müdürlüğü'nün 2007/2080 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, takibe itiraz eden takip borçlusu davalının ipotekli taşınmazı üzerindeki hak ve yükümlülükleri ile devir alan üçüncü kişi olduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 31.03.2011 tarihli celsede inkar tazminatına ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir. Davalı 31.03.2011 günlü oturumda, icra dosyasında kendisine ödeme emri tebliğine ilişkin zarf içerisinden ödeme emri çıkmadığını, bunu belirtir şekilde icra takibine itirazda bulunduğunu, maksadının takibe itiraz olmadığını, takibe esasen itirazının bulunmadığını ve itirazından vazgeçtiğini beyan etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu