Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca boşanmışlar, velayet anneye bırakılmış ve çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiş, bu karar temyiz edilmeden 22.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, velayet hakkına sahip anne tarafından boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra 31.07.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma ilamında düzenlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek bir olgu, durum ve şartlarda bir değişiklik ispatlanamamıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası iken ıslah ile velayetin değişirilmesi ve iştirak nafakası davasıdır. Davalı süresinde aleyhine verilen hükümlere karşı istinaf talebinde bulunmuştur....

    H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü yazısı dikkate alınarak her ayın ilk Pazartesi günü 08.30-09.15 saatleri arasında kişisel ilişki kurulduğunu, cezaevinde bulunan tutuklular veya hükümlüler ile hafta sonları açık veya kapalı görüş imkanının bulunmadığı, 07.11.2022 tarihli ve 2022/1338 Esas, 2022/1745 Karar sayılı ilamındaki kişisel ilişki düzenlemesinde hükmün tamamlanmasını gerektirecek veya tereddüt yaratacak bir husus bulunmadığı, davalı baba vekilinin talebinin hükmün infazının yerine getirilmesi usulünün kararda belirtilmesi olduğu, çocukla kişisel ilişki tesisine dair verilen kararların icrasının 30 ... 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7343 sayılı İcra İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Dair Kanunun 39uncu maddesi ile 03.07.2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 41 ... maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 41/A maddesi ile "(1) Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilam veya tedbir kararları...

      Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmesinin ve kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kişisel ilişki kurulmamasını gerektiren bir olgunun ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi. 3....

        Yine çocuk teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlar da kesinleşmedikçe icra edilemez (Baki Kuru-İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa 923- 924). Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan G.Osmanpaşa 3. Aile Hukuk Mahkemesinin 17/06/2022 tarih, 2021/421 Esas ve 2022/616 Karar sayılı ilamı, boşanma kararı ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin olup, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline ilişkin kararı yerinde olup, davalının istinafında isabet bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        Temyiz Sebepleri Davalı karşı davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; tehiri icra talebinin olduğunu, istinaf incelemesinin eksik yapıldığını, dini eğitim vermediğini, baskı yapmadığını, çocuğu ile görüşme günlerinde kaliteli vakit geçirmeye çalıştığını kişisel görüşme günlerinin yeterli olmadığını, çocuk ile kişisel ilişki kurulması yönünde müvekkilinin eğitim hayatı, çalışma hayatı, modern ve çağdaş hayat görüşü dikkate alınarak daha kapsamlı ve yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki kurulması yönünde Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuk arasında boşanma ilamı ile tesis edilmiş olan kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı asıl davanın kabulü ile yeniden kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

          Boşanma kararında yer alan kişisel ilişkiye dair düzenleme kişisel ilişkiden beklenen amaca uygun olmadığı gibi, çocuğun ulaştığı yaş itibarıyla da menfaatine uygun değildir. Bu bakımdan velayeti davacı-davalı anneye verilen çocukla davalı-davacı baba arasında ayın belirli haftalarında yatılı da kalacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm bölümünün 4. bendindeki, müşterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiye yönelik “her ayın 1. ve 3. Pazar günleri, dini bayramların 2. günü saat 09.00 ile 17.00 arası” sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, yerine “ her ayın 1. ve 3....

            Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, velayet kendisine verilen taraf aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

            Hukuk Dairesinin 30.1.2012 gün ve 2011/12727- 1614 sayılı ilamı) Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılıgı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlaki yararları esas alınır. Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi düzenli ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa)'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasında velayeti anlaşma uyarınca anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki konusunda herhangi bir düzenleme yapılmayarak konu hâkimin takdirine bırakılmıştır. Mahkemece kişisel ilişki düzenlenmiş, davacı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden uzman raporu alınmaması nedeniyle hüküm temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu