Yine, Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmü yer almaktadır....
Mahkemece, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında çocuğun dört yaşını tamamlayıncaya kadar kurulan kişisel ilişkinin gerçekleştirileceği yer özel olarak tayin edilmiş ve bu kişisel ilişki, annenin refakatinde olması koşuluna bağlanmıştır. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, infazda da güçlük yaratacak niteliktedir. Velayet kendisine bırakılmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu hususu gözetmeyen mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı ise de; sözü edilen bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir (HUMK md.43 8/7)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Asıl dava, müşterek çocukla kişisel ilişki kurulması, birleşen dava ve birleşen karşı dava 4721 Sayılı TMK'nun 166/1. maddesinde düzenlenmiş bulunan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma talebine ilişkindir....
Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik gibi...), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Duru 23/10/2013 doğumlu olup dava tarihinde idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, torunla kişisel ilişki kurulması davası olup, mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden kesin yetki nedeniyle dosya üzerinden dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Bu tür davalar kesin yetki kuralına tabi olmayıp, yetki hususu ancak davalı tarafından ilk itiraz (HMK.md.116) olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınır. Mahkemece bu husus dikkate alınmayarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2015(Çarş.)...
Asıl dava, davacı-davalı anne vekili tarafından açılan çocukla baba arasında boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, mümkün olmazsa yeniden düzenlenmesi davasıdır. 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesine göre, ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi, çocuk ve velâyet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır. Çocukla ana babası arasında kişisel ilişki kurulmasının amacı aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özet ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda davalı tarafın adli yardım talebinin 30/09/2020 tarihli celsede kabulüne karar verilmesine rağmen davalın yargılama harç ve giderlerinden, vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece terditli açılan velayetin değiştirmesi, olmadığı takdirde müşterek çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması davasında velayet talebinin reddi, müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel görüş günü düzenlenmesine ilişkin kararın usul ve yasa uygun olduğu, ancak davacının terditli açılan velayet davasının reddine karar verilmesi nedeni ile davalı aleyhine takdir edilen yargılama harç ve giderinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, talep olmasa da müşterek çocuk ile baba arasında resen kişisel görüş günü düzenlenmesinin gerekli olduğu, davalı aleyhine takdir edilen yargılama harç ve vekalet ücretinin usul ve yasa aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararda...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi ve Torunla Kişisel Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanma kararıyla velayeti babaya bırakılan çocukla, anne arasında tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi; aynı çocukla büyükbaba ve anneanne arasında da kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkin olup, her üç davacı adına, vekilleri sıfatıyla Avukat ... ve... tarafından açılmış ve aynı avukatlar tarafından takip edilmiş karar ve temyiz dilekçesi de; adı geçen avukatlardan...'a tebliğ edilmiştir. Dosya içerisinde adı geçen avukata davacılar tarafından verilen vekaletname yoktur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka- Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla, velayet kendine verilmeyen ebeveyn arasındaki kişisel ilişkinin bir amacı da; analık ve babalık duygularının tatminini sağlamaktır. Velayet hakları annelerine verilen müşterek çocuklardan ... 1995, ... 2002 doğumlu ve taraflar ayrı şehirlerde oturmaktadır....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Kişisel ilişki tesisine yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin gelecek yılları da kapsayacak şekilde tarih de belirtmek suretiyle kişisel ilişki tesisi doğru olmadığı gibi dosya kapsamı, davacı babanın hali hazırda cezaevinde hükümlü olarak bulunması ve dosyada bulunan uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmiş sosyal inceleme raporları da dikkate alındığında davacı baba ile küçük Asya arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde babanın cezaevinden izinli çıkacağı muhtemel tarihlerde ve yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....