WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının babası İlhan'ın etkisi olmasının çocuğun adının değiştirilmesi için haklı neden oluşturmayacağı, dinlenen taraf tanık beyanlarına göre ise davacı ve çevresinde çocuğun adının "..." olarak; davalı ve çevresi tarafından ise "İlhan" olarak kullanıldığı, özel bir neden olmadığı müddetçe takdiri delil niteliğinde olan tanık beyanlarına bir taraf lehine üstünlük tanınamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

    KARAR Dava dilekçesinde, boşanmakla velayeti davacı anneye verilen küçük "Nevzat"ın adının "Murat" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan ve boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMKnun 339/5. maddesine göre, çocuğun adını ana ve babası koyar....

      ın adının "Mira" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'...

        Her ne kadar velayet annede ise de çocuğunun adının değiştirilmesi durumunda babasının da ilgili olması nedeni ile sıfatı bulunduğundan kararı temyiz etme hakkı olduğunun kabulü ile mahkemenin temyiz talebinin reddine dair 10.08.2016 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek temyiz itirazları doğrultusunda hükmün esası incelenmiştir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre, çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'...

          ın gerçekte adının ... olduğu, çevresinde de o şekilde bilinip çağrıldığı, kayıtlı adının çevrede alay konusu yapıldığı, davacıların iddiasının tanığın anlatımları ile doğruladığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karar davacı baba tarafından, istemlerini doğru dile getiremedikleri, aslında çocuğun adının Serkan olarak değiştirlmesini istedikleri gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava adın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden isteneceği; 339. maddesinde ise, çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı; 342. madesinde de, ana ve babanın, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisi oldukları hükme bağlanmıştır. Somut olayda, dava ana ve baba tarafından açılmış, ancak, davacı annenin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, davacı ...'ın 20/04/2016 tarihli oturumda “eşim Deniz'in ....'...

            Aynı Kanunun 339.maddesinde çocuğun adını ana ve babasının koyacağını, 195.madde ise evlilik birliğinin korunması amacıyla evlilik birliğinden ... yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 11/05/2008 doğumlu çocuk, ... Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin doğum raporuna istinaden baba ...'ın bildirimi ile "..." olarak 21/05/2008 tarihinde nüfusa tescil edildiği, çocuğun anne-babasının 17.04.2014 tarihinde boşandıkları, çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasının icra yolu ile gerçekleştirilmeye çalışıldığı, çocuğun babası ...'ın çocuğun adının değiştirilmesini istemediği anlaşılmaktadır....

              Somut olayda; davacı, eşi ile boşanma davasının devam ettiğini, eşinin başka biriyle görüşmesi sonucu dünyaya gelen ... isimli çocuğun kendisi üzerine nüfusa kaydettirildiğini, fakat çocuğun biyolojik annesinin kendisi olmadığını belirterek ... isimli çocuğun annesinin olmadığının tespitine ve çocuğun anne adının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.)....

                Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayet altında bulunan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde, küçük olup velayeti annede bulunan ...'ın Şengül olan adının “Ecem Su”,“Özbay” olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "... " aile soyadının annenin boşanma sonrası edindiği "Ödemiş " soyadı ile ve küçüğün adının ise annesinin istediği “...” olarak değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, ad ve soyadının değiştirilmesi talep edilen ..., ergin kişi değil, çocuktur ve davacı annenin velayeti altındadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soy bağını değiştirmek, Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet 1-Dairemizin de benimsediği ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29.09.2015 tarihli 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi durumunda TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi suçu oluşacaktır. Zira çocuğun soy bağının doğumu gösteren herhangi bir resmi belgeye dayanılmadan nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunulması suretiyle değiştirilmesi durumunda, failin sahte bir resmi belge düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun hareket unsuru oluşmaz....

                    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çocuğuna doğduğunda "Ekrem" adı verildiğini, daha sonra nüfus müdürlüğünde kimlik çıkartılırken yanlışlıkla "Onur" olarak kaydedildiğini, çocuğun çevresinde "Ekrem" ismiyle anıldığını ileri sürerek bu nedenle "Onur" olan adının "Ekrem" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece küçüğün adının "Ekrem" olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre haklı nedenlerin varlığı halinde kişi adının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Adının değiştirilmesi istenen "..." 27.04.2005 tarihinde dünyaya gelmiş ve 04.05.2005 günü tescil edilmiştir. Bu dava ise 21.12.2010 tarihinde yani aradan 5 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra açılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu