Davacı anne tarafından ceza dosyasından başka çocukla babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektiren somut bir olgunun ispat edilemediği anlaşılmıştır. Tarafların ortak çocukları 19.01.2011 doğumlu Nisa inceleme tarihi itibariyle idrak çağındadır. Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle çocuğun 15 yaşında olduğunu, baba ile görüşmek istemediğini, çocuğun babası cezaevindeyken doğduğunu, babasından korktuğunu, bu durumu mahkeme huzurunda da beyan ettiğini belirterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Davacı baba dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma ilâmıyla ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, anne refakatinde çocukla görüşmenin mümkün olamadığını belirterek baba ile çocuk arasında daha uzun süreli, yatılı ve anne refakati olmadan kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı anne cevap dilekçesinde; ortak çocuğun yaşının küçük olduğunu, anne sütü aldığını, babanın çocukla kişisel ilişki kurma hakkını kullanmadığını, çocuğun babayı tanımadığını ve annenin olmadığı ortamda babayla görüşmesinin yerinde olmayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Hukuk Dairesinin 30.1.2012 gün ve 2011/12727- 1614 sayılı ilamı) Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılıgı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlaki yararları esas alınır. Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi düzenli ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa)'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki "kişisel ilişkinin kaldırılması" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların müşterek çocuğu 11.07.2008 doğumludur. Boşanma kararı ile velayeti babaya bırakılmış ve annenin çocuğu ile kişisel ilişkisi düzenlenmiş, karar 15.04.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan ebeveynin, bu hakkı amacına aykırı kullanması, yasal yükümlülüklerine aykırı davranması veya çocuk ile ciddi biçimde ilgilenmemesi ya da diğer önemli sebepler varsa yahut da kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye giriyorsa, bu hak kendilerinden alınabilir veya kaldırılabilir (TMK.md.324)....
Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Dosyanın incelenmesinde; mahkemece davalı erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bu sebeple tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmalarına karar verildiği, 2011 doğumlu Esila Aysu’nun velayetinin babaya tevdii ile anne ve çocuk arasında 1- 31 Temmuz tarihleri arasında kişisel ilişki tesis edildiği, hükmün sadece kişisel ilişki yönünden istinaf edildiği anlaşılmaktadır....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, yarı yıl tatilinde kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 325. maddesi gereğince olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile diğer kişilere ve özellikle hısımlara kişisel ilişki hakkı tanınabilir. Davacı dede ile davalı kadının yakınları arasında yaşanan olaylarda dikkate alınarak, davacı dede ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olup olmadığı yönünden uzman incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır....