Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 03.12.2006 tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, 21.11.2008 tarihinde üyelikten ihraç edildiğini, davalı kooperatife ödemiş olduğu aidatların tahsil için ..... dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı itirazının iptali ile alacağın %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili, davacının üyelikten ihraç edildiğini, genel kurulda çıkma payı alacağı ödenmesinin üç yıl ertelendiğini, bu davanın 28.05.2012 tarihinden önce açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....

    Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. 18. Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de dava tarihinde yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 551. (6102 sayılı TTK’nın 638.) maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır. 19. Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6762 sayılı TTK’nin 551. (6102 sayılı TTK’nin 638.) maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2013 tarih ve 2012/212-2013/254 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin eşinin davalı şirketin 2000 hissesinden 40'sine sahipken bu hisseleri müvekkiline 06.10.1996 tarihinde devrettiğini, bu tarihten itibaren müvekkiline herhangi bir kar payı ödenmediği gibi ihtara rağmen şirketin mali durumu hakkında da bilgi verilmediğini, amacı ortaklarına kar payı dağıtmak olan şirketin uzun zaman kar payı dağıtmamasının ortaklık konusunu imkansız hale getirdiğini, bu hususların haklı nedenle fesih isteme ve şirketten çıkma hakkını verdiğini ileri sürerek kar payının tespiti ile müvekkiline şimdilik 1.000,00 TL olarak...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE : Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.'nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE : Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.'nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            Maddesi uyarınca yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Ancak azlık oyuna sahip davacı tarafından, TTK'nın 411/3. Maddesinde belirlenen usule göre noter aracılığıyla gündeme kar payının dağıtımına ilişkin madde konulmasının istendiği iddia ve ispat edilmemiştir. Davacının uzun yıllar kar payı dağıtılmamasına sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Davacının gündeme kar payı dağıtımı ile ilgili madde ekleme imkanı varken bunu kullanmamış olması nedeniyle, davalı şirketin kar payı dağıtmaması şirket ortaklığından çıkma için haklı sebep olarak kabul edilemez. Davalı şirketin hali hazırdaki ortakları hakkında dava dosyası kapsamı itibariyle fetö soruşturması bulunmamaktadır....

            Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın çıkma isteğinin davalı tarafından da kabul edildiği, sermayenin azaltılması, hükümlerine göre davacının payının hesaplanması gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulü ile davacının şirketten çıkmasına izin verilmesine 9.632.000.000.-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, TTK.nun 551/2-4 ncü maddesi gereğince limited şirket ortağının muhik sebeplere dayanılarak şirketten çıkmasına izin verilmesi ile ortaklık payı ve kazanç payının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davacının şirketten çıkmasına ve dava tarihi itibariyle net tasfiye karı üzerinden davacının payına düşen miktarın tahsiline karar verilmiştir....

              K. sayılı ilamı ile reddedildiğini ve böylelikle çıkarılmasının kesinleştiğini, çıkarıldığı yıla ait bilançonun 28/04/2013 tarihinde görüşüldüğünden alacağının 28/05/2013 tarihinde muaccel hale geldiğini, 2013 yılına ait genel yönelim giderlerinden davacının hissesine (100.183,16 TL. / 191 ortak -) 524,52 TL. düştüğünü ve bu tutarın düşülmesi ile de 191.875,48 TL. çıkma payı alacağı doğduğunu, söz konusu tutarın tahsili amacıyla Ankara .... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ödeme emrinin 12/05/2016 tarihinde kooperatife tebliğ edildiğini ve kooperatifin haksız olarak 17/05/2016 tarihinde borca itiraz ettiğini belirterek, 191.875,48 TL. çıkma payı alacağının 28/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı kooperatif tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır. DELİLLER : Ankara .......

                Bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı kül halinde değerlendirildiğinde davanın sorumluluk davası olmadığı, davalı kooperatifin eski ortağı ...in 2008 yılında kooperatiften çıkma payı alacağının tahsiline yönelik davalı kooperatife açılan alacak davası olduğu bu kapsamda denetime elverişli bilirkişi raporu ile yapılan tespit ile ödeme yapılamamasının yönetimin kötü niyetinden değil kooperatifin içinde bulunduğu imkansızlıktan kaynaklandığının tespit edildiği iş bu sebeple Davalılar ... ve ... oluşan zarardan TTK'nun 309 ve 336. Maddeleri ve KK 62/3 kapsamında kötü yönetim ve ihmali bulunduğu ispatlanamadığından ve davacı alacağının tahsil edilememe halinin ortaya çıkmasında kişisel olarak sorumluluklarını gerektirir koşulların oluştuğu ispatlanamadığından davanın Davalılar ... ve ... yönünden reddine karar verilmiştir....

                  Dava; TTK 638/2.madde gereğince davacının ortağı olduğu davalı şirket ortaklığından çıkma, bu olmadığı takdirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı şirketinin adresinin "..." olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; davacının davalı şirketteki payı dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatı bulunmaktadır. TTK 638.maddesinde "Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılması belli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar vermesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir." hükmünü içermektedir. Anılan yasa hükmü uyarınca şirket ortaklığından çıkma iki durumda mümkündür: Şirket sözleşmesinde çıkma hakkının ön görülmesi veya haklı sebeplerin varlığı....

                    UYAP Entegrasyonu