WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

isimli kişinin oturduğunun belirtildiği, Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesi uygulanmış olmakla yukarıda belirtilen nedenlerle davacı ödeme emri tebliğ usulüne uygun olmakla açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Açılan davanın reddine karar verilmiştir....

nin 2017/2585 esas, 2017/6156 karar sayılı ve 2016/6374 esas, 2016/12543 karar sayılı ilamları) Somut olayda, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin vekil yerine borçlu asile tebliğ edilmesinin geçersiz olduğunu beyan ederek ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, ödeme emrinin tebliğine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu durumda asile yapılan tebligat yok hükmünde olup iptali ile davacının imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazlarının esas yönünden incelenmesi gerekirken davanın süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

Alacaklının borçluya ikinci defa ödeme emri tebliği talebi ilk ödeme emri tebliği ile ilgili işlemlerden vazgeçtiği anlamına gelir. Buna göre borçluya ikinci defa ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yine bir itiraz hakkı verir( Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin, Hukuk Genel Kurulunca da aynen benimsenen yerleşik uygulamasına göre, alacaklının talebiyle icra müdürlüğünce borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği, ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK’nin 13/12/2006 tarih ve 2006/12- 786/783 sayılı kararı). Bu nedenle şikayetin kabulü ile ilk ödeme emri tebliğ işleminden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte davanın kötüniyetli olduğunu aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Şti ortağı olması nedeniyle düzenlenmiş herhangi bir ödeme emrinin bulunmadığı, doğrudan maaşının haczi için yazı yazıldığı dolayısıyla borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden haciz işlemi yapılması usul ve yasaya aykırı olup davalı kurumun iş bu davacı hakkında ödeme emri tebliğ etmeden haciz işlemi yaparak maaşından kesinti yapılmak suretiyle alacağını tahsil etme yoluna gitmesi hukuka aykırılık teşkil edecektir. Bu sebeplerle davalı kurumun ödeme emri düzenlenmeden davacının maaşına haciz konulmasına yönelik işleminin ve iş bu haciz işlemi nedeniyle tahsil edilen 1.400 TL'nin davacıya iadesine ve davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin borçlarından dolayı, banka hesapları ve gayrimenkulleri üzerine uygulanan haciz işlemlerinin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu haciz işleminin dayanağı olan ödeme emirlerinin davacının mernis adresinde tebliğ edildiği, tebliğ edilen ödeme emirlerine yönelik bir davanın açılmadığı, usulüne uygun olarak kesinleşmiş ve ödeme müddeti içerisinde ödenmemiş olan amme alacağı için dava konusu haciz işleminin uygulandığı görüldüğünden, dava konusu hacizde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

    KARŞI OY : Asıl borçlu şirkete ait borçlar nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde dava açılmadığı, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin usule aykırılık iddiaları ancak davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan davada inceleme konusu olabileceği, oysa uyuşmazlık davacı adına düzenlenen ödeme emri değil haciz işlemi olduğundan ve bu aşamada bulunan işleme karşı açılan davada ancak bir önceki aşama olan davacı adına ödeme emri düzenlenip usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususuna bakılabileceğinden daha önceki aşamalara bakılmayacaktır. Hal böyle olunca dava açılmadan kesinleşen ödeme emirlerine dayanılarak uygulanan haciz işlemi hukuka uygun olduğundan davalı temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum....

      Dava dilekçesinin incelenmesinde; 1985 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu davacı adına re'sen kurumlar vergisi salınıp, kaçakçılık cezası kesilmesi üzerine uzlaşmaya başvurulduğu, uzlaşma sonucu belirlenen miktarların yasal süre içinde ödenmemesi nedeniyle de vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme emri ile istenildiği, vergi dairesince ödenmeyen gecikme faizi borcu için ise şirketin aktifin kayıtlı akaryakıt tankeri üzerine haciz uygulandığı ve bu haciz işleminin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır. Bun rağmen, temyiz konusu vergi mahkemesi kararında haciz işlemi yerine ödeme emri incelenerek iptaline karar verilmiştir. Anne alacağının istenmesine dair ödeme emri itirazsız kesinleştikten sonra uygulanan haciz işlemine karşı açılan davada; ancak haciz işleminin hukuka aykırılığı yönünden inceleme yapılabilir....

        Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/...-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Somut olayda, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ mazbatasının incelenmesinde; muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle tebligatın muhtara bırakıldığının bildirildiği, fakat Tebligat Kanunu 21. madde gereği gerekli araştırmaların yapılmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

          Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "22807622 abone/müşteri numaralı 23.09.2019 tarihli fatura" gösterildiği ve bu belgenin takip talebi ekinde icra müdürlüğüne tevdi edildiği, borçluya tebliğ edilen ödeme emri tebliğ zarfı üzerinde ise, "Bu zarfta ödeme emri vardır" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak belgenin, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğundan davalı alacaklının istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ İLE, Gebze 2....

          içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. ./.....

            UYAP Entegrasyonu