Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin iptali ve ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emrinin iptali ile birlikte ödeme emri tebliğ işleminin düzeltilmesi talebine ilişkin olup İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....

    Ancak idari işlemlere karşı açılan davalar işlemin tesis edildiği tarihteki hukuki durum ve rejime göre görülüp çözümleneceğinden ve ödeme emrinin düzenlendiği tarihde İdarenin tahsil edilebilir hale gelmiş kamu alacağı bulunduğundan, bu alacağın ödeme emri ile istenilmesinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca ödeme emri düzenlenmesine esas olan Vergi Mahkemesi kararının temyiz merciince bozulması, kamu alacağının takibi için müteakip işlemlerin yapılmasını engellerse de ilk mahkeme kararına göre belirlenen vadeye göre tebliğ edilen ödeme emrinin iptali için yeterli neden olamaz. Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım....

      Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, mahkemece, yalnız ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi ile yetilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, İİK.nun 168/1. maddesine dayalı icra takibinin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediğine ilişkin iddia, aynı Kanun'un 16.maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, İİK.'nun 16. maddesinde; şikayetin kabulü veya reddi durumunda tazminata hükmedileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut bulunmadığı halde, istemi kabul edilen borçlu lehine tazminata hükmolunması da doğru değildir....

        Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

          Mahkemece, öncelikle borçluların şikayet nedenleri arasında bulunan usulsüz tebliğ şikayeti da incelenip değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir değerlendirmede bulunmadan ve hüküm verilmeden, dolayısıyla takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali isteminin süresinde olup olmadığı da tespit edilmeden, takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

          Davacı alacaklının 23.07.2012 tarihinde başlattığı haciz-tahliye istekli takip talebi üzerine davalı borçluya örnek 13 otuz gün ödeme süreli ödeme emri yerine örnek 7 ödeme emri tebliğ edilmiştir. Ödeme emri yasal koşulları içermediğinden (BK.260) ve TBK. nun 315. maddesi gereğince ihtarlı ödeme emri yerine geçemeyeceğinden tahliye yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) No'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca, hükmün kiralananın tahliyesine ilişkin kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 12/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Müdürlüğünün 2019/36058 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, 18.02.2022 tarihinde icra takibinden haberdar olduğunu, takip talebinde ve ödeme emrinde takip dayanağı evraklar eklenmeden tebligatlar yapıldığını bu nedenle şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18.02.2022 tarihi olarak düzeltilerek, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Somut olayda ödeme emri tebligatı muhatabın geçici olarak işe gittiği beyanıyla aynı konutta oturan annesine yapıldığı şerhiyle tebliğ edildiği görülmüştür....

            Ticaret Ltd.Şti.ne devir etmesi nedeni ile açılan tasarrufun iptali davası sırasında, davalı avukatın çekte hiç bir sıfatı bulunmayan ... Ltd.Şt. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip talebine ilişkin ödeme emri gönderdiğini, ve usulsüz ödeme emri tebliğ nedeni ile bu şirketin açtığı itiraz davası sonucu İTM’nce 10.530 YTL. tazminat ve mahkeme masraflarının tahsiline karar verilip aleyhine icra takibi yapıldığını, haciz işlemleri uygulandığını, davalı avukatın hata ve kusuru nedeni ile zarara uğradığını ileri sürerek, 26.000 YTL.nın faizi ile ödetilmesini istemiştir....

              Tebliğ ve ihtar olunur" açıklamasının yazılı olduğu, ilamsız takibe dayanak olan belgelerin ödeme emri ile birlikte davacı borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmış olup, bu durumda ilk derece mahkemesince sadece ödeme emri tebliğ işlemlerinin iptali yönünde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hem ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine, hem de ödeme emri tebliğ işlemlerinin iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

              takip dosya nolu 3.563,63 TL bedelli 2 adet ödeme emrinin iptali istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : ......

                UYAP Entegrasyonu