WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, velâyetin değiştirilmesi davası niteliğindedir. Tarafların Bakırköy 7. Aile Mahkemesi'nin 2017/171 E 2017/174 K sayılı kararı ile boşandıkları, bu kararın 25/04/2017 tarihinde kesinleştiği, müşterek çocuk 30/05/2013 doğumlu Hasan Sarğın'ın velâyetinin annesine verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporunun incelenmesinde; müşterek çocuğun velâyet tercihini annesinden yana kullandığı ve bilirkişi tarafından velâyetin annede olmasının çocuğun menfaatine uygun olduğu kanaatinin belirtildiği görülmüştür....

çocuğun velâyetinin değiştirilerek davacıya verilmesini talep etmiştir....

Karar nolu kararında belirtildiği gibi, çocuğun soy bağının doğumu gösteren herhangi bir resmi belgeye dayanılmadan nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunulması suretiyle değiştirilmesi durumunda, sanığın sahte bir resmi belge düzenlemesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğunun soybağının değiştirilmesi nedeni ile hem TCK'nın 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de, TCK'nın 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 67/1. maddesinde bundan daha...

    'ın çocuğu olan...’yı, kendi çocuğu gibi nüfusa kaydettirdiği, Nüfus Müdürlüğü’nün 12.10.2010 tarihli yazısında sanığın sözlü beyanı üzerine işlem yapıldığı ve herhangi bir ek belge kullanılmadığının anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2015/11-412 Esas, 2015/286 Karar nolu kararında belirtildiği gibi, çocuğun soy bağının doğumu gösteren herhangi bir resmi belgeye dayanılmadan nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunulması suretiyle değiştirilmesi durumunda, sanığın sahte bir resmi belge düzenlemesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğunun soybağının değiştirilmesi nedeni ile hem TCK'nun 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı...

      Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır (TMK'nın 2. maddesi). Somut olayda; davacının, davalı ile boşandıklarını, boşanma kararında çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, çocuğun daha iyi eğitimi ve bakımı için velayetin değiştirilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, dava tarihi itibariyle küçüğün annesi ile birlikte "... Mah. ... Sok. No: ... ..." adresinde oturduğu, ekonomik sosyal durum araştırması, dava ve cevap dilekçelerinden anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....

        Aynı Kanunun 339.maddesinde çocuğun adını ana ve babasının koyacağını, 195.madde ise evlilik birliğinin korunması amacıyla evlilik birliğinden ... yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 11/05/2008 doğumlu çocuk, ... Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin doğum raporuna istinaden baba ...'ın bildirimi ile "..." olarak 21/05/2008 tarihinde nüfusa tescil edildiği, çocuğun anne-babasının 17.04.2014 tarihinde boşandıkları, çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasının icra yolu ile gerçekleştirilmeye çalışıldığı, çocuğun babası ...'ın çocuğun adının değiştirilmesini istemediği anlaşılmaktadır....

          Aile Mahkemesi'nde velâyetin değiştirilmesi davası açıldığı, dava neticesinde müşterek çocuğun velâyetinin babaya verildiği, alınan uzman raporunda müşterek çocuğun anne yanında kalmak istediğinin anlaşıldığı, tanık beyanlarından davalı baba ile müşterek çocuk arasında müşterek çocuğun erkek arkadaşından dolayı tartışmaların yaşandığı ve müşterek çocuğun okuldan alınarak açık liseye yazıldığı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleş mesi'nin 3 ve 6. maddelerinde, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasının ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğinin öngörüldüğü, somut olayda çocuğun bu husustaki isteğinin çocuğun yaşı da gözetilerek çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, davacı annenin yaşam koşullarının çocuğun velâyetini almasına engel bir durumda olmadığı, çocuğun fizyolojik ve psikolojik...

          Dairemizce verilen tefrik kararı ile, davacı-davalı kadının "müşterek çocuğun soyadının değiştirilmesi" talebinin, Dairemizin 2020/644 E sayılı dosyasından tefrikine karar verilmiş olup, yapılan tefrik işlemi akabinde Dairemizin iş bu 2022/283 E numarasına kaydedilmiştir. Bu itibarla, iş bu dosya kapsamında sadece taraflar arasındaki "müşterek çocuğun soyadının değiştirilmesi" talebi istinaf incelemesine tabi tutulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, "müşterek çocuğun soyadının davacı kadının kızlık soyadı ile değiştirilmesi" talebi niteliğindedir. Davacı tarafça açılan boşanma ve ziynet alacağı davası ile birlikte müşterek çocuğun soyadının değiştirilmesi talebinde bulunulmuş olup, davacı tarafça bu talebe yönelik olarak herhangi bir harç yatırılmamıştır....

          Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 02.10.2019 tarih ve 2019/3322 Esas, 2019/8433 Karar sayılı ilamı) Çocuğun anne-babasının boşanma ile aile birliği sona erdiği için artık TMK'nin 195.maddesi kapsamında aile mahkemesi hakiminin müdahalesinin istenemeyeceği, ileri sürülen sebeplerin çocuğun adının değiştirilmesi için haklı neden teşkil edip etmeyeceğinin asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı anlaşıldığından Asliye Hukuk Mahkemesince isim değiştirilmesi talebi hakkında da görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle tefrik edilen isim değiştirilmesi istemi hakkındaki davada görevli mahkeme Antalya 8....

          Maddesine göre, adın değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak istenilebilir. Somut olayda; velayet hakkına sahip anne, çocuğun soyadını, kendi soyadı olan ''IŞIK" soyadıyla değiştirmek istemektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22/06/2020 tarih, 2020/2199 Esas ve 2020/3166 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere, velayetin annede olması halinde, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, davacı hiçbir gerekçe göstermeden çocuğun soyadının kendi kızlık soyadı olarak değiştirilmesini istemiş, yapılan yargılama ve toplanan delillerden çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararı ispatlanamamıştır....

          UYAP Entegrasyonu