Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP : Davalı vekili mahkememize sunduğu 11/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında süre gelen bir ticari ilişki olduğunu, müvekkil ---- tarihinde davacı şirketten ---n almış ve ödemenin iki taksit halinde yapılması konusunda anlaşıldığını, --- gerçekleşmiş ikinci taksit ödemesi de ---- ---- ödeme emri ekte ---- kayıtlarında da görüleceği üzere --- müdürlüğüne----- müvekkil tarafından ödeme emri henüz tebliğ alınmadan ve hatta daha ---- edilmeden önce ödendiğini, müvekkil şirketin ödeme yaptığı 08.11.2021 tarihinde kendisine açılmış bir icra takibi olduğunun bilgisine sahip olmadığı gibi bilebilecek bir konumda da olmadığını, ödeme yapıldıktan 4 gün sonra hali hazırda ödemesi gerçekleştirilen konuya ilişkin bir ödeme emri müvekkile ulaşmış ve müvekkil şirketin de borca itiraz ettiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine müvekkilin ödeme emrine itirazı kötü niyetli olmadığını, zira müvekkilin henüz ödeme emrinden haberdar...

    Davalı borçlu 31.10.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, 27.10.2014 tarihinde tarafına örnek 13 ödeme emri gönderildiğini ve kira alacağı talep edildiğini, bahsi geçen taşınmazın kiracısının müdürü olduğu Hedef Matbaa Ltd.Şti. olduğunu, kiracı ... de böyle bir borcu olmadığını, ödeme emrinde belirtilen kira alacağının gerçek dışı olduğunu, ödeme emrinde aylık kira bedellerinin doğru gösterilmediğini, bahsi geçen aylar kira bedellerinin kiralayana ödendiğini ileri sürerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 2009/12825 numaralı takibe konu idari para cezasının itirazen incelenerek, kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün idari yargı görevi alanında kaldığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmün, taraflar vekillerii tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır....

        Ancak, ilamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya icra emri tebliğ edilmelidir. Somut olayda, itirazın iptali kararının ibrazı ile borçlu hakkında takibe devam edilmesinde, alacağın tahsiline yönelik hesap, haciz ve takip işlemleri yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. İtirazın iptali kararında ilk defa hüküm altına alınan fer'i alacaklar (tazminat alacağı, yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti) yönünden borçluya icra emri çıkartılmasında da bir isabetsizlik yoktur. Ancak icra emri ile istenilen alacak kalemlerinden 5.850,00 TL faiz alacağı zaten ilamsız takipte gönderilen ödeme emrinde yazmakta olup bu takibin devamına karar verildiğinden icra emri ile tekrar istenemez....

          İcra Müdürlüğü'nün 2021/1987 Esas sayılı dosyasındaki takibin 10 örnek kambiyo senedine ilişkin takip olduğunu, 7 örnek ilamsız takip olmadığını, taraflarına 7 örnek ilamsız takibe ilişkin ödeme emri gönderilmesi üzerine, hem şikayet yoluna başvurduklarını hem de bu davayı açtıklarını diğer davada şikayetin kabulüne ve 7 örnek ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, mahkemece süresinde imzaya itiraz davası açıldığından imza incelemesi yapılması gerektiğini, ödeme emri iptal edilmiş olsa da kambiyo takibinin devam ettiğini, itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin kabulüne göre de davanın konusuz kaldıığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, Bursa 16....

          İcra Dairesinin 2015/6382 E. sayılı dosyasında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emrinin 05.05.2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edildiğini, müvekkilinin 12.05.2015 tarihinde takibe itiraz ettiğini, takibe yasal süresinde itiraz edildiğinden takibin durduğu inancıyla hareket eden müvekkilinin takip işlemlerinin devam ettiğini öğrenince takip dosyasını incelediklerini ve takip dosyasındaki ödeme emri tebligat mazbatasında tebliğ tarihinin posta memuru tarafından sehven 04.05.2015 olarak yazıldığını gözlemlediklerini, 24.07.2015 tarihinde icra dairesine başvurarak müvekkilinin elindeki 05.05.2015 tarihini içerir tebligat zarfını ve PTT’nin web sitesinden alınan gönderi takibi sorgu çıktısını sunarak takibe süresinde itiraz edilmiş olması sebebiyle takibin durdurulmasını talep ettiklerini, icra memurunun tebliğ tarihleri arasında farklılığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle taleplerini reddettiğini...

            , icra müdürlüğünce 17/08/2022 tarihinde borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiğinden takibin durdurulduğu, icra müdürlüğünce itirazın ödeme emri tebliğinden önce veya sonra yapılmasının değerlendirilemeyeceğinden talebin reddine karar verildiği, davacı alacaklı tarafından bu işlem şikayet edilmiş ise de; davalı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden ancak icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlendikten sonra itiraz ettiği İİK'nun 62/1 maddesinde " itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde borçlunun takipten haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazı geçerli olup icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi...

            Mahkemece, borçlu vekilinin 20.01.2016 tarihinde itiraz ettiğine dair itiraz dilekçesinin mahkemelerine icra dosyası ile birlikte gönderilmediği, celp edilen icra dosyasında herhangi bir itiraz dilekçesi olmadığı, borçlunun takibe süresinde itiraz etmemesi ile takibin kesinleştiği, davalı borçlunun kira ödemelerini yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Borçlu davalıya gönderilen ödeme emri 27.11.2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi uyarınca muhtara teslim edilmek suretiyle tebliğ edilmiştir....

              Somut olayda, borçluya gönderilen ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde, tebligat parçası üzerinde sadece ''örnek 7 ödeme emri ihtiva eder.'' ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen kambiyo senedinin ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, borçluya gönderilen ödeme emri tebligat parçası üzerinde ''örnek 7 ödeme emri ihtiva eder.'' ibaresinin yazılı olup, borcun sebebi olarak gösterilen takibe dayanak senedin borçluya tebliğ edilmediğinin anlaşılmasına, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

              Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmese bile alacaklının takibe devam iradesini ortaya koyması ve uyuşmazlığı sürdürmesi halinde borçlunun itiraz hakkının doğduğunun kabulü gerekir. Somut olayda alacaklının itirazın reddini talep ettiği, bu şekilde borçlu hakkında takibe devam iradesini ortaya koyduğu görülmektedir. O halde mahkemece, itirazın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu