Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı vekilince Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi'nin 2021/539 ve 2021/545 Esas sayılı takip dosyaları üzerinden müvekkili adına kayıtlı 34 XX 214 plaka sayılı traktör üzerine konulan yakalama şerhleri ile birlikte hacizlerin kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüş ise de; Başvuru bu hali ile, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nun 82/1- 4. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de, bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun, yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması, çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi, örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Burada sözü edilen aile tabirinden, borçlunun kanunen geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimseler, borçlu ile birlikte oturmamasına karşılık borçlunun kendilerine nafaka yükümlülüğü bulunan kişiler anlaşılmalıdır. Somut olayda, borçlunun (asıl uğraşının) ziraat ve çiftçilik olup olmadığı olmadığı hususunda da mahkemece yaptırılan emniyet araştırmasına göre; borçlular ......
İlk derece mahkemesince, davacının ekonomik ve sosyal durumu, çiftçi kaydının olup olmadığı araştırılmış, davacının geçimini çiftçilik ile sağlamadığı gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin esastan reddine karar karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının esnaf kaydının olduğunu ve haczedilen traktörün yaptığı işin faaliyet alanında kullanıldığını iddia etmiş olup, vergi levhası örneği dosyaya sunulmuştur. Dava dilekçesinde hacze konu traktörün tarımsal faaliyette kullanıldığı iddia edilmemiştir. İİK'nın 82/1- 2. maddesinde, ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan eşyanın haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Ancak, bunun için borçlunun haciz sırasında bir meslek veya sanatla uğraşıyor olması ve kendisi ile ailesinin geçimini anılan meslek ve sanatla sağlaması gerekir....
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının aşkın hacze yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine, 2- Davacının haczedilmezlik şikayeti yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine, 3- Alınması gereken istinaf karar harcından (maktu) peşin olarak alınan harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye istinaf karar harcının istinaf yasa yoluna başvurana tamamlatılmasına, 4- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine, Dairemizin bu kararına karşı, haczedilmezlik şikayeti yönünden İcra ve İflas Kanunu'nun 364/1 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361- (1). ve 365- (1). maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek...
Salihli İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı İzmir ili Kiraz ilçesi Doğancılar mahallesi 183 ada 32 parsel sayılı taşınmazın üzerine haciz konulduğunu, müvekkiline çıkartılan 22 örnek ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin hacizlerden haberdar olmadığını, müvekkilinin haczi öğrenir öğrenmez yasal süresinde haczedilmezlik davası açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendisi ve ailesinin geçimini sağladığı zirai arazi olduğunu, başka da gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır....
Somut olayda, borçlu ... haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan 27.11.2014 tarihinde vefat ettiği ibraz edilen veraset belgesinden anlaşılmıştır. Bu durumda, ölümle vekaleti son bulan vekilin mirasçılardan vekalet alarak ibraz etmek suretiyle henüz kendilerine takip yöneltilmemiş mirasçılar adına ve onların ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi de olanaklı değildir. O halde, şikayetçi borçlunun vefatı nedeniyle mesken ihtiyacı iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi yerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmayıp, mahkeme kararının Dairemizce bu gerekçeyle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ancak şikayet dilekçesinde yanlış icra dosya numarasını bildirdiği, mahkemece taraflarla ilgisi olmayan bu icra dosyası getirtilip incelenerek, alacağın tahsil edildiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu nedenle şikayet dilekçesinin HMK’nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir....
bir anlamının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte rapora konu keşif çalışmasında görüşülen tanık beyanlarında davacının esas geçim kaynağının aldığı emekli maaşı olduğu ve tarım veya hayvancılıktan bir gelir elde etmediğini belirttiklerini, davacının emekli aylığının 2.300 TL olduğunu ve bilirkişi raporu ile varsayımsal olarak 936,24 TL gelir elde edeceğinden bu rakamın asıl meslek olarak değil ek gelir elde etme amacı ile yapıldığının ve dava konusu tarlalar üstünde bir haczedilmezlik kararı için kanunun aradığı ölçütün oluşmadığını, davacı hakkında başlatılan icra takibinin mobilya alım satımı ile uğraşan müvekkilinden satma amacı ile aldığı ürünlerin bedelinin ödenmemesi üzerine açılmış bir takip olduğunu, davacının ticaretle uğraştığı bilirkişi raporunda yer alan beyanlarda da açık iken çiftçilik ile uğraştığından bahsetmesi ve çiftçilik kaydını sonradan aktif hale getirmesinin kötü niyetli olduğu ortada olduğunu, dava konusu diğer taşınmaz olan 2 katlı müstakil evin...
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 26.11.2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, bu haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin bulunmadığı, borçlunun 15.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için, asıl mesleğinin çiftçilik olması ve bilfiil bu işi yapması gerekir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması,emekli maaşı alması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Anılan maddeye göre, haczedilmemesi gereken taşınır ve taşınmaz mallar ve miktarları tespit edilirken, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı ve tarımsal faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olup olmadığı hususunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Traktör de bir ziraat aletidir ve haczi konusunda da belirtilen bu ilke geçerlidir. Bu gün, ülkemizde kara sabanla çiftçilik yapan çok az sayıda insan kalmıştır. Kara saban çağdaş bir tarım aleti olmadığı gibi, hayvanlarla nakil yapılması da çağdaş bir yöntem değildir. Bu itibarla teknolojideki gelişmeler nedeniyle verimliliği, kaliteyi ve kârlılığı arttıran, ekonomik hayata artı değerler kazandıran makineler de çiftçilerimiz için bir ihtiyaçtır....