"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Çeyiz Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından (katılma yoluyla) maddi tazminat, ziynet alacağı ve çeyiz eşyası taleplerinin reddi ile vekalet ücreti yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, davacı yararına hükmolunan nafakalar ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Katılma yoluyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sık sıkıya bağlıdır. Davacı eşin ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır....
Öyleyse erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-karşı davalı, kadının ziynet ve çeyiz alacağı talebi reddedildiğine göre reddedilen miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir. 4- Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet ve çeyiz eşya alacağı taleplerinde bulunmuş, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet ve çeyiz alacağı davası reddedilmiş olduğu halde, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasına yönelik yapılan yargılama giderleri boşanma davasında yapılan giderlerden ayrılarak davacı-karşı davalı kadın üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı şekilde bir bütün olarak değerlendirilip erkeğe yüklenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; nikah sırasında 8 adet burma bilezik, bir dolayım zincir, 6 adet reşat altın, bir adet taşlı yüzük, yatak odası takımı ve oturma grubunun kendisine mehir olarak verildiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarını eski eşinin ortak konutu yaptırmak için bozdurduğunu ve kendisine iade etmediğini, kişisel ve ev eşyalarının da ortak konutta kaldığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı; boşanma davası devam ederken davacının müşterek konuttan ayrıldığını ve ayrılırken de ziynet ve çeyiz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi Sıf. ile) KARAR TARİHİ :05.11.2009 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının tahsiline ilişkindir....
Adli yardım (müzaheret) kararı, lehine verilen tarafın, geçici olarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulmasını sağlamakta olup, davanın adli yardımdan yararlanan lehine sonuçlanması halinde, karşı taraf adli yardım nedeniyle alınamamış olan bütün harç ve giderlere de mahkum edilir. O halde, mahkemece; davanın 9.540TL çeyiz eşyası, 37.000TL ziynet eşyası olmak üzere 46.540TL dava değeri (müddeabih) üzerinden açıldığı, hükümle 9.540TL değerinde olduğu belirtilen (ve değer itibariyle itiraza uğramayan) çeyiz eşyası ile 33.975TL ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verildiği gözönünde bulundurularak; hüküm altına alınan değer üzerinden, davada haksız çıkan davalı taraftan karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Davalı Celal cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tarafınca davacıya verilen bir çeyiz senedi bulunmadığı gibi kendisine teslim edilen bir ziynet ve çeyiz eşyası olmadığını, diğer davalı Hüseyin'in yıllar önce vefat ettiğini, çeyiz senedini kabul etmediğini, davacının evden ayrılırken dilekçesi ekinde faturalarını sunduğu ev eşyalarını beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir....
Davacının, diğer talepleri yönünden davalı Salih'in, davacının dosyaya sunduğu çeyiz senedindeki imzayı inkar ettiğine ve senetteki imzanın davalı Salih'e ait olduğu belirlenemediğine göre, davayı çeyiz senedine dayalı olarak açan davacının iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan ziynet eşyalarının kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terkedilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan sözkonusu ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'indendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi herzaman mümkündür. Davacı, davaya konu ziynet eşyalarının varlığının, evi terkederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığının ispat yükü altındadır....
yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ziynet eşyalarının, ev eşyalarının ve çeyiz eşyalarının bedelinin davalı tarafından davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir....
yeterli olmadıkları gerekçesiyle boşanma, çeyiz eşya alacağı ve ziynet eşya alacağına ilişkin davanın da reddine karar verilmiştir....
Harca esas değer dava dilekçesinde 10.000,00 TL ziynet, 22.191,00 TL çeyiz eşyaları bedeli toplamı 32.191,00 TL olarak gösterilmiş, yargılama sırasında ziynet eşyaları yönünden dava değeri 25.220,00 TL'ye ıslah edilmiş, ve böylece dava değeri 25,220,00 TL ziynet ile 22.191,00 çeyiz eşyaları bedeli toplamı 47.411,00 TL artırılmış olmasına karşın, bu bedeller üzerinden yatırması gereken karar ve ilam harcını yatırmamış olduğu halde mahkemece hesaplanacak peşin harç eksiği tamamlatılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 4) Bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....