Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine,06/10/2020 tarihli uzman tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporuna, müşterek çocuğun aşamalardaki beyanına, müşterek çocuğun ifadesini annesinin baskısı ile verdiğine ilişkin dosyada delil bulunmamasına, çocuğun velayetinin annesine verilmesinin üstün yararına aykırı olacağına dair bir delil ve tespit de bulunmamasına, müşterek çocuğun velayetinin babasına verilmesine karşılık dava tarihinden önce uzun bir zamandan beri annesinin yanında yaşayıp, orada eğitimine devam ettiğine, dolayısıyla yaşadığı ortamdan ayrılmasının çocuğun menfaatine uygun olmayacağına, davalı babanın yeniden evlenip evlendiği yeni eşinin 13 yaşında olan çocuğunun da davalı ile birlikte yaşamasına göre, mahkemenin velayetin değiştirilmesine yönelik kararının dosya kapsamına göre doğru olduğu, müşterek çocuğun dava tarihinden öncesinden beri annesinin yanında yaşaması ve...
Dosya kapsamında bulunan 29/06/2022 tarihli sosyal inceleme raporunda müşterek çocuğun Ankara'da halası yanında yaşadığının tespit edildiği, davacı anne ile görüşülerek düzenlenen raporda annenin çocuğun velâyetini üstlenme konusunda istekli, yeterli ve gereken destek sistemlerine sahip olduğu kanaatinin açıklandığı, 06/09/2022 tarihli sosyal inceleme ek raporunda ise müşterek çocuğun "babasının yaklaşık 8, 9 yıldır Norveç'te yaşadığını, kendisinin halası ve halasının üç çocuğu ile birlikte kaldığını, babasının kendisini yurt dışına götürmeme sebebinin annesinin imzasına ihtiyaç duyması ve babasının muhatap olmak istememesi olduğunu, şu anda annesi ve annesinin eşi ile birlikte kaldığını, annesinin eşi ile iyi anlaştığını, annesi ile yaşamak istemediğini ancak görüşmek istediğini" beyan ettiği ve uzman raporunda velâyetin anneye verilmesinde sakınca bulunmadığı kanaatinin belirtildiği görülmüştür....
kalıp hafta sonu ilçedeki köyüne döndüğünü, müvekkilinin annesinin çocuk için kalmasına davalının annesinin bozulduğunu ve davalı erkeği doldurduğunu, evde huzursuzluk çıktığını, davalının bir seferide müvekkilini gece 23:00'de evden kovduğunu, sürekli hakaret ettiğini, tarafların davalıdan kaynaklanan nedenlerle ayrı yattığını, davalı erkeğin müşterek haneye bakmadığını ve çocuğun ihtiyaçlarını gidermediğini, annesinin yanına gidip küs olarak yaşadığını, müvekkili ve müşterek çocuğun evden gitmesi için annesine ait evi satılık ettiğini, sonrasında kovduğunu, evlilik süresince davalı ve ailesi tarafından aşağılandığını, hakarete uğradığını, psikolojik baskı kurulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, çocuk lehine aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine ise aylık 750 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve...
Somut olayda; davalının memur olduğu, ayda 2.166 TL geliri olduğu, 390 TL kira verdiği, evli ve bir çocuğu olduğu; davacının velayeti kendisinde olan annesinin memur olduğu, aylık 2.250 TL maaşı olduğu, kendisine ait evde yaşadığı, ev kredisi borcu ödediği; davacı çocuğun ise 2004 doğumlu olduğu, öğrenci olduğu, annesi ile kaldığı anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle dava tarihi itibarıyla davacının annesinin de çalıştığı ve müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı biraz fazla bulunmuş, bu husus hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
ın adresine 29.06.2012 tarihinde çıkartılan tebligatta, suça sürüklenen çocuğun annesinin, "suça sürüklenen çocuğun askerde olduğunu, nerede olduğunu bilmediğini" belirtmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun mernis adresine 09.08.2012 tarihinde tebligat çıkarıldığı, suça sürüklenen çocuk ...'nun, tebligat çıkarıldığı tarihte ... E Tipi Kapalı Cezaevi'nde olduğu halde, suça sürüklenen çocuğun eşine adreste tebligat yapıldığı, suça sürüklenen çocuk ...'unun da, ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Mağdur ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde, 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının ... üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun ... olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin, kovuşturma evresinde alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 314. maddesi uyarınca REDDİNE, 2) Sanığın temyiz isteminin incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma...
velayetinin annede bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluştuğu, çocuğun yaş itibariyle anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde bulunduğu, çocuğun velayetinin annesinde kalmasında üstün menfaatinin olduğu kurulan şahsi ilişkinin yeterli olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf itirazlarının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
velayetinin annede bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluştuğu, çocuğun yaş itibariyle anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde bulunduğu, çocuğun velayetinin annesinde kalmasında üstün menfaatinin olduğu kurulan şahsi ilişkinin yeterli olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf itirazlarının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun annesi olan davacı, ihbarda bulunulan babası, çocuğun yaşam alanında bulunan bireyler, çocuğun yaşam alanı, sosyal imkanları, davacının işi ve iş çevresi gibi çocukla ilgili tüm hususlar incelenerek bilirkişiden rapor tanzim edilmesi istenildiği, rapor dikkate alınarak çocuğun yüksek menfaati de gözetilerek davanın kabulü ile küçüğün soy isminin annesinin soy ismi olan "..." soyadı ile değiştirilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı vekili, aşamalardaki dilekçelerindeki iddialarını tekrarla, davanın reddi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Mahkemece alınan 09.06.2016 tarihli sosyal inceleme raporunda; ortak çocuğun velayetinin tedbiren verildiği babanın yanında mutlu olduğu, ortak çocuğun annesinin yanında yaşadığı döneme ilişkin olarak annesinin eve gelen erkek misafirlere masaj yaptığını ve kendisini odaya kapattığını beyan ettiği, annenin işi ile ilgili olarak tutarsız söylemlerinin bulunduğu, babanın sosyal ve ekonomik koşullarının velayet görevini üstlenmesi bakımından yeterli olduğu belirtilerek, ortak çocuğun velayetinin davacı babaya bırakılması yönünde görüş bildirilmiş, 05.02.2018 tarihli ikinci sosyal inceleme raporunda ise; ortak çocuğun babası ile mutsuz olduğunu, annesi ve onun yanında bulunan ablası ile mutlu olduğunu, babasının ders konusunda kendisine kızdığını beyan ettiği, ortak çocuğun velayetinin tedbiren babaya bırakıldığı tarihe kadar anne ile birlikte yaşaması sebebiyle anneye bağlandığı, yeni ortama alışamadığı, annenin de velayeti yerine getirebileceği belirtilerek, ortak çocuğun velayetinin anneye...