"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Altında Bulunan Kısıtlıya İntikal Eden Taşınmazların Rızai Taksimi İçin Veli'ye izin ve Onay Verilmesi İstemi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ergin çocuk, akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanmış, Türk Medeni Kanununun 419/3. maddesi gereğince annesinin velayeti altına konulmuştur. Veli, kısıtlıya miras yoluyla intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında rızai taksimi için izin talebinde bulunmuş, mahkemece, istek reddedilmiş, gerekçe olarak "rızai taksimin kısıtlının yararına olmadığı" gösterilmiştir. Kararı veli temyiz etmiştir. Ergin çocuğun kısıtlanması ve velayet altına konulması halinde, velayete ilişkin hükümlerin uygulanacağında duraksama bulunmamaktadır....
CEVAP: Davalı T3 16/04/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Açılan davaya kesinlikle muvafakatinin olmadığını, dilekçede yazan hususların gerçeği yansıtmadığını, müşterek çocuğun her iki isminin de kullanıldığını, davacı tarafın Ecem ismini kullansa da kendisi ve ailesinin müşterek çocuğu Necla ismi ile tanıdığını, özellikle bu isme alışık olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde çift ismin ileride getireceği zorluklardan bahsedilmiş ise de davacı ve vekilinin isimlerinin çift olduğunu, davacının evlendiğinden beri kendisini ve ailesini kabul etmediğini, annesinin adı olan Necla ismini kaldırarak müşterek çocuğun kendisi ve ailesi ile bağını kesmek isteğini belirterek açılan davaya muvafakatinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....
Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile reddolunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 187. maddesinde kadının, evlenmekle kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği hükme bağlandığından, evli kadının evlilik soyadının iptali isteminin bu gerekçe ile reddi yerine; 2525 sayılı Kanunun 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddelerinde "yabancı ırk ve nüfus adları soyadı olarak kullanılamaz" yine Soyadı Tüzüğünün 5. maddesinde de "yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır" hükümlerine yer verildiği gerekçesi ile davacının değiştirmek istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzük hükümlerine aykırılığından reddedilmesi doğru değil ise de, sonucu itibari ile doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 19.01.2019 doğumlu İlke Umay'ın evlilik dışı dünyaya geldiği ve babasıyla davacı anne tarafından açılan babalık davası ile soybağının kurulduğu, velâyetinin annede olduğu, anne ile soyadı farklılığının çocuğu olumsuz etkilediği, günlük ve sosyal hayatlarında soyadı farklılığının zorluklara neden olduğu, soyadı değişikliğinin çocuğun yüksek yararına olacağı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği belirlendiğinden yasal mevzuat, Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa Mahkemesi kararları, Yargıtay içtihatları ve çocuğun yüksek yararı ilkesi uyarınca davanın kabulü kararında ve gerekçesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Babanın soyadının değişmesi ile ailenin o kimsenin kendisi ile birlikte eşinin ve ergin olmayan çocukların da) soyadı düzeltilir. Somut olayda, davacının isim tashih talebi kabul edilmiş, davacı redd edilen soyisim tashih talebi yönünden istinafa gelmiştir, davacıların talep ettiği soyadının Türkçe olmadığı, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesi ve 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesinin 5 ve 7. Maddeleri uyarınca Türk dilinden olmayan soy isim değişikliğinin mümkün olmadığı, eş ve ergin olmayan çocukların soyadının babaya bağlı olması sebebiyle ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1).b.1 maddesi gereğince incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kimlik numaralı, T1'in "Halil" olan isminin ve "Sert" olan soyadının iptali ile adının "Hızır Atilla" soyadının "Reis" olarak nüfusa kayıt ve tesciline, nüfus kaydının isim ve soyisim hanesinin bu şekilde düzeltilmesine, 2- İsim değişikliğinin TMK 27....
Kimlik numaralı, T1'in "Halil" olan isminin ve "Sert" olan soyadının iptali ile adının "Hızır Atilla" soyadının "Reis" olarak nüfusa kayıt ve tesciline, nüfus kaydının isim ve soyisim hanesinin bu şekilde düzeltilmesine, 2- İsim değişikliğinin TMK 27....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki kızlık soyadının iptaline ilişkin davada Şişli 3. Asliye ve Şişli 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının bir takım zorluklar yaşamasına neden olduğunu bildirerek, kızlık soyadı olan Karaca soyadının iptaline karar verilmesini istemiştir. Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şişli 2. Aile Mahkemesi ise, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Davacının murisinin kimlik bilgilerinden olan soyadının açık nüfus kaydındaki "..." soyadı yerine kapalı kayıttaki kızlık soyadı olan "..." olarak düzeltilmesi talebi yasaya aykırı olduğundan mahkemece bu yöndeki talebin kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....