İlk derece mahkemesince; asıl davanın kabulü ile davacı-karşı davalı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, karşı davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 550,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kabul edilen iştirak nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin kabul edilen çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi davasına, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi, karşı dava ise; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Taraf vekillerinin; müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Çocukla kişisel ilişki kurma hakkı, velayet hakkının bir sonucu değil soybağının sonucudur. Davacı abla, davalı babanın kardeşi ile kendisini görüştürmediğini iddia ederek kardeşle kişisel ilişki tesis edilmesini talep etmiş; ilk derece mahkemesince, davanın kabulü ile küçüğün anne ya da babası refakatinde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının ve velayeti altındadır (TMK m.335/1- 1). Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar....
kısıtlar şekilde yılın 180 günü kişisel ilişki kurulmasının doğru olmaması nedeniyle kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi için dava açıldığını, babaya göre annenin koşullarının çocuğun sağlığı, eğitimi ve gelişimi için daha iyi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, mahkemece sosyal hizmet uzmanından alınan 07.04.2015 tarihli raporda ortak çocuğun velayetinin değiştirlmesinin gerekmediği ancak anneyle daha uzun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilmiş, daha sonra davacı-davalı tarafından bu rapora itiraz edilmiş, itiraz üzerine ... Tıp Fakültesi'nde görevli iki doktordan oluşan heyetle tekrardan rapor tanzim ettirilmiş, bu raporda da her iki tarafın velayet görevini yerine getirmesini engelleyecek bir durumlarının olmadığı tespiti yapılarak, ortak çocuğun anneyi istediği belirtilmekle yetinilmiş, velayet konusunda ise bir görüş belirtilmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, mahkemece yukarıda 3. paragrafta belirtilen kıstaslar dikkate alınmadan alınan her iki raporda yetersizdir....
Maddesinde "Üçüncü kişiler ile" başlığı altında "Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır." şeklinde düzenleme getirilmiştir. Velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup, aslolan çocuğun yüksek çıkarına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmaktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk sekiz aylık olunca davalının, icra marifetiyle, 3 kez yaklaşık 30-60 dakika sürelerle kişisel ilişki gerçekleştirdiğini, davalının bahsettiğimiz bu kişisel ilişki talebinin de müvekkille evliliği yeniden tesis etmeye dönük gaye taşıdığı, asıl amacının çocukla görüşmek olmadığını, davalının çocukla en son kişisel ilişki kurduğu tarihten itibaren yaklaşık 3 yıl boyunca arayıp sormadığını, müvekkilin ortak çocukla görüşmesi için bir çok kez davalıyı aramasının neticeyi değiştirmediğini, davalının ortak çocuğu uzun yıllar arayıp sormadığından dolayı, ortak çocuğun davalı babayı tanımadığını, iddialarını ispatladığını, raporlara itibar edilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2022 NUMARASI : 2021/89 ESAS 2022/350 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması|Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Seydişehir 1....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2021 NUMARASI : 2019/1173 2021/26 DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması- Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı birleşen dosya davalı HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-birleşen dosya davalısı dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte müşterek çocukları Burak Alp’in velayetinin anneye verildiğini, ancak daha sonra annenin çocuğa bakamaması ve şiddet uygulaması nedeniyle açılan velayetin değiştirilmesi davasında Kayseri 7....
DAVA Davacı baba vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının boşandığını, ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisi için gidildiğinde davalının ailesinin tartışma ve kavga ortamı yarattığını, ortak çocukla baba arasında geçerli olan kişisel ilişkinin yatılı olmadığını, müvekkilinin de davalının da Ereğli de yaşadıklarını belirterek hafta sonları sömestri tatili dini ve milli bayramlar, yaz tatili için yatılı olacak biçimde kişisel ilişki tesisine, babalar günü için günlük kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Bu bakımdan, aynı şehir ayrı şehir, ayırımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....