Tüm dosya kapsamı ile; 1- )Davacı-davalı vekilinin kendilerinin velayet değiştirilmesi davasına yönelik istinaf başvuruss yönünden; İlk Derece Mahkemesince ilk karar ile davacı-davalı erkeğin açtığı velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı-davalı yanın yaptığı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.İstinaf başvurusunun bu yönü ile esastan reddine ilişkin karar 6100 sayılı HMK 382/2- a-13 bendi delaleti ile 362/1- ç md.gereğince kesin niteliktedir.Kesinleşen hususlara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulamayacağından davacı-davalı yanın velayetin değiştirilmesi davası ile ilgili verilen karara yönelik istinaf başvurusunun aynı yasanın 352/1- b-ç md.gereğince usulden reddi gerekmiştir. 2- )Tarafların kişisel ilişki ile ilgili karşı davada verilen karara yönelik istinaf başvurularında; Çocuk ile ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi davasında; dosya içinde alınan sosyal inceleme raporları, annenin velayet görevinin gereklerini ihmal ve istismar ettiğinin, kişisel ilişkiye engel olduğunun ispatlanamaması, çocuğun anne ile kalmak istemesi nazara alınarak velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2021/341 E. 20122/165 K. sayılı 22/04/2022 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk T7 velayetinin davalıdan alınarak davacı anneye verilmesine,davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine ,müşterek çocuk Ömer Arda'nın velayetinin değiştirilmesi talebinin reddine,davacı anne ile Ömer Arda arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
ödendiğini, davalının halen yarı zamanlı bir işte çalışıp çocukla ilgilenmeye yeterince zamanı olduğunu, anlaşmalı boşanma protokolünde yaz tatilinde 6 hafta süre şeklinde belirtilmiş olduğunu, dünyaca kabul edilmiş olan kurala göre yaz tatilinin Haziran- Temmuz- Ağustos ayları olduğunu, ancak çocuğun anneye teslimi konusunda davacının hükümlere uymayarak anne ile çocuğun kişisel ilişki kurulmasına engel olduğunu, 26 Temmuz günü çocuk teslim edilmediği için davacı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, bunun üzerine kimliği olmadan çocuğu teslim ettiğini, davacının işi çıktığında, çocuk hastalandığında ancak görebildiğini, çocuğu davalıya karşı koz olarak kullandığını bildirip, davanın reddine, ortak çocuğun velayetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 14/12/2017 tarih, 2017/6325 Esas 2017/14551 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere velayetin kamu düzenine ilişkin olup resen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin dahi gözönünde tutulmasının gerekeceği, dolayısıyla davalı tanıklarının dinlenmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı, velayetin değiştirilmesi için TMK 348. m.sinde aranılan yasal şartların oluştuğu, velayetin davacı anneye verilmesinin küçüğün yüksek yararına olacağı, bu yüzden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin Adana 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, evlilik dışı doğan, davalı baba tarafından tanınan ve fiilen babanın yanında bulunan 20.11.2013 doğumlu müşterek çocuk Umut Kaan ile görüşemediğini iddia ederek çocukla görüşmesinin sağlanması ve kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş, mahkemece davacı anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir (TMK m.337/1). Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m.33). Davacı annenin, müşterek çocukla görüşmesinin sağlanması yönündeki isteği çocuğun teslimi talebini de içerir....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. TMK'nun 323.maddesine göre; ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilen 13.02.2020 tarihli karar ile; davanın kabulüne, velayetin anneden alınarak babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, verilen kararın davacı baba tarafından usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf edilmesi üzerine dairemizce 05.10.2020 tarihli kararı ile; davalının taraf ehliyeti yönünden yeterli inceleme yapılmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile, annede bulunan velayetin babaya verilmesine, anne ile küçük arasında uzman eşliğinde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, dava süresince geçici velayetin tedbiren davacı babaya verilmesine, anne ile küçük arasında tedbiren uzman eşliğinde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından velâyetin değiştirilmesi davasının reddi ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalının reddedilen velayetin değiştirilmesi davası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası ve Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "iştirak nafakası talebine" ilişkin dava ile davalı tarafından açılan "velayetin değiştirilmesine ve kişisel ilişki tesisine" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından, velayete ilişkin talebinin reddi, çocuklar için takdir edilen nafaka miktarları ve kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...