WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Çekişmenin niteliği itibariyle orman araştırması yapılması gerektiğinden temyiz incelemesi görevi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.04.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO KANUN YOLU : TEMYİZ Çekişmenin niteliği gereği dosyanın temyizen incelenmesi göre 20. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 20.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Çekişmeli taşınmaz ormana sınır olup, taraflar arasındaki çekişmenin niteliği itibari ile temyiz inceleme görevi 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Dava dosyası incelendiğinde, davacı, davalı borçlu Murat aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı eşinin teyze kızı davalı Nazmiye’ye onun da davalı ...’ya satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep ve dava ettikten sonra ... aleyhine de satış işleminin iptali davasını açtığı dava işbu dava ile birleştikten sonra, 04.04.2013 tarihli beyanıyla davayı, davalılar ..., ... ve ...’ye yönelik tazminat davası olarak devam ettirmek istediğini beyan etmiştir....

          Mahkemece; dava konusu1231 parselin kuzey sınırında bulunan ... tarafından yapılmış iksa duvarının, bu parsele cephesi olan kısmın tamamının aynı cins malzeme kullanılarak aynı genişlikte en az bir metre yükseltilmek sureti ile taşınmazın en üst kotuna kadar ek duvar örmek, ayrıca fen bilirkişisi Feti Bulut tarafından düzenlenen 02/11/2010 tarihli krokili raporda A harfi ile işaretlenen 6 metre uzunluğundaki duvar arası boşluk alan ile B harfi ile işaretlenen 6 metre uzunluğundaki duvar arası boşluk alanın davacı taşınmazına 3 metre cephesi olan kısmının aynı cins malzeme kullanılarak aynı genişlikte olmak üzere taşınmazın en üst kotuna kadar tamamen duvar örmek sureti ile taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesine, çekişmeyi giderecek duvar örme işleminin davalı ... tarafından yapılmasına, çekişme konusu duvarın herhangi bir nedenle yapılmaması halinde yapım maliyet bedeli olan 16.647,08 TL nin tahsiline karar verilmiştir....

            Mahkemece, bağış işleminin resmi şekilde yapılmadığı, satış akdinde davacının taraf olmadığı, bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, gerek yerel mahkemede yapılan yargılama sırasında gerekse Yargıtay duruşması sırasında davanın genel hükümlere göre açıldığını, bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek Borçlar Kanunu hükümlerine göre karar verilmesini istemiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bulunmadığına göre; uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevli olmayıp, görevli mahkemenin genel usul hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece, davanın Aile Mahkemesinin görevi kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp çekişmenin esası hakkında yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru olmamıştır....

              Davacı, miras bırakan tarafından çekişmeli taşınmazların davalılara intikali işleminin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. İddianın içeriğine göre; davadaki istek miras bırakanın ölüme bağlı olarak gerçekleştirdiği tasarrufun iptali ile ilgili olmayıp, hukuksal dayanağını Borçlar Kanununun 18. maddesi ve 01.04.1974 tarih 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararından alan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğidir. Davanın bu nitelendirilmesine göre taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi bakımından yetkili mahkemenin tayininde HUMK.'nun 13. maddesi hükmünün uygulanacağı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili davaları taşınmazın aynına yönelik olup, taşınmazın fiilen bulunduğu yer mahkemesinde açılması ve görülmesi zorunludur....

                Eğer bir dava görülerek kesin hükme bağlanmışsa, sonradan ortaya çıkan çekişmenin kesin hüküm kapsamında değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Zira kesin hüküm kuralı kamu düzenini ilgilendirir. Somut olayda da, yanlar arasındaki niza, kesin hükme bağlandığından sonradan ortaya çıkan çekişmelerin kesin hükümle sonuçlanan dava dosyasındaki krokinin zemine uygulanması suretiyle giderilmesi zorunludur. İnfaz ise, icra dairesince yapılacaktır. Davacı köy hükmün infaz biçimini ancak, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile yargı yerine getirebileceğinden tespit davası olarak açtığı bu davanın dinlenme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, davanın reddedilmiş olması sonuç bakımından doğrudur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2009 gününde verilen dilekçe ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan hakka elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ... Gaz San. Tic. A.Ş. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, intifa hakkına konu taşınmaza bayilik sözleşmesine de aykırı davranılarak yapılan elatmanın önlenmesi, kal ve taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, 3621 ada 5 parsel sayılı taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu, bu hakkı bayisi ... Tarım Gıda Akaryakıt San. Tic. Ltd. Şti. aracılığı ile kullandığını, bayi davalının bayilik sözleşmesine aykırı olarak ......

                    İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarından başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır. Bu durumda, mülkiyet nakli ihtimali bulunmayan ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde olan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu