Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi de her zaman istenebilir. Müşterek çocuğun 3 yaşını geçtiği de gözetilerek baba ile kısa süreli yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilebileceği kanaatine varılmakla davacı babanın istinaf başvurusunun kabulü ile her ayın 1. Ve 3. Cumartesi günleri sabah 10:00'den Pazar 12:00'e kadar, dini bayramların 2. Günü sabah 10:00'den 3....

Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun yüksek yararları gerektirdiği taktirde veya ana veya babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir. Somut olayda; her ne kadar davacı tarafça rapora itiraz ve istinaf dilekçesinde davalı babanın şiddet eğiliminde olduğu, çocuğun yanında da bu eylemini gösterdiği, bu durumun kişisel ilişki süresi yönünden dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de; buna ilişkin delil olarak ibraz edilen İzmir 2....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Kişisel İlişki Kurulması-Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 21.06.2016 gün ve 12470-12020 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 1-Temyiz ilamında yapılan açıklamalara göre davacı-davalının tüm, davalı-davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı-davalı annenin velayet davasının kabulü ile velayetin anneye verilmesine, davalı-davacı babanın karşı velayet davasının reddine, davalı-davacının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-davalı lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesine karar verilmiş, bu karara karşı tarafların temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2016 tarih 2016/12470 esas 2016...

    saat 10.00-17.00 arasında rapor sunarak” şeklinde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiş, taraflarca kişisel ilişki kurulması istinafa getirilmekle ilgili bölge adliye mahkemesince 11.12.2019 tarihli kararıyla ilk derece mahkemesinin kurduğu kişisel ilişkiye ilişkin bent hükümden çıkartılarak yerine “Müşterek çocuk ile anne arasında; her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü sabah saat 10:00 dan pazar akşamı saat 17:00' ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye kadar yatılı olacak şekilde” kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir....

      Bu gün itibariyle dosyada ki deliller ışığında davacıya velayet hakkının verilmesini engelleyecek gayriahlaki bir yaşantısının olduğunu söylemek mümkün değildir. Neticeten tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının davasında haklı olduğu ve çocuğun üstün yararının velayet haklarının davacıda olmasını gerektirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Davanın kabulü ile müşterek çocuk T3 velayet hakkının davacı anneye verilmesine ve çocukla babası arasında yatılı da olacak şekilde kişisel ilişki tesisine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "DAVANIN KABULÜ İLE; 1- Giresun ili, Bulancak ilçesi, Şemsettin Mah....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09.02.2022 (Çar.)...

        Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Taraflar mevcut duruma göre aynı şehirlerde, farklı ilçelerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamakladır....

          Davalı erkek istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ve yanlı tanık beyanları ile verilen ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kadının müşterek çocuğu 2020 yılından beri göstermediğini, velayet hakkını kötüye kullandığını, velayet hakkının davacıya verilmesinin izaha muhtaç olduğunu, çocukla arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yaşı ve kendisinin çalışma hayatı dikkate alınmadan verildiğini, mahkemece verilen gün ve saatlerde kişisel ilişkinin imkansız olduğunu, ekonomik şartlar ve gelirine bakılmaksızın verilen tazminat miktarının da hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek boşanmaya ilişkin hükmün aleyhine sonuç doğuran kısımları, tazminata ilişkin kısmının ve velayet altındaki küçük ile şahsi ilişki kurulması kısmının istinaf incelemesi ile düzeltilmesine veya bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması - Velayet - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, çocuğun üstün yararıdır. Ana ve babanın yararı ile çocuğun yararının çatışması halinde,çocuğun yararına üstünlük tanınmalıdır. Çocuğun yararının gerektirmesi halinde, kişisel ilişkinin gözetimli olarak kurulması mümkündür. Dosya kapsamıyla, kişisel ilişkinin gözetim altında yapılmasını gerektirecek bir delil ve veri bulunmamaktadır....

            O halde; müşterek çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararınadır. Müşterek çocukla davalı baba arasında..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile mahkemesi sıfatıyla) 2011/302 esas 2012/106 karar sayılı kararı ile kurulan kişisel ilişkide babalık duygularının tatmin edilmesi yönünden yeterli sürenin verilmediği anlaşılmaktadır. Tarafların müşterek çocuğu ....'nın yaşı dikkate alındığında, davacı baba ile çocuk arasında babalık duygularının tatmini de dikkate alınarak yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davacı baba arasında ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu